İsias davasında müşteki avukatları konuştu: “İmza atanlar sorumluluk almalı, kamu görevlileri tutuklanmalı”
İsias davasında ailelerin ardından müşteki avukatları da konuştu. Avukatlar, “İmza atanlar sorumluluk almalı, kamu görevlileri tutuklanmalı” diyerek bilirkişi raporunun eksik ve çelişkili olduğunu, suçun olası kastla işlendiğini vurguladı.
İsias davasında müşteki avukatları konuştu: “İmza atanlar sorumluluk almalı, kamu görevlileri tutuklanmalı”
İsias davasında ailelerin ardından müşteki avukatları da konuştu. Avukatlar, “İmza atanlar sorumluluk almalı, kamu görevlileri tutuklanmalı” diyerek bilirkişi raporunun eksik ve çelişkili olduğunu, suçun olası kastla işlendiğini vurguladı.
Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin yargılandığı üçüncü duruşmada, ailelerin ardından müşteki avukatları dinlendi. Avukatlar, bilirkişi raporunun eksik ve çelişkili olduğunu belirterek, kamu görevlilerinin olası kastla yargılanmasını ve tutuklanmasını talep etti. Aranın ardından sanıklar ve sanık avukatları dinlenecek.
KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANIYOR
Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve Yapı Ruhsatında Proje Kontrollerinden sorumlu dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanıyor.
Mahkemede önce aileler dinlendi, ardından müşteki avukatlarının beyanlarına geçildi.
“SANIKLAR AYRI AYRI TUTUKLANMALI”
Avukat Emrah Genç, sanıkların ayrı ayrı tutuklanmasını istedi; “Sorumluluk addedilmeyen sanıkların da sorumlu olması gerekir” dedi.
Avukat Baki Turan, bilirkişi raporunda sorumlu addedilen sanıklar konusunda rapora katıldıklarını ancak cezanın olası kast olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. “Sorumlu addedilmeyen sanıkların da sorumlu tutulmaları gerekir” diyen Turan, raporun bir kısmına itiraz ettiklerini söyledi ve “Sanıkların olası kastla yargılanmalarını ve tutuklanmalarını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“BİLİRKİŞİ RAPORU ÇELİŞKİLİ, TURİZM BAKANLIĞI YETKİLİLERİ DE YARGILANMALI”
Avukat Gülsüm Özdoğru, bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu belirtti ve “Yıldız vermek için gelen Turizm Bakanlığı yetkilileri de yargılanmalıdır.” dedi. Özdoğru, Alpergün Apartmanı ve Kartalkaya Otel davalarının sonuçlarını hatırlatarak, “Sanıklar, imzaladıkları belgeleri okumamış olsalar dahi olası kastla yargılanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Avukat Tan Okay ise, sorumluluk addedilmeyen sanıklar hakkında bilirkişi raporuna katılmadıklarını belirtti ve “Devletin liyakat ilkesi gereği kontrol biriminde hak eden insanların bulunması gerekir. Sorumlu addedilen sanıklar olası kasttan yargılanmalı ve tutuklu yargılanmalıdır.” dedi.
“2003 RAPORUNA RAĞMEN OTELE RUHSAT VERİLDİ”
Avukat Mehmet Eren Turan, bilirkişi raporunda üç kişinin binanın yıkılmasından sorumlu, üç kişinin de sorumsuz gösterildiğini anımsatarak, raporda hatalar olduğunu ve yeni bir bilirkişi heyetinden yeni rapor alınması gerektiğini söyledi.
Turan, “Kamu görevlileriyle ilgili yapılan soruşturmada, 2003 yılında bu binayla alakalı ruhsata ve yasaya aykırılık saptandı. Binanın o aşamada mühürlenmesi ve iskâna açılmaması gerektiğine ilişkin bir rapor bulundu. Bu rapora rağmen ve bu rapordan çok kısa bir süre sonra burada yargılanan sanıklar bu rapora ve yasaya aykırı bir şekilde iskân belgesi düzenleyip onayladılar. Dolayısıyla otelin açılmasına izin verdikleri ortaya çıktı.” dedi.
