CTP, Büyük Kurultay tarihini öne çekti: CUMHURBAŞKANLIĞINA HAZIRLIK

Cumhuriyetçi Türk Partisi, 29. Olağan Kurultay tarihini 6 ay öne çekerek 16 Mart 2025 olarak belirledi. MYK üyesi, milletvekili avukat Ürün Solyalı kararı gazetemize değerlendirdi.

Bugün Kıbrıs

CTP’nin kurultay tarihini öne alma kararı, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve olası erken seçim senaryoları ile doğrudan bağlantılı. Parti, Tüzük ve Siyasal Partiler Yasası gerekliliklerini yerine getirerek seçimlere hem yasal hem de politik olarak hazırlıklı olmayı hedefliyor.
Parti organlarının henüz resmi bir karar almamasına rağmen, Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda hem parti tabanında hem de kamuoyunda geniş bir kabul ve beklenti mevcut.

Gazetemize konuşan MYK üyesi, milletvekili avukat Ürün Solyalı, Erhürman’ın Kasım 2016’da seçildiğini, 3 yılda bir kurultay yapıldığını, 9 yıl art arda başkanlık yapmış bir kimsenin başkanlık için başvuru yapamayacağını dolayısıyla Erhürman’ın parti başkanı olarak Ekim 2025’te Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasında herhangi bir engel olmadığını ifade etti.

Türkiye’deki iktidarın ‘iki devlet’ tezinden vazgeçmemesi halinde Erhürman’ın aday olmayacağı söylentilerini yanıtlayan Solyalı, “Bugün Sn. Tatar bir vesayet rejimi yarattı ve söyleneni tekrar eden bir ilişki biçiminden var olmayı tercih etti. CTP, AB yetkilileri ile görüşüyor, Rum siyasi partiler ile görüşüyor, Türkiye’deki muhataplarımızla daha sık ve doğrudan ilişki kuruyoruz. Her başlığı da cesaretle konuşuyoruz. CTP, Kıbrıs’ta çözümün ve Kıbrıslı Türklere hak ettikleri yaşamı sunmanın peşinde. Bundan herhangi bir sebeple vazgeçme niyetimiz yoktur. Aksine daha fazla emek ortaya koyarak tüm tarafları doğru zemine çekmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Solyalı’ya sorularımız ve yanıtları şöyle:

– CTP, Cumhurbaşkanlığı seçimine mi hazırlanmak için mi kurultay tarihini öne aldı?
CTP Tüzüğü gereğince Parti Kurultayı 3 yılda bir yapılır. CTP 28. Olağan Kurultayını Eylül 2022 tarihinde yaptı.
Siyasal Partiler yasası madde 8’de de çok açık bir şekilde “Daha önce seçime katılmış bir siyasal partinin seçimlere katılabilmesi için, seçimden önceki son genel kongresini bu Yasada belirlenen süre içerisinde gerçekleştirmiş olması gerekir.” şartı vardır ve ve yine Siyasal Partiler Yasası madde 12/5 ‘te belirtilen “Genel kongrenin olağan toplantıları, parti tüzüğünde belirtilen süre içerisinde ve en geç üç yılda bir yapılır.“ amir hükümlerin partilere belirli zorunluluklar getiriyor.
Biliyoruz ki takvimlenmiş olan Cumhurbaşkanlığı seçimi Ekim 2025’te yapılacak.
CTP 29. Olağan Kurultayı’nın gerek Cumhurbaşkanlığı seçimi içerisine hatta seçimin başlangıç günü sonrasına denk gelişi gerekse bize göre erken seçim olasılığının yüksek olması nedeni ile parti organlarında yapmış olduğumuz değerlendirmede Parti Tüzüğünün vermiş olduğu Kurultayın 6 ay öne alınması yetkisi kullanılmıştır ve 16 Mart 2025 tarihini Kurultay tarihi olarak belirlemiştir.
Bununla birlikte CTP hem her an olabilecek bir erken seçime hem de Ekim 2025 tarihinde yapılması kesin olan Cumhurbaşkanlığı seçimine politik olarak hazır olmanın yanında yasal olarak da hazır olacak.

– Yani, Tufan Erhürman seçime parti başkanı olarak mı girecek?
Tufan Erhürman’nın Cumhurbaşkanı adaylığına elbette Parti organları karar verecek. Her ne kadar bu yönde henüz alınmış bir karar olmasa da gerek parti tabanında gerekse halk nezdinde Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı olması konusunda çok büyük bir yakıştırma ve kabul var.
Bilgi eksikliğinden kaynaklandığını varsaydığım belli tartışmalara da açıklık getirmek isterim. Parti Tüzüğümüzün 12/i maddesinde çok açık bir ifade ile 9 yıl art arda başkanlık yapmış bir kimsenin başkanlık için başvuru yapamayacağı belirtilmektedir.
Tufan Erhürman, Kasım 2016 tarihinde Parti Başkanlığına Kurultayca getirilmiştir. Bu mevzuat gereğince Tufan Erhürman’ın parti başkanı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasında herhangi bir engel yoktur. Talep ettiğimiz erken seçim için de aynı durum geçerlidir.
Bu konuda herhangi bir Tüzük değişikliği gerekmemektedir.

– Ankara’nın ‘iki devlet’ tavrı değişmezse Erhürman’ın aday olmayacağı konuşuluyor. Bu konuda ne düşünürsünüz?
Kıbrıslı Türkler özellikle 2020 yılından itibaren ayrılıkçı siyaseti körükleyen, dünyada genel kabul gören BM Parametreleri ve ilkeleri dışındaki taleplerin ileri süren, doğru muhataplar ile diplomatik ilişki kurmayı reddeden ve sorunlarımızın çözümüne dönük girişimlerin yapılmamasını umursamayan bir Cumhurbaşkanı sayesinde dünyadan daha fazla izole ediliyor.

