Özuslu: “Gazeteciler ölümle tehdit edilirken hükümet nerede?”
CTP Milletvekili Sami Özuslu, gazetecilere yönelik ölüm tehditlerinin sıradanlaştığını söyleyerek hükümete sert çıktı: “Dört seçenekli bir demokrasi sınavı: Sessiz misiniz, söyleyecek sözünüz mü yok, basını korkutup susturmak mı istiyorsunuz, yoksa hepsi mi?” İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise “Her bireyin güvenliği devletin sorumluluğundadır” dedi.
Özuslu: “Gazeteciler ölümle tehdit edilirken hükümet nerede?”
CTP Milletvekili Sami Özuslu, gazetecilere yönelik ölüm tehditlerinin sıradanlaştığını söyleyerek hükümete sert çıktı: “Dört seçenekli bir demokrasi sınavı: Sessiz misiniz, söyleyecek sözünüz mü yok, basını korkutup susturmak mı istiyorsunuz, yoksa hepsi mi?” İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise “Her bireyin güvenliği devletin sorumluluğundadır” dedi.
Bugün Kıbrıs
CTP Milletvekili Sami Özuslu, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada ülkede artan suç olayları, mafyatik saldırılar ve en önemlisi gazetecilere yönelik ölüm tehditleri karşısında hükümetin sessizliğini sert ifadelerle eleştirdi. Konuşmasının başında İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un sivil savunma konusundaki çağrısına değinen Özuslu, “Doğal afetlere karşı kurumlarımızın güçlendirilmesi gerekir, buna itirazımız yok. Ama demokrasimize, özgürlüklerimize, hele hele basınımıza dönük tehditler konusunda da aynı hassasiyeti göstermenizi beklerdim” diyerek hükümete doğrudan seslendi.
Ülkede gazetecilere yönelik tehditlerin olağanlaştığını belirten Özuslu, “Bu ülkede gazetecilerin artık tehdit edilmesi sıradanlaşıyor. Basın örgütleri tepki koyuyor, muhalefet tepki koyuyor, sendikalar tepki koyuyor ama hükümetten tek bir ses çıkmıyor” dedi. Hükümet bileşenlerine tek tek seslenen Özuslu, “UBP’den, DP’den, YDP’den bir tek açıklama yapılmadı. Nedir bu? Sessiz kalmayı mı tercih ediyorsunuz? Söyleyecek hiçbir şeyiniz mi yoktur? Yoksa ‘korksunlar da yazmasınlar’ mıdır niyetiniz? Size dört şıklı bir demokrasi sınavı sordum” ifadelerini kullandı.
Özuslu, elindeki listeyi göstererek çok sayıda gazetecinin, özellikle de kadın gazetecilerin, ölümle ve ağır tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtti. “Bir gazetecinin eşine ve çocuklarına ‘iki güne kadar seni yakacağız, çocuklarının nerede okuduğunu biliyoruz’ diye mesaj atıldı. Toplumun kanı dondu. Hükümetten hâlâ bir açıklama yok” dedi. Sürekli tekrarlanan kurşunlama, araç yakma ve iş insanlarına yönelik saldırıların artık manşet değeri bile taşımadığını söyleyen Özuslu, “Bu memlekete çocuk yaşta tetikçiler geliyor, burada silah veriliyor ve kurşunlama yapıyorlar. Her ay bir olay… Bu yönetimin çetelere teslim olduğunun göstergesidir” dedi.
Özuslu, polis tarafından yapılan “huzur operasyonu”na da göndermede bulunarak “Huzur yok memlekette, o yüzden adına huzur operasyonu koydular herhalde” ifadelerini kullandı. Asıl mücadelenin “bataklığı kurutmak” olduğunu söyleyen Özuslu, “Sadece baskınlarla bu işler düzelmez. Kara para, çete bağlantıları, mafya ilişkileri kaynağında tüketilmelidir. Siyasetin topyekûn bir mesaj vermesi gerekir” dedi.