“BİNAYA ONAY VERİLMESİ BUGÜNÜN FELAKETİNİ GETİRDİ”
Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, “Bina kendi kendine yapılmadı, devletten izin alındı. Karakuş’un imzaladığı evraklar burada, binayı incelemiş. Mehmet Salih Alkayış da binayı inceleyip imzaladı. Hata ettiniz. Tüm hukuka aykırılıklara karşı bu binaya onay verilmeseydi, bugün burada olmayacaktık.” dedi.
Koçoğlu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve çelişkiler içerdiğini vurguladı: “Yapı ruhsatlarında yapılan sahtecilik de dikkat çekicidir. Yeni bir heyetten rapor alınmalı. Sanıkların tutuksuz olmaları ne hukuka ne de vicdana uygundur. İmza sorumluluktur, imzayı atanlar sorumlu olmadığını söylüyor. Bu insanların ölümlerin sorumluluğunu alması gerekiyor.” dedi.
AİLELERİN SESİ: “ÇOCUKLARIMIZIN ÇIĞLIĞI OLUYORUZ”
Duruşmada aileler de söz aldı.
Sahil Özberkman’ın annesi ve çocukların öğretmeni Esra Özberkman, “Ben olayı birebir yaşadım, benim bir kanıta ihtiyacım yok ama sizin var. Mal sahiplerinin açgözlü olduğu, usulsüzlük yaptıkları ortada.” dedi.
Sahil Özberkman’ın babası Tayyip Özberkman, “Bazı şeylerin artık değişmesi gerekiyor, değişmezse insanlar ölmeye devam edecek.” diyerek altı kamu görevlisinin tutuklanmasını ve davaların birleştirilmesini talep etti.
Mert Niyazi Topukçuoğlu’nun babası Mehmet Topukçuoğlu, “Taleplerimizin hiçbiri karşılık bulmuyor. Vicdan biziz, buna duyarlılık göstermeniz lazım. Bu binaya çivi çakan, imza atan, attıran herkes suçludur. Bizim mücadelemiz bu coğrafyadaki çocukların geleceği içindir. Herkesin cezalandırılmasını istiyoruz.” dedi.
“BU SUÇ TAKSİR DEĞİL, KASITTIR”
Asya Tülek’in babası Mehmet Tülek, “Suç somut, raporları okudum, çok bir şey bilmeye gerek yok. Suç resmi belgelerle ortadadır. Bu taksir değil, kasıttır.” diyerek sanıkların tutuklu yargılanmasını istedi.
Ruşen Yücesoylu Karakaya, “Aylardır bilirkişi raporu bekliyorduk, on gün önce çıktı, bu katiller hâlâ tutuklanmadı. Burada bilinçli taksirden söz edilemez. Çocuklarımız nefessiz kaldı bu katil binanın altında. Acımıza bir son verin artık. Adalet olası kastla son bulsun.” dedi.
“İMZA ATMASALARDI ÇOCUKLARIMIZ YAŞIYOR OLACAKTI”
Özgür İçme’nin babası Meriç İçme, “Eğer imza atmasalardı, bizim çocuklarımız yanımızda olacaktı.” diyerek, sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Depremde eşi ve iki kızını kaybeden Ozan Dağlı, “Kamu görevlileri tutuklu yargılanmalıdır.” dedi. Doruk ile Alp Akın’ın amcası Ali Akın, “Kamu görevlileri attıkları imzaların yükünü taşıyarak cezalarını çekmelidir.” ifadelerini kullandı.
“VİCDANINIZA SESLENİYORUZ”
Atakan Celal Konuklu’nun annesi ve Pamir Konuklu’nun eşi Şenay Konuklu, “Vicdanınıza konuşmak istiyoruz. Çocukların çektiği acıyı hayal edin. Her gün ölüyoruz. Çocuklarımızın çektiği acıların karşılığını vermeniz lazım. 72 canın sesi olun.” sözleriyle mahkeme heyetine seslendi.
DURUŞMAYA ARA VERİLDİ
Aileler ve müşteki avukatlarının dinlenmesinin ardından duruşmaya yarım saat ara verildi.
Aradan sonra sanıklar ve sanık avukatlarının savunmaları dinlenecek.













