KTÖS: Çocuk hakları çok boyutlu biçimde ihlal ediliyor; eğitim sistemi çocukları koruyamaz hale getirildi
KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, “Yetkililer pembe tablolar çizebilir ancak çocukların eğitim, güvenlik ve eşitlik hakkı çok boyutlu biçimde ihlal edilmektedir” diyerek eğitimdeki çöküşü sert sözlerle ortaya koydu.
KTÖS: Çocuk hakları çok boyutlu biçimde ihlal ediliyor; eğitim sistemi çocukları koruyamaz hale getirildi
KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, “Yetkililer pembe tablolar çizebilir ancak çocukların eğitim, güvenlik ve eşitlik hakkı çok boyutlu biçimde ihlal edilmektedir” diyerek eğitimdeki çöküşü sert sözlerle ortaya koydu.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde hükümetin söylemleri ile ülkenin gerçekleri arasında derin bir uçurum bulunduğunu belirterek kapsamlı bir basın açıklaması yaptı. KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, yaptığı açıklamada “Yetkililerin pembe tablolar çizdiği 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde gerçekleri toplumla açık biçimde paylaşmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Gelener, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olunmasına rağmen çocukların eğitim hakkı, güvenlik hakkı ve eşitlik hakkının çok boyutlu biçimde ihlal edildiğini belirtti. Eğitim kavramının yalnızca okulda geçirilen süreden ibaret olmadığını vurgulayan Gelener, “Eğitim, çocuğun fiziksel güvenliğini, sosyal uyumunu ve psikolojik iyilik halini kapsayan bütünsel bir süreçtir. Kıbrıs’ın kuzeyindeki eğitim sisteminde bugün bu bütünlüğün bozulduğu açıktır” dedi.
“OKULLARIN FİZİKSEL DURUMU ÇOCUK HAKLARINA AYKIRI”
Gelener açıklamasında, devletin kamusal eğitime yatırım yapmamasının sosyo-ekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiğini, ailelerin gelirinin artık çocukların eğitim hakkının fiili belirleyicisi haline geldiğini söyledi. Okulların büyük bölümünün 1974 öncesi yapılar olduğu, yenilenmediği, deprem dayanıklılığının belirsiz olduğu, birçok öğrencinin konteyner sınıflara mahkûm edildiği, okul bahçelerinin ise “şantiye alanına” dönüştürüldüğü vurgulandı.
Gelener, “Mevcut koşullar sağlıklı bir eğitim ortamı sağlamamaktadır” diyerek çocukların oyun alanlarına sahip olmasının bilimsel olarak hem sosyal gelişim hem de akademik başarı için temel bir gereksinim olduğunu hatırlattı.
“NÜFUS POLİTİKASI EKSİKLİĞİ EĞİTİMDE DERİN BOŞLUK YARATIYOR”
Açıklamada, Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfusun ve demografik yapının değiştiği, farklı dil ve kültürlerden gelen öğrencilerin oranının arttığı ancak hükümetin bu durumu yönetebilecek bir nüfus politikası üretmediği ifade edildi. Gelener, dil desteği ve uyum programlarının yetersizliğinin bazı çocukları sistem dışına ittiğini vurguladı.
Eğitim Bakanlığı’nın son iki yıldır uyguladığı dil sertifikası kararının yarattığı mağduriyetlere işaret eden Gelener, “Dil bilmediği için önce eğitim hakkı, daha sonra yaşam hakkı elinden alınan Olivia’nın trajik hikayesi toplumda derin bir yara açmıştır. Hiçbir çocuk dili ya da kökeni nedeniyle eğitim sisteminin dışında bırakılamaz” dedi.
“ÖĞRETMENLER YALNIZ BIRAKILDI, DESTEK MEKANİZMALARI ÇÖKMÜŞ DURUMDA”
Gelener, devlet okullarında yabancı dil konuşan çocukların artması, özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin çoğalması ve rehberlik desteğinin yetersiz kalması nedeniyle öğretmenlerin ağır bir yük altında olduğunu belirtti. “Öğretmenler farklı ihtiyaçları olan öğrencilere destek olmak için her gün büyük bir çaba göstermekte ancak gerekli insan kaynağı, araç, eğitim ve uzman desteği sağlanmamaktadır. Öğretmenlerin yalnız bırakıldığı bir eğitim sistemi çocukların ihtiyaçlarını karşılayamaz” dedi.
Rehber öğretmen, özel eğitim öğretmeni, öğretmen yardımcısı ve sosyal hizmet personeli eksikliğinin eğitimin niteliğini doğrudan etkilediğini söyleyen Gelener, çocukların psiko-sosyal ihtiyaçlarının en az akademik süreç kadar önemli olduğunu vurguladı.
“MEVCUT EĞİTİM BAKANLIĞI SORUMLULUK BİLİNCİNE SAHİP DEĞİL”
Gelener, mevcut Eğitim Bakanlığı’nın ne bu sorumluluğun farkında olduğunu ne de bu sorunlara çözüm üretecek kapasiteye sahip bulunduğunu söyleyerek şunları ifade etti:
“Tüm bu sorunların ciddiyetle ele alınması sadece bir görev ve sorumluluk değildir. Bunlar çocukların temel haklarının korunması için atılması gereken zorunlu adımlardır. Ne yazık ki, mevcut Eğitim Bakanlığı ne böyle bir sorumluluk bilincindedir ne de bu sorunlara çözüm üretebilme kapasitesine sahiptir.”
KTÖS: MÜCADELEYİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ
Açıklamanın sonunda Gelener, KTÖS’ün çocuk haklarını korumak ve nitelikli kamusal eğitim için mücadeleyi sürdüreceğini belirterek, “Çocuk hakları ve nitelikli kamusal eğitim hakkı bir ülkenin geleceğine verilen değerin en somut göstergesidir. KTÖS, çocukların haklarını korumak ve daha adil bir eğitim sistemi için mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir” ifadelerini kullandı.













