Başbakan Yardımcısı, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, Bugün Kıbrıs’ın duyurduğu Kutlu Adalı’ya ölümünden önce tehdit mektubu gönderdiği yönündeki haberi dün yalanlamıştı. Adalı cinayetinde isminin geçmesine anlam veremediğini ileri süren Arıklı’ya cevabı, altına imzasını attığı mektup ile veriyoruz:

“27 Haziran 1990 tarihli Yenidüzen Gazetesi’nde neşrettiğiniz “Milliyetçi Düşünce” başlıklı makalenizi büyük bir üzüntü ile okuduk. Zıt kutupların insanları olarak pek çok konuda farklı düşünmemiz normaldir. Ama bunu her konuya şamil kılmak pek akılcı olmasa gerek.

Sayın Adalı!

Milliyetçi Düşünce Derneği olarak bizler, sizlerle pek çok asgari müşterekte anlaşabileceğimize inanıyoruz, özellikle Kıbrıs Türk toplumunun yakın gelecekte karşılaşabileceği birtakım tehlikeler karşısında en az sizin kadar biz de endişe duymaktayız. Günü gelince gereğini en iyi şekilde yapacağımızdan asla kuşku duymayınız lütfen.

Bu arada gazetenizin başlattığı “kadın bedeninin cinsel sömürüsüne hayır” kampanyasına canı gönülden katıldığımızı ve sizi desteklediğimizi ifade ederiz.

Yazdıklarınıza gelince,

Biz Türk milliyetçileri olarak federasyona karşıyız. Kıbrıs Türk toplumu tek başına yaşamaktan aciz ise, mutlaka birilerine yamanmak mecburiyetinde ise birleşebileceği yegane varlık Anavatan Türkiye’dir diyoruz. Rumlarla bir daha asla bir arada yaşayabileceğimize inanmadığımız gibi bir daha denemeyi de düşünmüyoruz.

Bu amaçla ‘federasyon’ kelimesinin Kıbrıs Türk siyaset sözlüğünden çıkarılabilmesi için azami gayret göstereceğimizden şüphe etmeyiniz. Maraş mevzuuna da bu açıdan yaklaşıyoruz. Görünürde Maraş KKTC’nin sınırları içerisinde bir toprak parçasıdır. Ama maalesef Türk hükümranlığı altında değildir. Çürümeye terk edilerek Rum’a peşkeş çekilmeye hazır vaziyette tutulmaktadır.

Bu durum Maraş için dökülen şehit kanları hiçe saymak demektir.
Başta çok sevdiğimiz Anavatana Türkiye ve milli çıkarlar doğrultusunda hareket ettiği müddetçe lider olarak kabul ettiğimiz Sayın Denktaş dahil hiçbir kuvvet Maraş’ı Rum’a vermek gibi bir düşünce kırıntısına sahip olamaz.

Böyle bir durumda şehitler sayfasının yeniden açılacağından tüm dünyanın emin olması gerekir.

Turancılık meselesine gelince;

Allah aşkına yapmayınız, lafları niçin ille de kulağınızın dışındaki yerlerden algılamak için çaba sarf ediyorsunuz.

Bakınız biz diyoruz ki;

Bugün yeryüzünde yaşayan Türklerin yüzde 62’si ve Türk vatanının yüzde 90’ı başka milletlerin sömürüsü altındadır. Biz bu insanların kendi topraklarında hürriyetine kavuşmasını istiyoruz.

Vietnam’da, Nikaragua ile bilmem nerenin insanı ile dayanışma içerisine giren sizlerin biraz da esir soydaşlarınız için kılınızı kıpırdatmanızı istiyoruz.

Yoksa sosyalist hürriyet ve bağımsızlık anlayışı yalnız Türklerin dışındaki milletler için mi geçerli?

Biz ister kabul edin ister kabul etmeyin bu insanlar bir gün mutlaka hürriyetlerine kavuşacaklardır. Ya sonra…?

Sizlere gelince;

Siz “bütün halklar kardeştir” diyorsunuz biz de diyoruz ki “evet bütün halklar kardeştir ama Türkler biraz daha kardeştir” öyleyse bu kardeş insanların bir federasyon ya da konfederasyon altında birleşmelerini engelleyen ne ola ki.

Yoksa siz, “Rumlarla Türkler birleşebilir, ama Türkler Türklerle birleşemezler” tezini mi savunuyorsunuz.

Hadi Adalı, güldürme insanı.”

Mektubun orijinali:

ARIKLI SINIR OLAYLARININ DA DÜZENLEYİCİSİ
Bilindiği gibi Erhan Arıklı’nın 1996’daki sınır eylemlerini kendilerinin düzenledikleri yönünde beyanatı da vardı. Arıklı ayrıca Tasos İsaak ve Solomos Solomu’nun öldürülmesiyle sonuçlanan sınır olaylarının da sorumlusu olarak arandı. 2012’de tutuklu olduğu Kırgızistan’dan dönerek KKTC’ye yerleşti. Son seçimlerde de Yeniden Doğuş Partisi’nden milletvekili olarak 2018’de Meclis’e girdi.

MEKTUP YAZDIĞINI REDDETMİŞTİ
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, Kutlu Adalı’ya tehdit mektubu yazdığına dair Bugün Kıbrıs’ta çıkan iddiaları dün Gıynık Gazetesi’ne yanıtlamıştı. Arıklı, “Kutlu Adalı benim sevdiğim ve yazılarını merakla takip ettiğim birisiydi. Dava dosyasında adımın geçmesiyle ilgili kimse de gelip bir şey sormadı. Neye dayanarak adımın bu davada geçtiğini bilmiyorum, ama bu konuda bilgisi olan biri varsa ve çıkıp açıklarsa sevinirim” demişti.