Bahçeli’den AKP’ye rest
MHP Başkanı Devlet Bahçeli, AKP-CHP yakınlaşmasını ‘ısmarlama normalleşme’ olarak yorumladı ve AKP’ye gözdağı veren ağır ifadeler içeren yazılı bir açıklama yaptı. Bahçeli, "Siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde bariyersek gereğini yaparız" dedi.
Son iki gündür ardı ardına görüşmeler ve fotoğraflarla verilen siyasi mesajların ardından bütün dikkatler, gelişmelerin tam ortasında duran MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’deydi. Bahçeli, her satırı mesaj yüklü bir yazılı açıklama ile gelişmeler karşısında MHP’nin tavrının ne olacağını anlattı. T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun analizine göre Bahçeli’nin yazılı açıklamasının MHP tarafından sunumu bile mesaj yüklüydü:
SİYASİ OPERASYON
“Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin, ‘Türk Siyasetinde Normalleşme ve Yumuşama’ İddialarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’ne Düzenlenen Siyasi Operasyonlar hakkında yapmış oldukları yazılı basın açıklamasını ilgi ve bilgilerinize sunarız” ifadeleriyle servis edildi açıklama.
ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM
Bahçeli’nin açıklaması da ilk satırdan itibaren mesajlar taşıyordu. İlk iki cümlesinde dikkati çeken şu ifadeler yer aldı:
“31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir. Zira her şey milletimizin huzurunda gerçekleşmektedir.”
Bahçeli, Erdoğan’ın “yumuşama”, CHP’nin “normalleşme” adını verdiği, karşılıklı ziyaretler ve temaslarla yürüyen süreci “çok bilinmeyenli yeni bir denklem kuruluyor” diye yorumladı.
MUNZAM VE MUHASSIL
MHP’nin “munzam (eklenmiş, katılmış) ve muhassıl (meydana getiren)” diyalogları, ülke lehine olduktan sonra değerlendirmekten rahatsızlık duymayacağını söyleyen Bahçeli, kutuplaşmayı sonlandıracak adımlara karşı olmadığının altını çizdi açıklamasında.
Ancak buraya büyük bir şerh düştü. Sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin MHP’yi hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğünün izahtan vareste olduğu şerhi…
Elbette bu sözleriyle, Erdoğan’ın önce CHP’yi ziyaret ederek Özgür Özel’le görüşmesini, hemen ardından Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi ve çocuklarını kabul ederek, fotoğraf vermesini kastediyor. Bahçeli, şöyle devam ediyor açıklamasında:
“Dikkat, temkin ve titizlikle takip ettiğimiz nevzuhur gelişmelerin esrar perdesi aralandığında başka hesapların, alttan alta körüklenen farklı beklentilerin varlığı müşahede ve mütalaa edilmektedir.”
SUİKASTE REFAKAT EDENLER
Bahçeli’nin, CHP ile yürütülen süreçle, MHP’nin odağa konulduğu Sinan Ateş cinayeti ile ilgili süreci birbirinden ayırmadığı anlaşılıyor. Şöyle ifade ediyor MHP lideri:
“Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin normalleşme ve yumuşama ortamına şaşı baktığı, şüpheyle yaklaştığı, hatta zarar verdiği televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından ve gazete sayfalarından devamlı surette ileri sürülmektedir. İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür.”
MHP HAZIR OLACAK AMA NE AMAÇLA?
Bahçeli, MHP’nin 1 Temmuz’da yapılacak Sinan Ateş davası ilk duruşmasında MHP’nin hazır olacağının altını da çizdi açıklamasında. “Karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır” ifadeleriyle MHP’nin cinayetin takibi için değil, yöneticilerini hedef alan iddialara karşı salonda bulunacağını ilan etti.
İTTİFAKI BOZMAK İÇİN KULLANILAN DOSYA
MHP lideri, Sinan Ateş davasının, Cumhur ittifakını dağıtmak için araç olarak kullanıldığı görüşünde. Bunu yapanları da şu ifadelerle hedef aldı:
“Yurt içi ve yurt dışı menşeli çıkar odaklarının, yıkım ortaklarının, siyasi istikrar muhalifi çevrelerin, bilhassa da Cumhur İttifakı muarızlarının partimizi töhmet altında bırakmak, bir yol ayrımının inşasını sağlamak maksadıyla kesintisiz faaliyet içinde oldukları meydandadır…”
“BARİYERSEK ÇEKİLİRİZ” RESTİ
Bahçeli, yine dava ile normalleşme adı verilen süreci birlikte okuyarak, AKP’ye belki de bugüne kadarki en sert mesajını şu ifadeler verdi:
“Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.”
