Erdoğan yine davacı: Avrupa’ya yeni ceza davaları

Türkiye Cumhuriyeti’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa gazetesinden, Şener Levent ile Ali Osman Tabak’tan yine davacı oldu, Ankara mahkemeleri ceza davası açtı.

HABER MERKEZİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 34. ve 35. Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından Avrupa gazetesi aleyhine açılan ceza davaları Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde yargıç tarafından gazetecilere tebliğ edildi ve savunmaları istendi. İthamları reddettiğini belirten Şener Levent konunun detaylarını bugünkü köşe yazısında aktardı.

Şener Levent ve Ali Osman 22 Ocak 2022 tarihli Afrika gazetesinde yayımlanan “Utanç Dolu Kara Gün” başlıklı yazı ile manşette Erdoğan’a “faşist” demekle itham ediliyorlar…

Şener Şevent ayrıca 2016’da kaleme aldığı “Kürtler ve Biz” başlıklı ve 2018 tarihli “Zorba The Cypriot” başlıklı yazılarında TC devletini alenen aşağılamakla suçlanıyor.

Şener Levent’in “Gazetemize Ankara’da yeni ceza davaları ve Lefkoşa ile paralel davalar” başlıklı köşe yazısı şöyle:

“Polis bana iki “tanık celpnamesi” getirince anlayamadım önce…
Sanık değil, tanık celpnamesi…
Mahkemeye çağrılıyordum…
“Gel ve bildiklerini anlat” deniliyordu…
Gariptir ya, bu talep Ankara’daki iki ceza mahkemesinden geliyordu…
Neyin davasında, kimin davasında tanıklık yapacaktım?
Ayrıca daha önce gıyabımda beni yargılayıp hapse mahkum etmiş olan Ankara savcıları bana çok mu güveniyorlardı da beni tanık olarak dinlemeye çağırıyorlardı?
Bir cinayet, ya da bir uyuşturucu davası olabilir miydi?
GKK Komutanının Lokmacı Kapısı’nda ara bölgeyi ihlal etmesi mi yoksa?
Celpnamede hiç belirtilmemişti…
Kafamı kurcalayan bu sorularla mahkemeye gittim…
Ve aslında tanık değil, sanık olduğumu ancak orada öğrendim…
Ankara’daki iki ceza mahkemesi gazetemize, bana ve Ali Osman’a yeni ceza davaları açmıştı.
Mahkemede huzuruna çıktığım yargıcın görevi bu davaları bana tebliğ etmek, savunmamı istemek ve daha sonra bunu Ankara’ya göndermekti…
Türkiye’nin bizim buradaki yönetimle yaptığı bir adli yardımlaşma anlaşmasıymış bu…

*

Bizden davacı olan yine Recep Tayyip Erdoğan’dı…
Davaya “şikayetçi” olarak kaydedilmişti.
Dava konusu 22 Ocak 2020 tarihli gazetemiz Afrika’da yayınlanan “Utanç Dolu Kara Gün” başlıklı manşet ve benim yazımdı…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret etmekle suçlanıyorduk.
Bu yazıyı gazetemize yapılan linç saldırısının ikinci yıldönümünde yazmıştım…
Buradaki kitlesine bizi hedef gösteren Erdoğan’ın bir işaretiyle gazetemizde kan dökülmesine az kalmıştı…
Tayyip Erdoğan kendisine “faşist” dediğim için şikayetçiydi…
Bu iddiamı adil ve bağımsız bir mahkemede her zaman ispat etmeye hazırım…
Türkiye’deki yargı adil ve bağımsız değil…
Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasında…
Ben de, Ali Osman da herhangi bir savunmaya gerek görmedik…
İthamları reddettik sadece…

*

Benimle ilgili ikiye bölünmüş bir dava daha vardı.
O da Ankara’daki başka bir ceza mahkemesinde…
Muhterem yargıç onları da okudu bana…
Bir dava 1 Haziran 2016 tarihli gazetemizdeki “Kürtler ve Biz” başlıklı yazım ile ilgiliydi…
Diğer davalık yazım ise “Zorba The Cypriot” başlıklı yazı…
1 Şubat 2018 tarihli…
Bu davalarda da TC Devleti’ni alenen aşağılamakla suçlanıyordum…
İthamları yine reddettim…

*

İlginç olan şuydu ancak…
Burada bana açılan ceza davalarının aynısını bir de Ankara’daki mahkemelerde açmayı bir alışkanlık haline getirmişlerdi…
Anlaşılan Tayyip Erdoğan bizim buradaki mahkememize güvenmiyordu.
Onun için aynı davaları bir de Ankara’da açıyordu…
“Zorba The Cypriot” başlıklı yazım için burada bizim mahkememizde açılmış bir davam var…
Bu dava henüz sonuçlanmadı ve sürüyor hala…
Ama şimdi aynı dava Ankara’da da açıldı…
Tıpkı karikatür davasında olduğu gibi…
TC Elçiliğinin şikayeti üzerine açılan karikatür davasını biz kazanmış ve beraat etmiştik.
Savcılık kararı beğenmediği için istinafa gitti…
Duruşmayı yaptık…
İki yıl geçti…
Kararı bekliyoruz…
İşte tam da bu süreçte Tayyip Erdoğan’ın şikayetiyle aynı karikatür davası bir de Ankara’da açıldı.
Dava burada tebliğ edildi bana, ancak duruşma günleri vesaire için başka hiçbir bildirimde bulunulmadı…
Gıyabımda yargıladılar beni…
Ve suçlu buldular…
Mahkum ettiler…
1 yıl hapis cezası…
Bu cezayı para cezasına çevirdiler sonra…
Ödemedim…
Ne gariptir ki, bu davada avukatlığımı yaptığını ileri süren Ankaralı bir avukat benden ücret talep etti…
Bir mektup yazdı ve hesap numarasını verdi.
Parayı oraya yatıralım diye…
Ne gördüm adamı, ne tanırım, ne de adını duydum…
Ama avukatlığımı yapmış nasıl yapmışsa…

*

Paralel davaları Ankara’da açmakla Tayyip Erdoğan bizim buradaki yargıçlarımız üzerinde dolaylı bir baskı oluşturuyor…
Onlara gözdağı veriyor…

Yani biz burada yargılandığımız yetmezmiş gibi aynı davalardan bir de Erdoğan’ın mahkemesinde yargılanıyoruz…
Hukukçularımızın ve basın özgürlüğü savunucularımızın hiçbir fikri yok mu bu konuda?”

Bugün Kıbrıs

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }