CTP “göstermelik” toplantıya katılmıyor
Cumhuriyetçi Türk Partisi, Cenevre öncesi Meclis'e bilgi vermesi için aylarca çağrı yaptığı Cumhurbaşkanı Tatar'ın pazartesi günü iştirak edeceği Meclis oturumuna artık bir anlamı kalmadığı gerekçesiyle katılmayacağını açıkladı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), partilerle gerekli istişareleri zamanında yapmayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’deki gelişmeleri aktaracağı pazartesi günü gerçekleştirilecek toplantıya katılmayacağını açıkladı. “Toplantı, bize göre anlamını tamamen yitirmiş durumdadır. Milletvekillerimiz, bize göre “göstermelik” olmanın ötesinde bir anlam taşımayan bu toplantıya katılmayacaktır” denilen açıklamada Tatar’ın Cenevre’de masaya koyduğu 6 maddelik önerilerin de oradaki siyasi parti yetkililerinden sakladığını hatta sorulduğunda “asparagas” dediği vurgulandı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, seçilmesi halinde “ulusal danışma konseyi” kurulacağını söyleyen ve devir teslim töreninde bunun “mutlaka yaşama geçirileceğini” teyit eden Sn. Tatar, göreve başladıktan sonra bu sözünü yerine getirmemiştir. Sn. Tatar kendinden önceki cumhurbaşkanları tarafından teamül haline getirilen Meclis’i bilgilendirme ve Meclis’te temsil edilen siyasi partilerle istişare toplantılarını gerçekleştirmekte de isteksiz davranmış, istişare toplantıları ancak Meclis’teki muhalefet partilerinin ısrarlı çağrıları üzerine gerçekleştirilebilmiştir.
Bu tutum Cenevre toplantısı öncesinde de devam etmiş, Kıbrıs Rum siyasi partilerinin Cenevre’de olacağı toplantının çok öncesinde ilan edilmiş olmasına karşın Kıbrıs Türk siyasi partileriyle ilgili benzer açıklama Cenevre toplantısına çok kısa bir süre kala yapılmıştır. Yine, Cenevre öncesinde Meclis’te bir bilgilendirme toplantısı yapılacağı açıklanmış olmasına karşın, pandemi gerekçesiyle bu toplantı iptal edilmiştir.
Bütün bunlara karşın Cumhuriyetçi Türk Partisi, genel başkan ve dış ilişkiler sekreteri nezdinde Cenevre’de bulunacağı ve oralardaki istişarelerde görüşlerini paylaşarak sürece katkıda bulunabileceği varsayımıyla sorumlu tutumunu sürdürmüştür.
Ancak Cenevre’de yaşanan konuyla ilgili gelişmeler Partimiz açısından bardağı taşırmıştır. Sn. Tatar’ın siyasi parti temsilcileriyle gerçekleştirdiği ilk toplantıdan önce, Kıbrıs Türk tarafının altı-yedi maddelik bir öneri sunmaya hazırlandığı basında haber olarak yer almıştır. Haberin yayımlanmasından sonra yapılan toplantıda bunun doğru olup olmadığı siyasi parti temsilcileri tarafından sorulmuş ancak Sn. Tatar bu haberin “asparagas” olduğu “bilgi”sini vermiştir. Oysa toplantının ertesi günü Kıbrıs Türk tarafı masaya gerçekten de altı maddelik bir öneri sunmuş, Cenevre’de bulunan siyasi parti temsilcileri bu önerileri de basından öğrenmek zorunda bırakılmıştır.
Sunulan önerilerin Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin görüşlerine, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesine tamamen ters ve gerçekçi olmaktan uzak olduğuna dair görüşlerimiz basınla paylaşılmıştır.
Ancak Sn. Tatar bununla da yetinmemiş, Anayasa’nın 102. maddesinde yer alan “Devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil etme” görevinin gereklerini yerine getirmemiş, Kıbrıs Türk halkının iradesine, Meclis’e ve Meclis’te temsil edilen siyasi partilere yönelik, saygı sınırlarını aşan bir tavır içerisine girmekten çekinmemiştir.
Bütün bunlar yaşandıktan sonra, Sn. Tatar, Cenevre’deki gelişmeleri paylaşmak üzere 10 Mayıs Pazartesi günü Meclis’te bir toplantı düzenlenmesini talep etmiştir. Cumhuriyetçi Türk Partisi bu toplantının yapılmasına elbette karşı değildir ve katılacak siyasi partilerin ve milletvekillerinin tercihlerine de saygı duymaktadır.
Ancak yukarıda aktarılan gelişmeler çerçevesinde, her şey siyasi partilerle gerekli istişareler zamanında yapılmaksızın yaşandıktan sonra yapılacak bu toplantı, bize göre anlamını tamamen yitirmiş durumdadır. Milletvekillerimiz, bize göre “göstermelik” olmanın ötesinde bir anlam taşımayan bu toplantıya katılmayacaktır.
Partimiz, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, zamanında yapılan, anlamlı ve doğru bilgilerin ortaya konulacağı tüm istişarelerde yerini alıp görüşlerini paylaşacak ancak halkımıza, iradesine, temsilcilerine ve kurumsal yapısına yönelik saygı sınırlarını aşan tavırları, hangi makam tarafından sergilenirse sergilensin, halkımıza duyduğumuz sorumluluğun gereği olarak hiçbir şekilde sineye çekmeyecektir.