Türkiye Anayasa Mahkemesi’nden ‘FETÖ’ kararı: Kişi, örgütün nihai amacını bilmeden terörle suçlanamaz
Mahkeme kararında, "sohbetlere katılmanın ve ‘FETÖ’ ile bağlantısından dolayı kapanan bir sendikanın üyesi olmanın silahlı örgüt üyeliği şeklinde değerlendirilemeyeceğini" kaydetti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘FETÖ’ üyeliğinden yargılanan ve hapis cezasına çarptırılan öğretmen Bilal Celalettin Şaşmaz hakkında hak ihlali kararı verdi.
Mahkeme kararında, “sohbetlere katılmanın ve ‘FETÖ’ ile bağlantısından dolayı kapanan bir sendikanın üyesi olmanın silahlı örgüt üyeliği şeklinde değerlendirilemeyeceğini” kaydetti.
Ayrıca “silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanmak için sanıkların örgütün nihai amacını bilmesinin önemli olduğu” ifade edildi.
Kararda, “Anayasa Mahkemesi, Bilal Celalettin Şaşmaz başvurusunda Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ve Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.” denildi.
“Dikkatli ayrım yapmak gerekir”
Mahkemenin kararında “İllegal yönünü bilerek örgüt üyesi olan kişilerle öyle olmayan sıradan kişiler arasında dikkatli bir ayrım yapmak gerekmektedir” ifadesine yer verildi.
Anayasa Mahkemesi, “örgüt üyeliği” konusunda şu ifadelere yer verdi: “Bir kimsenin FETÖ/PDY’ye üye olma suçundan cezalandırılabilmesi için de örgütün niteliğini ve amaçlarını bildiği, örgütün bir parçası olmayı istediği ve örgütün hayatta kalmasına, amaçlarının gerçekleştirilmesine devamlı bir irade ile katkı sağladığının gösterilmesi gerekir.”
Mahkeme, kararında Yargıtay’ın uygulamasını hatırlattı: “Yargıtay, FETÖ/PDY davalarında da örgüte sadece sempati duymayı ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemleri terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet için yeterli görmemektedir.”
Şaşmaz, Uşak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasından altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yerel mahkeme, Şaşmaz’ın “17-25 Aralık 2013 sürecinden önce Aktif Eğitim Sendikası’na üye olmasını, sohbet toplantılarına katılmasını, şüphelilerle telefon kayıtlarının olmasını” gerekçe göstererek cezalandırılmasını istedi. Şaşmaz, kararın istinaf ve Yargıtay’ın onayından geçmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.