Türkiye bizler için çok önemli, kardeş bir ülke. Tarihi, coğrafi, kültürel, iktisadi ve siyasi bağlarımız çok kıymetli. Türkiye ile doğru zeminde, saygın ve eşit ilişkiyi kurmak çok önemli.

Kıbrıs Türk Liderliği, Kıbrıslı Türklerin bu adada ve herkese karşı eşit özne olma iddiasını ileri sürmelidir. Bugün Sn. Tatar bir vesayet rejimi yarattı ve Kıbrıs konusunda politikayı belirleyen değil söyleneni tekrar eden bir ilişki biçiminden var olmayı tercih etti.

Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin kullandığı dil ile kendi kullandığı söylemleri dahi paralel gidemiyor.

CTP, Türkiye’nin Kıbrıs Meselesindeki görüşlerini elbette önemser ancak unutmamak gerekir ki bu adadaki temel özne Kıbrıslı Türklerdir. Görüşme masasını Kıbrıs Türk Liderliği, Türkiye ile de istişare ederek yönetendir. Bu dengeyi Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanlığında çok doğru kullandık. Çeşitli başlıklarda Türkiye’yi de ikna ederek yol yüründü. Doğru ilişki ve diplomasi ile.

CTP Cumhurbaşkanlığı makamını yani Kıbrıslı Türklerin uluslararası alanda eşit bir şekilde temsil edildiği, dünyaya açılan enstrümanını doğru kullanmayı ve dünya ile aynı dili konuşmayı çok önemsiyor. Bunun kazanımlarını özellikle gençler hissedecek.

Türkiye’nin bölgede oynadığı rol, son zamanlarda AB ile olan ilişkisi, Yunanistan ile olan yakınlaşması ve işbirliği; Mısır, Suriye ve bölgedeki diğer gergin olduğu ülkeler ile yakınlaşma kurması, Türkiye’nin kendi siyasi alanında gelişmekte olan yumuşama sürecini dikkatle takip ediyoruz.

CTP AB yetkilileri ile görüşüyor, Rum Siyasi Partiler ile görüşüyor, Türkiye’deki muhataplarımızla daha sık ve doğrudan ilişki kuruyoruz. Her başlığı da cesaretle konuşuyoruz.

CTP, Kıbrıs’ta çözümün ve Kıbrıslı Türklere hak ettikleri yaşamı sunmanın peşinde. Bunun için tüm paydaşlarla görüşüp onları ikna edebileceğini, buradaki barış ortamının tüm bölgeye fayda sağlayacağını, demokratik ve ekonomik gelişimin tüm ülkelere yansıyacağını anlatıyor. Bundan herhangi bir sebeple vazgeçme niyetimiz yoktur. Aksine daha fazla emek ortaya koyarak tüm tarafları doğru zemine çekmeyi amaçlıyor.

– CTP pazartesi başlattığı eylemle, bu hafta ilçelerde de sokağa çıkıyor. Partinin önümüzdeki dönemde daha eylemsel bir muhalefet yapacağını söyleyebilir misiniz?
CTP uzun bir süredir sokak eylemlerini de yapıyor ve halka direkt ulaşmanın yollarını arıyor. Halkın bugünkü yapıdan yorulduğunu biliyoruz. Sorunların dile getirilmesi ve aynı zamanda çözümlenmesi için hareketliyiz. Önümüzdeki dönemde de bu eylemlilik hem paydaşların katılımları hem de daha somut talep ve önermelerle devam edecek.
Erken Seçimin artık tek çıkış noktası olduğu toplumda da genel kabul görmüş durumda. Meclisin de açılması ile birlikte etki alanı çoğalacak.

– UBP’nin kurultay sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
UBP Kurultayı yine toplumun hayati ihtiyaçlarının önüne geçirilmeye, suni bir gündem olarak tartıştırılmaya çalışılıyor. Alım güçsüzlüğü, asgari ücret, okulların tarihte ilk kez zamanında açılamaması ve konteyner sınıflar, elektrik, trafik, kaçak yaşam, sağlık gibi birçok alandaki kaosun toplumun birincil gündemi olduğunu biliyoruz.

UBP Kurultayı bizlere parti-hükümet bütünleşmesinin en kötü şekilde nasıl olabileceğini de gösteriyor. Bu hırs, geçici öğretmen atamalarını kurultay sonrasına aktarmak için okulların açılmasını dahi erteleyebilen, geçici işçi alımını partizanca ve hesapsızca yapabilen bir noktaya kadar gelebiliyor. Hangi hakla kamu makamlarını parti içi çekişmelerde avantaj sağlamak kullanıyorlar?

Adayların vermekte olduğu vaatler üzülerek söylüyorum halkla dalga geçen bir tavırla sunuluyor. Geçtiğimiz 5 yıllık dönemde UBP Hükümetleri vardı ve bugünkü başkan adayları uzun süre bakanlık hatta başbakanlık yapanlardır. Beş yıllık sürede bugün posterlerinde vadettikleri sorunların hiçbiri hakkında fikir dahi yürütmediler ve kurultay sonrası bunları çözeceklerini iddia ediyorlar.

Demokratik bir UBP elbette topluma fayda sağlar ancak görüyoruz ki Kurultayda aday olmaya çalışanlar Elçilik veya Özel şirketlerin baskısı ile çektirilebiliyor. Bu kadar can yakıcı sorun varken, toplum UBP kurultayı ile ilgilenmek zorunda değil.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

****
****