“Tarihin sonu” ilanıyla ünlü siyaset bilimci: “Liberal demokrasiyi kurtarmak için Ukrayna kilit önemde”
"ABD siyasi çürüme sürecinden geçiyor."
“Tarihin sonunu” ilan eden ABD’li ünlü siyaset bilimci Francis Fukuyama, Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD’ye dair çarpıcı açıklamalar yaptı.
1992’de çıkan Tarihin Sonu ve Son İnsan (The End of History and the Last Man) kitabıyla bilinen Fukuyama, Salon haber internet sitesine yeni kitabıyla ilgili konuştu. Fukuyama’nın “Liberalism and Its Discontents” (Liberalizm ve Memnuniyetsizlikleri) adlı yeni eseri 10 Mayıs’ta raflardaki yerini almaya hazırlanıyor.
Siyaset bilimci, 18 Nisan’da yayımlanan röportajda liberal demokrasiyi kurtarmak için Ukrayna’nın kilit önem arz ettiğini söyledi.
Fukuyama, görev yaptığı Stanford Üniversitesi Freeman Spogli Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü sayesinde 200 Ukraynalıyla görüştüğünü belirtti:
“Bence Ukraynalı meslektaşlarımız, unutulmadıklarını bilmekten hoşlanıyor.”
Ukrayna’daki kişilerin evlatlarını ve ebeveynlerini ülkeden gönderip savaşmak zorunda kaldığını hatırlatan Japon asıllı ABD’li siyaset bilimci Yoshihiro Francis Fukuyama, “Bazıları işlerini bırakıp yerel milislere kaydoldu. AK-47 ve RPG’leri nasıl kullanacaklarını öğreniyorlar” dedi.
Fukuyama, savaş bölgesinden konuştuğu kişilerin, “daha büyük bir resmin parçası olduklarını hissettiğini” aktardı. Dünyanın savaşı nasıl gördüğüne dair sık sık Ukraynalı meslektaşlarından soru geldiğini belirten 69 yaşındaki isim, “Savaşın ve yaşanan her şeyin geri kalanımız için kesinlikle geçerli olduğuna dair güvence vermeye çalışıyorum” ifadesini kullandı:
“Birçok açıdan bizim adımıza savaşıyorlar. Bu onlara biraz rahatlık veriyor. Ancak bunun ardından ne tür somut yardımlar yapacağımız sorusu doğuyor. Bu çok daha zor bir soru.”
Fukuyama’ya “Ortalama bir Amerikalıya, Ukrayna’nın onun için neden önemli olması gerektiğini nasıl açıklarız?” sorusu da yöneltildi. Amerikalılığın demokrasi etrafında inşa edildiğini savunan ünlü düşünür, “Bu her zaman Amerikan milli kimliğinin bir parçası olmuştur” diye konuştu:
“ABD’de demokrasinin hayatta kalması, yurtdışında da hayatta kalmasına bağlı. Şu anda dünyada iş başında olan çok sağlam bir anti-demokratik güçler ağı var.”
Fukuyama, bu ağın çoğunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çevresinde döndüğünü öne sürdü:
“Söz konusu ağ ABD’ye kadar uzanıyor çünkü Donald Trump, Putin’in iyi bir arkadaşı. Trump’ın destekçilerinin çoğu, Ukrayna’daki savaşta yanlış tarafta… Ukrayna’daki savaş, Amerikan halkını şu anlamda etkiliyor: eğer Vladimir Putin başarılı olursa, o zaman buradaki anti-demokratik güçler de başarılı olacak. Amerikan demokrasisi için gerçek ve halihazırda var olan bir tehlike yarattıklarına inanıyorum. Eğer geri püskürtülmezlerse, 2024’te bu ülkede ciddi bir anayasal krizle karşı karşıya kalabiliriz.”
Fukuyama, Putin hakkındaki “bir tür diktatör” görüşünün bu kişileri cezbettiğini öne sürdü. Liberal demokrasinin, yürütme üzerindeki kısıtlamalar etrafına inşa edildiğini iddia eden siyaset bilimci, “Bu yüzden mahkemelerimiz ve bağımsız bir medyamız var” dedi:
“Donald Trump, bu kurumların yapmak istediği her şeyi yapmasına izin vermemesi gerçeğinden dolayı kesinlikle hayal kırıklığına uğradı.”
“SINIRSIZ GÜÇ, TRUMP VE TAKİPÇİLERİNE ÇEKİCİ GELİYOR”
Trump’ın da bir diktatör gibi hareket etmek istediğini öne süren Fukuyama, eski ABD başkanının Putin’in yanı sıra Kuzey Kore lideri Kim Jong-un gibi kişilerle iyi anlaştığını ancak eski Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi “liberal demokrasinin getirdiği kısıtlamalar içinde hareket eden Batılı liderlerden hoşlanmadığını” söyledi:
“Sınırsız güç, Trump ve takipçilerine çekici geliyor. Bu yüzden Putin’i seviyorlar.”
