“Halkın çıkarı için servet vergisi alınmalı”
Bağımsızlık Yolu Mağusa milletvekili adayı Umut Ersoy, ekonomiye katkısı olmayan ve toplumun sadece yüzde 2 ile 5'ini temsil eden kesimlere uygulanacak yöntem ile çok ciddi bir kaynak yaratılabileceğini belirtti.
Bağımsızlık Yolu Mağusa Milletvekili Adayı Umut Ersoy, Gıynık Gazetesi’nde Ceren Ercih’in sunduğu Seçime Doğru programına konuk oldu. Dokuz sendikanın yoksullaşma ve fakirleşmeye tepki koyarak ortak eylem gerçekleştirmesinin umut verici olduğunu belirten Ersoy, özel sektörde örgütlü sendika olmadığı için asgari ücret ile çalışan insanların eylemde yer alamadığını söyledi. Ersoy, kamuda çalışan emekçilerin haklarını sorgulayabilecekleri ve seslerini yükseltebilecekleri alanlarda, özel sektör çalışanlarının ise sendikasız oldukları için sessiz kalmak zorunda bırakıldıklarını ifade etti. Ersoy, korku ve endişe ile yaşayarak, siyasal veya ekonomik anlamda kendi hayatları ile ilgili söz söyleme hakkı alınmış özel sektör çalışanlarının tek çaresinin sendikalaşma olduğunu ifade etti.
EMEKÇİLER ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA ÇALIŞTIRILIYOR
Ülkemizde yaşanan ekonomik çöküşte asgari ücrete yapılan artışın yetersiz olduğunu belirten Ersoy, “Asgari ücret, iş yasamıza göre haftada 40 saat üzerinden ücretlendirilir. Ama ülkemizde asgari ücretle çalışan insanlar 48-60 saat çalışıyor ve bu insanlar zaten asgari ücretin altında çalıştırılmış oluyor” diye konuştu. Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun düzgün çalışmadığını ve hükümetin seçim öncesinde emekçiler üzerinde manipülasyon yaptığını ifade eden Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun komisyonun lağvedilmesini savunduğunu söyledi. Ersoy, asgari ücret ile belirsizliğin ortadan kaldırılması için asgari ücretin kamudaki en düşük maaşa endekslenmesi ve iki ayda bir hayat pahalılığı ödeneğinin yansıtılması gerektiğini belirtti.
HALKIN ÇIKARI İÇİN SERVET VERGİSİ ALINMALI
Mevcut rejimin sürdürülmesi halinde kamu kaynaklarının yaratılmasının mümkün olmadığını ifade eden Ersoy, Türkiye’den beklenen para veya borçlanmalar ile bir yere varılamayacağını söyledi. Halkın çıkarı için servet vergisi alınması gerektiğini vurgulayan Ersoy, ekonomiye katkısı olmayan ve toplumun sadece % 2 ile 5’ini temsil eden kesimlere uygulanacak yöntem ile çok ciddi bir kaynak yaratılabileceğini aktardı. Ersoy, servet miktarına göre farklı oranlarda uygulanması önerilen servet vergisinden elde edilecek kaynakların ise kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere eğitim, sağlık ve ulaşım sektörlerine aktarılması gerektiğini söyledi.
Fiyat İstikrar Fonu’nun hükümetler tarafından boşaltıldığını söyleyen Ersoy, fondaki paranın temel gıdaların ucuzlatılması veya akaryakıt fiyatlarının dengelenmesi için kullanılması gerektiğini belirtti.
KRİZ, EMEKÇİLERİN KRİZİDİR
Pandemi ile birlikte büyüyen ekonomik kriz sürecinde zenginlerin aleyhine hiçbir karar alınmadığını söyleyen Ersoy,”Hepimiz aynı anda fakirleşmiyoruz. Banka patronlarının karında azalma olmuyor. Akaryakıt ithalatçıları zenginleşmeye devam ediyor, kumarhane sahipleri, büyük otel patronları, büyük gıda ithalatçıları, süpermarket zincirleri patronları fakirleşmiyorlar, onlar krizin içinde zenginleşmeye devam ediyorlar. Kriz, emekçi halkın krizidir” diye konuştu.
Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun partileşme ve seçime girme sebebinin, sermaye kesimleri ve Türkiye egemenleri tarafından emeğe, emeği ile geçinen insanlara, kadınlara ve doğaya yöneltilmiş saldırılara karşı mücadele vermek olduğunu söyledi. Ersoy, muhalefet programında yer verilen alanlarında vaat değil, mücadele sözü verdiklerini vurguladı.
Siyasette taraf seçmenin önemine vurgu yapan Ersoy, hükümetlerin emekçilerin çıkarlarını koruyabilmek adına adım atmadıklarını, sermayedarlardan yana olduklarını söyledi. Bankaların kar oranlarını biraz azaltarak borçların ertelenmesinin, dövize endeksli kira ücretlerinin yasaklanmasının veya esnafın elektrik ücretlerinde indirim yapılmasının mümkün olduğunu ifade eden Ersoy, hükümetlerin bu çözüm yollarını seçmeyi tercih etmediklerini belirtti..