Derya: “Bir ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın, o ülkenin nasıl yönetildiğini anlarsınız”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü Başkanı ve milletvekili Doğuş Derya, sosyal hizmetlerin elini atmadığı yerlerde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, olayların bireysel değil, kurumsal bir çözüm gerektirdiğini vurguladı.
Bugün Kıbrıs
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü Başkanı ve milletvekili Doğuş Derya, sosyal hizmetler konusundaki eksikliklerin ve toplumsal sorunların daha geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurgulayarak, bu konuların, sadece bireysel değil, kurumsal ve sistemik bir bakış açısıyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kanal Sim’de Meyil Adakul’a konuk olan Derya, sosyal hizmetlerin yetersizliğine ve bu eksikliklerin yaratabileceği ciddi toplumsal sorunlara dikkat çekti. “Bir ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın, o ülkenin nasıl yönetildiğini anlarsınız” ifadelerini kullanan Derya, hükümetin sosyal hizmetlerdeki eksiklikleri gidermek yerine, bu konuları göz ardı ettiğini ve artık kurumsal çözümlerin konuşulması gerektiğini ifade etti.
“HAKKI OLANI SADAKA GİBİ VERMEK”
Derya, devletin yurttaşların hak ettikleri hizmetleri, sadaka gibi sunduğunu belirtti. Vergilerin, vatandaşlara eğitim, sağlık ve sosyal politikalar gibi temel hizmetler olarak geri dönmesi gerektiğini vurgulayan Derya, “Bir ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın, o ülkede nasıl yönetildiğini anlarsınız” dedi. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve engelli bireyler gibi kırılgan grupların sosyal politikalarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Sosyal hizmetlerin eksikliği ve devletin bu konuda yeterli adımları atmadığına dikkat çeken Derya, “İçler acısı bir durum var. Sosyal hizmetlerin tam anlamıyla sunulmadığı yerlerde gençlerin intihar ettiğini görüyoruz” dedi. Son bir ayda üç genç intiharının yaşandığını belirten Derya, bu tür olayların bireysel değil, kurumsal bir çözüm gerektirdiğini ifade etti. Derya şöyle devam etti:
“Ama biz neyi konuşuyoruz? Eğitimin içeriğini konuşamıyoruz. Sosyal hizmetleri nasıl çeşitlendirilebilip de en kırılgan grupların kılcallarına kadar iletilebileceğini konuşamıyoruz. Ulusal Birlik Partisinin kurultayını konuşuyoruz.”
“KIBRIS TÜRK SERMAYESİ VE RANT EKONOMİSİ”
Derya, Kıbrıs’ın kuzeyinde rant alanları ve sermaye birikiminin sağlanması adına yürütülen düzeneklere de dikkat çekti. Türkiye’deki hükümete yakın AKSA, Taş Yapı, Siyah Kalem ve birçok benzeri şirketin Kıbrıs’taki projeleri ihalesiz aldıklarını belirterek, külliyeyi ise, “Burada toplumun talebin olduğu için değil, birilerine transfer ekonomisi üzerinden kaynak aktarılacak diye başlamış bir projelerden biri” olarak tanımladı.
Mevcut yönetimin bu düzeneği yürürlüğe koymak üzere atanmış bir taşeron olduğunu kaydeden Derya, bu sebeple de UBP-DP-YDP hükümetinin toplumsal ihtiyaçlardan çok, belirli sermaye gruplarının çıkarlarını ön planda tuttuğunu ifade etti.
“MEDYA MANİPÜLASYONUNA DİKKAT”
Derya, medyanın manipülasyonuna ve kamuoyu algısının değiştirilmesine de değindi. “En beceriksiz, en ahlaksız, en liyakatsiz kişilerin yönetimde olduğu ve her gün bir istikrar ve güç edebiyatı yaparak aslında insanlar sanki bu ülkede yaşamıyorlar, her gün markete giderken ceplerinden çıkan parayı farkında değiller, hastaneye gittiği zaman hizmet alamadığını farkına değilmiş gibi, ‘onu da çözüyoruz, bunu da çözüyoruz’ diye Goebbels gibi yalan siyaseti yapıyorsunuz” diyen Derya, medya şirketlerinin el değiştirmesi ve yalan haberlerin yayılmasını da, toplum mühendisliğinin bir parçası olarak değerlendirdi. Yurttaşların yanlış ve yalan bilgi bombardımanına maruz kaldığını belirten Derya, mesleğini onuru ile yapmaya çalışan gazetecilerin ise desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.