İsias davasının üçüncü duruşmasında sanık ve sanık avukatı mütalaasına geçildi. İlk söz otel sahibi Ahmet Bozkurt’a verildi. Bozkurt, kaçma ihtimalinin olmadığını ve kendisinin de 1974’te Kıbrıs’ta savaşa katıldığını ifade etti.

Ahmet Bozkurt, depremde çöken oteli nedeniyle kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek, suçsuz olduğunu da savundu. Bozkurt, kendisini şu sözlerle savundu: “Ben katil değilim, otel sahibiyim.”

Bozkurt, Adıyaman’ı depremden sonra hiç görmediğini ve gelen haberlerde kentin yerle bir olduğunun söylendiğini belirtti.

Bozkurt, otelini yaptırırken projeyi Atıf Sağbaş ile görüştüğünü ifade etti. “Adıyaman Atatürk Bulvarı’nda 8 kat izinli olmasına rağmen, ben 13 katı taşıyacak bir proje istedim. Maliyet yüksek olacak denildi, ancak ben müteahhit değilim, mal sahibiyim. 13 katın yükünü taşıyacak bir proje hazırlandı” dedi.

Projeyi hayata geçirirken masraftan kaçınmadığını vurgulayan Bozkurt, 8 katlı bir otel için gerekli kolon sayısının 26 yerine 15-16 olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, “Radyan temelim 13 katın yükünü taşıyacak şekilde yapıldı” diyerek, otelinin sağlamlığını savundu.

Otelin zayıf olduğu yönündeki suçlamaları reddeden Bozkurt, otelini en sağlam malzemelerle yaptığını belirtti. “Ben otelimi 13 katın yükünü taşıyacak şekilde mühendislerime anlattım, masraftan kaçınmadım” dedi.

Kaçma ihtimalinin olmadığını söyleyen Bozkurt, “Ben hiçbir yere kaçmayacağım. Suçsuz insan kaçmaz” dedi. Kıbrıs Savaşı’na katıldığını belirterek, “20 Temmuz 1974’te evliliğimin ikinci günü askere çağırıldım ve savaşa davet edildim. Kefenimi boynuma takarak meydana gittim” diyerek, vatanseverliğini ve cesaretini vurguladı.

Son olarak, kendisinin ve ailesinin suçsuz olduğunu belirten Ahmet Bozkurt, otelini en sağlam malzemelerle inşa ettiğini tekrar etti.

MEHMET BOZKURT: “BİR İŞLETMEDE İKİ PATRON OLMAZ”
İsias Otel’in sahiplerinden Mehmet Fatih Bozkurt, yaptığı savunmada, yetkili olmadığı yönündeki iddiaları reddetti. Bozkurt, şirketin sicil gazetesinde yer alan bilgilere göre, 2003 yılında yüzde 5 hisse ile yönetim kurulu üyesi ve müştereken imza yetkili olarak görev aldığını, 2016 yılında ise yüzde 1 hisse ile imza yetkili olduğunu belirtti.

Bozkurt, 1993-1995 yılları arasında otelin inşaatında yer almadığını ifade ederek, bu dönemde Kıbrıs’ta öğrenci olduğunu söyledi. İnşaat sürecine dair babasının ifadelerine itimat ettiğini ve bu ifadeleri desteklediğini belirten Bozkurt, babasının kaba inşaatı düzgün bir şekilde tamamladığını dile getirdi.

2001 yılında şirkete dahil olduğunu ve yönetim kurulunda yer aldığını, ancak işletmede aktif olarak bulunmadığını vurgulayan Bozkurt, “Bir işletmede iki patron olmaz” dedi. Kendisine ihtiyaç duyulduğunda imza yetkisini kullandığını ve 2022 sonunda yönetim kurulu başkanı olduğunu açıkladı.

Son olarak, yetkili olduğunu ve imzalarının dosyalarda yer aldığını kabul eden Bozkurt, hakkındaki suçlamaları reddederek tahliyesini talep etti.

EFE VE AHMET BOZKURT’UN AVUKATI, ‘ADALETİN ADİL YARGILANMA İLE BAŞLADIĞINI’ VURGULADI
Efe ve Ahmet Bozkurt’un avukatı Ömer Uğur, bugün gerçekleşen duruşmada adaletin adil yargılanma ile başladığını vurgulayarak, mahkemede taraflardan birine yöneltilen hakaret içerikli söylemlere tepki gösterdi.

Uğur, “Adalet adil yargılanma ile başlar. Her iki taraf için de bu geçerli. Bize göre duruşma salonunda olmaması gereken cümlelere katıldık. Herhangi bir kişinin taraf olan bir kişiye yönelik hakaretleri savunma ile bağlantılı değildir. Bu tür hakaretlere müdahale edilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Ömer Uğur ayrıca, mahkemeler üzerindeki siyasi baskının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Acıya saygımız var. Ancak siyasetin örgütlenerek mahkemeler üzerinde baskı kurulmasını istemiyoruz” dedi. Türk mahkemelerine saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Uğur, “Biraz önce bir ifade oldu. Türk mahkemelerine saygı duymamız gerek. Hakarete izin vermeyin,” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

AVUKAT FUAT GÖKTAŞ: AHMET BOZKURT MÜTEAHHİT DEĞİL
Sanıklar Ahmet Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatı Fuat Göktaş, deprem sonrası alınan karot örnekleri yerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan ilk karot örneklerinin dikkate alınması gerektiğini belirtti. Göktaş, müvekkillerine yönelik suçlamalarla ilgili delillerin mahkemeye sunulmasını talep etti.

Göktaş, Ahmet Bozkurt’un müteahhit olmadığını ve inşaatı kendisinin yapmadığını ifade ederek, müvekkilinin Güney Doğu Anadolu bölgesindeki en iyi mimar ve mühendislerle çalıştığını iddia etti. Bozkurt’un yapsatçı olmadığını vurgulayan Göktaş, “O dönemde bir avukat, hâkim veya savcı da bina yaptırabilirdi. O dönemki yönetmelikte buna engel yoktu. Müvekkilim de binayla ilgili fenni mesule güvendi” dedi. Göktaş, müvekkilinin müteahhit değil, mülk sahibi olduğunu ve otelin güvenilirliğini savundu.
Mehmet Fatih Bozkurt Otelin İşletmecisi

Mehmet Fatih Bozkurt’un ise otelin işletmesiyle ilgilendiğini, ancak patronu olmadığını savunan Göktaş, Bozkurt ailesinin aylardır “cezalandırıldığını” iddia etti. Müvekkillerinin yargılanmadan kaçma gibi bir durumunun olmadığını öne süren Göktaş, tahliye talebinde bulundu.