AKEL, Guterres’in taslak raporlarını değerlendirdi: “Son zamanların en kötü raporları”

AKEL, Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması çabasından uluslararası toplumun uzaklaştığı havasının iki raporda da açıkça görülmekte olduğunu ifade etti. Söz konusu rapor taslaklarının tüm dönemlerin belki de en kötü raporları olduğunun altını çizdi.

AKEL, UNFICYP’in ve İyi Hizmetler misyonunun görev süresinin yenilenmesine ilişkin BM Genel Sekreteri’nin iki rapor taslaklarının içeriğiyle ilgili olarak yoğun endişesini dile getirdi.

“Türkiye’nin yeni oldubittilere yol açtığı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni her gün tehdit ettiği ve BM’nin Kıbrıs sorununa ilişkin kararlarını Erdoğan-Tatar ikilisinin görmezden geldiği bir dönemde uluslararası toplumun süregiden çıkmazdan tarafları eşit derecede sorumlu gördüğüne” işaret eden AKEL, Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması çabasından uluslararası toplumun uzaklaştığı havasının iki raporda da açıkça görülmekte olduğunu ifade etti.

Kıbrıs sorununun 1974’ten bu yana en vahim ve tehlikeli safhasında olduğunu ve BM Genel Sekreteri’nin inisiyatif alması konusunda en ufak bir umut ışığı görülmediğini kaydettiği açıklamasında AKEL, taslaklarda BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili 550 ve 789 sayılı kararları ile belirlenen Maraş’taki statünün ihlali gibi bazı atıfların yer yer bulunmasının olumlu olarak değerlendirilebileceğini ancak bunun rapor taslaklarındaki genel olumsuz tabloyu ortadan kaldırmadığını da ifade etti.

Somut olarak, UNFICYP’in görev süresinin yenilenmesine ilişkin raporunda BM Genel Sekreteri’nin her iki taraftan da sert söylemlerin artmasının tarafların katı tutumlarını yoğunlaştırmalarına yol açtığını ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm ihtimalinin azalmaya devam ettiğini belirtiğini ifade eden AKEL, UNFICYP ile “Kıbrıstürk makamları” arasındaki ilişkiyi resmileştirmek için Kıbrıstürk tarafının BM Sekreterliği’ne bir taslak belge sunmasına olumsuz herhangi bir atıfta bulunulmadığına ve bunun da bazı makul soruları gündeme getirdiğine işaret etti.

AKEL’in defalarca uyarılarda bulunduğu gibi, hükümetin ara bölgeye tel örgü çekilmesine ilişkin icraatlarının büyük ihlal olarak nitelendirildiğine ve söz konusu rapor taslaklarında Kıbrısrum tarafına yönelik olarak ağır eleştirilerin olduğuna da değinerek, ayrıca göçmenlerin ve sığınmacıların özgür bölgeye geçişini engellemek için bir güç oluşturulması konusunda da benzer bir göndermenin yapıldığını ve BM Genel Sekreteri’ne göre tüm bunların ateşkes hattının “katı bir sınır”a dönüştürülmekte olduğu algısını güçlendirdiğini belirtti.

Çetinkaya stadyumu konusunun ara bölgenin statüsünü değiştirmeyecek şekilde ele alınmasına yapılan atfın da önemli olduğunu ancak bunun, barış gücü tarafından bu konuda gerginliğe yol açan talihsiz tutumların ortaya koyulduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığını da kaydeden AKEL, İyi Hizmetler misyonu ile ilgili raporun iki bölgeli iki toplumlu federasyona bir kez daha herhangi bir net atıftan yoksun olduğunu ve Güvenlik Konseyi’nin parametreleri dahilinde bir çözüme gevşek bir şekilde atıfta bulunulmasıyla Sayın Guterres’in yetindiğini dile getirdi.

Kıbrıslıtürk tarafının egemen eşitlik taleplerini katılaştırmasının da özgür bölgede yapılan negatif siyasi söylemlerle eş tutulduğunun altını çizen AKEL, Tatar’ın taksimci ve kabul edilemez önerilerinin açıkça kınanması yerine, resmi ve özlü müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli koşullara yönelik bir öneri olarak tanımlanmasının karakteristik olduğunu ifade etti.

Söz konusu rapor taslaklarının tüm dönemlerin belki de en kötü raporları olduğunun altını çizdiği açıklamasında AKEL, bundan da Kıbrıs sorunundaki durumun ne kadar tehlikeli bir noktada bulunulduğunun açıkça görüldüğünü belirtti. Nihai taksime doğru gidişe, görev süresinin sonu yaklaşan Anastasiadis-DİSİ hükümetinin uluslararası alanda ülkeyi içine sürüklediği itibarsızlaşmaya ve güvenilmezliğe son verilmesi için Kıbrıs sorununda izlenen politikaların köklü bir şekilde değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan AKEL önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üç ana adaydan ikisinin, Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda izlediği politikadan ne yazık ki gurur duyduklarını ve aynı politikayı desteklemeye devam edeceklerini beyan ettiklerini hatırlattı ve bu iki adayın Anastasiadis tarafından izlenen politikanın terk edilmesi gerektiğinin farkında bile olmadıklarını dile getirdi. AKEL, bu iki adayın aksine, Mavroyannis’in Crans Montana’da kalınan yerden müzakere sürecinin devam etmesi için koşulların yaratılmasın gerektiğini ve bu yönde çalışacağını belirtti.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }