Ali Kişmir yargılanıyor, basın ve ifade özgürlüğü tartışması büyüyor
Gazeteci Ali Kişmir davasının bugünkü duruşmasında yeni bir gelişme yaşandı. Savcılık tarafından itham edilen Kişmir’in duruşma süreci 26 Kasım'da tanıkların dinlenmesiyle başlayacak.
Bugün Kıbrıs
Basın Emekçileri Sendikası Başkanı ve gazeteci Ali Kişmir, yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle 10 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada yeni bir gelişme yaşandı. Bugünkü duruşmada itham edilen Kişmir’in davasında, ilk duruşma 26 Kasım’da tanıkların dinlenmesiyle başlayacak. Beklenildiği üzere, savcılığın davayı geri çekmek yerine Kişmir’i itham etmesi, Kıbrıs’ın kuzeyinde basın özgürlüğüne yönelik baskıları yeniden gündeme taşıyarak toplumda ifade özgürlüğü konusunda endişeleri artırdı.
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, Kişmir’in itham edilmesi ve duruşma süreciyle ilgili bilgi vererek, yargılamanın bir sonraki aşamasında tanıkların dinleneceğini belirtti. Kişmir’in avukatı Esendağlı, ithamın beklenilen bir şey olduğunu, davanın başlayabilmesi için şat olduğunu ve buna hazırlıklı olduklarını ifade etti.
Süreç hakkında detaylar veren Esendağlı, savcılığın beş tanık dinleteceğini ve sorguların ardından savunmaların sunulacağını söyledi. Esendağlı dava davanın, ağır ceza mahkemesine gönderilmesi ya da Kişmir’in beraati ile sonuçlanacağına dikkat çekti.
KİŞMİR: “SADECE DÜŞÜNCELERİMİ YAZDIM”
Kişmir, yaşanan süreçle ilgili yaptığı açıklamada, ithamın beklenen bir süreç olduğunu ona rağmen, kendisini derinden yaraladığını kaydetti. Kişmir, düşüncelerini yazıya dökmenin yargılama konusu edilmesinin basın ve ifade özgürlüğü açısından kaygı verici olduğunu dile getirdi. Bu sürecin kendisi üzerinde psikolojik bir baskı yarattığını ifade eden Kişmir, “Sadece düşüncelerimi ifade ettim, bunun dışında bir suç unsuru bulunmuyor” dedi.
“GAZETECİYE HAPİS CEZASI TALEBİ KABUL EDİLEMEZ”
Kişmir’in diğer avukatı Cansu Nazlı ise, bir köşe yazısı nedeniyle müvekkilinin hapis cezasıyla karşı karşıya kalmasının basın özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtti. Nazlı, gazetecinin ağır ceza mahkemesinde yargılanmasının toplumda rahatsızlık yaratması gerektiğini vurguladı ve ifade özgürlüğünü savunarak, Kıbrıslı Türk toplumunun dayanışma içinde olduğunu söyledi.
“BU BİR TAZMİNAT DAVASI OLMALI”
Nazlı, bu tür durumlarda konunun ağır ceza yerine bir tazminat davası olarak görülmesinin daha doğru olacağını ifade etti. “Hiç kimse düşünce veya eleştirisi nedeniyle hapis cezası tehdidi altında olmamalıdır” diyen Nazlı, basın özgürlüğünün demokratik bir toplumun temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, ifade özgürlüğünün korunmasının önemine dikkat çekti.