6 Ocak 2021’deki ABD Kongresi baskınında yaşananlara pek şaşırmadığını belirten Fukuyama, sağ görüşlü internet sitelerini takip ettiğini ve bunun geleceğini ettiğini belirtti. Yaşananları “ayaklanma” diye niteleyen düşünür, “Bu olayı takip eden kişiler ve şimdi bildiklerimiz, baskının aslında yönetimi devirmek için bir komplo olduğunu anlıyor” dedi:
“Ancak Trump’ın ayaklanma başlatmaya çalışmasından muhtemelen daha rahatsız edici olan şey, Cumhuriyetçi Parti’nin büyük kısmının bununla hareket etmesi ve yaşananları normalleştirmeye çalışması gerçeğidir. Onlar için bu sadece bir güç meselesi. Pek çok Cumhuriyetçi muhtemelen bunun gerçekten bir ayaklanma olduğunu görse de yeniden seçilmek için bunu kabul etmek istemiyorlar.”
Fukuyama, ABD’nin “siyasi bir çürüme sürecinden geçtiğini” öne sürdü. Örneğin yıllık bütçeyle ilgili temel kararların alınamadığını söyleyen Fukuyama, “Pek çok kişi bu sorunların farkında ancak sistem o kadar felç ki gerçekten düzeltemiyoruz” dedi. Fukuyama sözlerine şöyle devam etti:
“Evet, bir krizin ortasındayız. Ancak kriz, önümüzdeki 6 ay içinde düzeltmezseniz sokaklarda kaos başlatacak acil şeylerden biri değil. Çok daha uzun vadeli bir bozulma. İnsanlar sistemin kendini düzeltemeyeceğini algılıyor ve bence bu endişe verici.”
Demokratların ve Cumhuriyetçilerin birbirini suçladığını söyleyen ABD’li siyaset bilimci, sağ kanadın büyük bir tehdit olduğu görüşüne katıldığını belirtti.
Fukuyama, aşırı zenginlik ve gelir eşitsizliği gibi konuların da sosyal demokrasiyle çözülebileceğini iddia etti:
“Liberal gelenekte demokrasi hayatta kalabilmek için belirli bir miktarda yeniden dağıtım yapmalıdır. Çünkü sonuçlar açısından fiili bir eşitlik derecesi yoksa sistem istikrarlı olmayacaktır.”
Fukuyama bütün gelişmelere rağmen Batının ilerleyişinin ve gelişiminin devam ettiğini savundu. Buna inanmayan kişilerin “Myanmar gibi ekonomik kalkınmanın ve hukukun üstünlüğünün olmadığı bir ülkeye gitmesi gerektiğini belirten düşünür, “O ülkeyi Amerika, Avrupa ya da herhangi bir çağdaş liberal demokrasiyle karşılaştırın” diye konuştu:
“Her yıl binlerce insan, hiçbir fırsatının olmadığı yoksul ve altüst olmuş ülkelerden kurtulmaya çalışıyor… Çocuklarının eğitim alma şansına sahip olacağı, siyasi görüşleri yüzünden baskı görmeyecekleri liberal toplumlara gidiyorlar. Bana göre bu, biz modern liberal demokrasileri geliştirirken yıllar içinde ilerleme kaydedildiği gerçeğinin kanıtıdır.”
“PUTİN, UKRAYNALILARI BİRLEŞTİRDİ”
Fukuyama, Putin’in “şu anda beceriksiz bir aptal gibi göründüğünü” de öne sürdü:
“Ukrayna’yı istila etmesi, amaçladığının tam tersi bir şekilde sonuçlandı. Putin, Ukraynalıları birleştirdi ve kurduğu devasa orduyu mahvetti.”
Siyaset bilimci, Putin’in kesin yenilgiye uğramasını ve bunun ardından dünyada liberal demokrasiye inancın tekrar doğmasını umduğunu da sözlerine ekledi.
Fukuyama, İsviçre merkezli Neue Zürcher Zeitung’a verdiği söyleşi de dün yayımlandı. “Rusların vahşeti nedeniyle düşmanlık Soğuk Savaş döneminden daha büyük” diyen Fukuyama, liberalizmin uzun vadeli başarı getiren tek siyasi sistem olduğunu ancak kendi içindeki çelişkileri çözmesi gerektiğini öne sürdü.
Kaynak: Independent Türkçe, Salon, Neue Zürcher Zeitung