Akar: İki devletli çözümden başka çıkış yok
Türkiye’nin uluslararası hukuka bağlı kalmasının "taviz ve zafiyet" gibi görülmemesi gerektiğini belirten Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "50 yıldır başarısızlıkla sonuçlanan eski çözüm formüllerini tekrar tekrar konuşmak zaman kaybından başka hiçbir sonuç doğurmaz. Adada artık 2 devletli çözümden başka bir çıkış olmadığını görüyoruz.” dedi.
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs ile alakalı yer almadığı hiçbir projenin yaşama şansı yoktur. Kıbrıs dahil tüm denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da çok şükür muktediriz” dedi.
Adadaki Türk askeri varlığının, hukuki temelinden farklı gösterilmeye çalışılmasının da gerçekleri yansıtmadığını kaydeden Akar, bu yapılan yanlış beyanlar ve haksız ithamların ne Yunan ne de Rum tarafına fayda sağlayacağını ifade etti.
Akar, İzmir Foça Deniz Üs Komutanlığında düzenlenen 2’nci Korvet Filotillası Komodorluğu Sancak Tevcih Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Akar, “Tüm olumlu yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen uluslararası hukuktan doğan haklarımızın kısıtlanmasına yönelik provokatif girişimler, eylemler, yapılan sorumsuz açıklamalar ve tehdit dili, Ege’de gerginliği doğal olarak artırıyor, tırmandırıyor ve sorunları derinleştiriyor, bölgesel barış, huzur ve istikrarı bozuyor.” diye konuştu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Akar, sancağı Albay Gökhan Temizöz’e teslim etti.
Akar, törendeki konuşmasında, Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, tüm sorunları uluslararası hukuk, iyi komşuluk ilişkileri, karşılıklı iyi niyet, saygı ve diyalog çerçevesinde müzakereyle, barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesinden yana olduğunu söyledi.
Diyaloğa daima açık olduklarını ifade eden Akar, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanımız NATO Genel Sekreteriyle görüştüler. Bu görüşme sonrasında ayrıştırma toplantılarının yapılmasına karar verdiler ve bu toplantılar yapılmaya başlandı. Biz bunu destekliyoruz. Diğer taraftan daha önce istişari olarak yapılan toplantılar da artık Ege İstişare Toplantıları’na dönüştürüldü ve bu şekilde yapılmaya başlandı. Bunun da 61’incisi 25 Ocak’ta gerçekleştirildi. Yunan komşularımızın 3’ünü yaptığımız, 4. güven ve güveni artırıcı önlemler çerçevesindeki toplantının da Türkiye’de yapılması için gelmelerini bekliyoruz. Tüm olumlu yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen uluslararası hukuktan doğan haklarımızın kısıtlanmasına yönelik provokatif girişimler, eylemler, yapılan sorumsuz açıklamalar ve tehdit dili, Ege’de gerginliği doğal olarak artırıyor, tırmandırıyor ve sorunları derinleştiriyor, bölgesel barış, huzur ve istikrarı bozuyor.”
BOŞA GAYRET GÖSTERİYORLAR
Akar, Yunanistan’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri ile sorunları varmış gibi olayları çarpıtmaya devam ettiğini belirterek, “Bu husus AB tarafından da ABD tarafından da biliniyor olmalı, bu konuda ciddi işaretler var. Bu da işin memnuniyet edici bir boyutu. Bu konuda Yunan komşularımızın gerçekten bu manada boşa gayret gösterdiklerini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Yunanistan’ın silahlanma çalışmalarına da değinen Akar, “Yapılan çalışmaların gerginliği tırmandırmasının yanı sıra Yunan halkının da refahının aleyhine birtakım harcamalar olduğunu ve beyhude çalışmalar, gayretler olduğunu da söylemek mümkün.” değerlendirmesinde bulundu.
Akar, Türkiye olarak samimi diyalog, müzakere ve barışçıl yöntemlerle sorunu çözmeye çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Yunanistan birtakım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek açıklama ve eylemlerden kaçınmalı. Başkalarına güvenmeyip geçmişten ders alarak hareket etmelidir, Türkiye’nin haklı, tarihi sürece uygun, makul ve mantıklı yaklaşımını görmelidir. Görüşmelerde meselelerin hak, hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ele alınmasını ve bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz. Ön koşulsuz olarak her türlü görüşmeye hazır olduğumuzu daha önce beyan ettik ve buna göre görüşmeler başladı ve biz diğer güven artırıcı önlemler çerçevesinde görüşmelerin de Ankara’da yapılmasını bekliyoruz. Kimsenin toprağında, hakkında, hukukunda gözümüz yok. Bunu birçok kez söyledik ve uygulamalarda da açıkça gösterdik. Ancak diğer taraftan da haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi, hakkımızı çiğnetmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Özetle söylemek gerekirse şehit de oluruz, gazi de oluruz ancak hiçbir oldu bittiye izin vermeyiz. Uluslararası hukuka bağlı kalmamız, iyi komşuluk ilişkilerini arzu etmemiz, herhangi bir şekilde birileri tarafından taviz gibi, bir zafiyet gibi görülmemelidir. ‘Hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu sonuna kadar koruyacağız’ dememiz de hiç kimseye tehdit olarak algılanmamalıdır, anlaşılmamalıdır.”
2 DEVLETLİ ÇÖZÜMDEN BAŞKA BİR ÇIKIŞ YOK
Kıbrıs meselesinin milli mesele olduğuna işaret eden Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs Barış Harekatı’nı herkesin görmesi, göz ardı etmemesi lazım. Gerçekten adaya barış, huzur ve istikrar getirmiştir. Türkiye Kıbrıs’ta İngiltere ve Yunanistan ile birlikte garantör bir devlettir. Adadaki Türk askeri varlığının, hukuki temelinden farklı gösterilmeye çalışılması da gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu yapılan yanlış beyanlar, haksız ithamlar ne Yunan ne de Rum tarafına hiçbir fayda sağlamayacaktır. Rumların biran önce uzlaşmaz tutumlarından vazgeçmesi, oradaki Türk farklılığını kabul etmeleri gerekmektedir. AB’nin de stratejik körlüğü bir kenara bırakması lazım. Olayları yakından takip edip olduğu gibi görmelerini bekliyoruz. 50 yıldır başarısızlıkla sonuçlanan eski çözüm formüllerini tekrar tekrar konuşmak zaman kaybından başka hiçbir sonuç doğurmaz. 50 yıldır bunu açıkça gördük. Adadaki durumu yakından takip eden bizler adada artık 2 devletli çözümden başka bir çıkış olmadığını görüyoruz. Aklıselim sahibi olan herkesin de bunu görmesini bekliyoruz. 3. taraflardan beklentimiz objektif olmaları, sorunları akıl ve mantık çerçevesinde değerlendirmeleri. Bütün bunları söyledikten sonra şu hususlar asla unutulmamalı. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs ile alakalı yer almadığı hiçbir projenin yaşama şansı yoktur. Kıbrıs dahil tüm denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da çok şükür muktediriz.”