Özuslu sözlerini, hükümete yönelttiği net soruyla sürdürdü: “Bu ülkede gazetecilere yönelik tehditler karşısında hiç mi söyleyecek sözünüz yoktur? Basın özgürlüğünü korumak hükümetin anayasal görevidir. Demokrasinin sigortası olan basına dönük saldırılar konusunda neden susuyorsunuz?”
BAKAN OĞUZ’DAN YANIT: “HERKESİN GÜVENLİĞİ DEVLETİN SORUMLULUĞUNDADIR”
Eleştirilerin ardından söz alan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, polis teşkilatının tüm tehditleri takip ettiğini belirterek, “Bu ülkenin her bireyi bizim için önemlidir. Mesleği ne olursa olsun, yapılan tehdit devletin sorumluluğu altındadır” dedi. Suçlulara yönelik teknik takiplerin sürdüğünü belirten Oğuz, bazı bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmadığını ifade ederek, “Bazı konuları polis de biz de paylaşmak istemiyoruz. Çünkü suç varsa mutlaka takip edilmesi gerekiyor ve teknik çalışmalar vardır” açıklamasını yaptı.
Oğuz, tehdit mesajlarının polis tarafından değerlendirildiğini vurgulayarak, “Bu şikayet polise iletilmiştir, polis de gerektiği gibi takip ediyor” dedi. Suç örgütlerinin Türkiye bağlantılı birçok ayağının bulunduğunu söyleyen Oğuz, “Belirli kişilerin takibi Türkiye ile birlikte yapıldı. Belarus’ta olan bir kişiyle ilgili de işlem Türkiye İnterpolü üzerinden yürütüldü” ifadelerini kullandı.
Güvenlik güçlerinin ülkeye girişleri daha etkin denetlemek için yeni teknik hazırlıklar yaptığını belirten Oğuz, “Polisimiz bu konuda aktif bir şekilde çalışıyor. Elindeki imkanların artırılmasına da ihtiyaç var” dedi. Basına dair özel bir sessizlik olmadığını savunan Oğuz, “Bu ülkede kim olursa olsun, hangi meslekten olursa olsun, herkese yapılan tehdidin karşısındayız. Basına da şiddete de bütün saldırılara karşıyız” diyerek hükümetin basını hedef alma gibi bir niyeti olmadığını söyledi.
Oğuz, “Basının susturulması diye bir konu düşünülemez. Basın hepimize lazım. Demokratik ülkelerde basının özgürlüğü olur zaten. Bizim de görevimiz hak ve özgürlükleri korumaktır” diyerek sözlerini sürdürdü.
ÖZUSLU: “SÖYLEMENİZ GEREKEN TEK CÜMLE VARDI: ‘BASININ YANINDAYIZ’”
Bakan Oğuz’un açıklamalarının ardından yeniden söz alan Özuslu, hükümetin tepkisini yetersiz bulduğunu belirterek, “Operasyon detayını açıklayın demedim. Ama bir cümle söylemeniz gerekirdi: ‘Basının yanındayız, sizi koruruz.’ Bunu neden söylemezsiniz?” diyerek eleştirisini sürdürdü.
Oğuz ise buna karşılık, “Bu ülkedeki herkes bizim sorumluluğumuzdadır. Basın da, iş insanı da, vatandaş da… Hepsine yapılan tehdit devletin sorunudur” ifadelerini yineledi.
Özuslu, Anayasa’nın basın özgürlüğünün korunmasını hükümetin görevleri arasında saydığını hatırlatarak, “Basın susturulduğu vakit toplumun haber alma hakkı ortadan kalkar. Bu bir hak ihlalidir. Basına ayrı bir önem atfetmek zorundasınız” dedi. Oğuz ise, “Basının yıpratılması veya tehdit edilmesi tabii ki kabul edilemez. Basına yönelik şiddetin karşısındayız” açıklamasını yaptı.