CUMHURBAŞKANI’NI KORUYAN, BAZI AKP’LİLERİ HEDEF ALAN SÖZLER
Bahçeli, ağır ifadelerini şöyle sürdürdü:
“AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.”
Açık biçimde, AKP içinde CHP ile geniş tabanlı ittifak yapılmasını isteyen bir kesimin bulunduğunu, “suyu bulandıranlar” olarak nitelediği bu kesimin MHP’yi istemediğini ilan etti. CHP’nin kurucusu olduğu Altılı Masa’yı da katarak, AKP’nin istiyorsa burada yer alabileceğini, MHP’nin bu ittifakın karşısında duracağını, dilek ve temenni vurgularıyla verdi.
Bahçeli’nin açıklamanın bu noktasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı farklı bir yere koyduğu da görülüyor.
AKP içindeki “suyu bulandıranların” CHP ile ittifak isteğine rağmen, Cumhur ittifakı’na bağlı olduklarını vurgulayan Bahçeli, ortaklığı TBMM faaliyetleri ile sınırlayarak, önce “TBMM’de kanun tekliflerine verilen desteğimiz aynen sürecektir” dedi. Bu konuda bir kaza olmayacağını vurguladı.
Ardından, “Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir” ifadeleriyle Erdoğan’a yapıcı mesaj verdi. AKP’deki kesim ile Erdoğan’ı ayıran en net mesajı ise şu ifadelerdeydi:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalınız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir.”
“CUMHURBAŞKANI’NIN HATIRINA FERAGAT” VURGUSU
Ancak ardından gelen cümleler aynı yapıcılıkta değildi:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri, kurduğu ilişki ağlarını, icra ettiği ikili temasları saygıyla karşılıyor, zatı devletlerini daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihimizi aziz milletimizle paylaşıyoruz.”
Bahçeli, karşılıksız inisiyatif aldıklarını belirterek, MHP’nin bu tabloyu “tahammül edilemez” bulduğunu ancak fedakârlık yaptığını vurguladı. Feragatle hareket ettiklerini vurgulayarak aslında bu yapılanların karşılığı olması gerektiğini ancak bunu yapmadıklarını söyledi.
ERDOĞAN’LA GÖRÜŞÜR MÜ?
Bütün bunlara rağmen Bahçeli’nin açıklamasının kendisi, feragat vurgusu, CHP ile kurulması istenilen ittifak konusunda dilek ve temennide bulunması Erdoğan’a ve AKP’ye karşı açık uyarı anlamı taşıyor.
Bahçeli, Sinan Ateş davasının partisine verdiği zararın farkında ve bu konunun gündemde tutulmasına MHP’nin duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu davanın AKP ile MHP’yi ayırmak amaçlı kullanıldığını söyleyerek hem dava ile ilgili ince bir mesaj veriyor hem de CHP ile yürütülen temasları da bu kapsamda gördüğünü vurguluyor. Açıklama, MHP’nin tahammül sınırında olduğunu, Erdoğan’a verdiği desteği ayrı tutmakla birlikte, AKP ile yürütülen ittifaka son verebileceği mesajını da içeriyor. Erdoğan, bu açıklamadan sonra Bahçeli ile görüşür mü, iki parti arasındaki temas trafiği nasıl ilerler, bu açıklama Sinan Ateş davasını nasıl etkiler, göreceğiz. Ancak siyasette gerçekten de Bahçeli’nin de vurguladığı gibi yeni bir denklemin kurulduğu ortada.
Açıklaması bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Devlet Bahçeli’nin Erdoğan ve AKP’ye, -kendi ifadesiyle- “ısmarlama normalleşme”ye karşı, başkanlık barajı olan “yüzde 51 ihtarı” yaptığı da söylenebilir.