Yeşiller Partisi: “Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekolojik ve demografik tahribat savaş suçudur”
Kıbrıs Yeşiller Partisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Taşınmaz Mal Komisyonu kararlarına ilişkin bir açıklama yaparak, bu yapının Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülkiyet gasplarını meşrulaştırdığını söyledi.
Yeşiller Partisi: “Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekolojik ve demografik tahribat savaş suçudur”
Kıbrıs Yeşiller Partisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Taşınmaz Mal Komisyonu kararlarına ilişkin bir açıklama yaparak, bu yapının Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülkiyet gasplarını meşrulaştırdığını söyledi.
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Yeşiller Partisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kararlarının, Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülkiyet gasplarını meşrulaştırdığını ileri sürdü. Açıklamada, TMK’nın bizzat kendisinin “sorunun parçası” haline geldiği savunuldu.
Parti, Kıbrıs’ın kuzeyinde sürdüğü belirtilen mülkiyet gaspları, nüfus taşınmaları ve demografik değişimin; 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve 1988 tarihli Roma Sözleşmesi çerçevesinde savaş suçu niteliği taşıdığını kaydetti. Açıklamada, bölgede daha ileri düzeyde bir askerileşme ve İslamlaştırma politikası izlendiği, bu durumun adanın geri dönülmez biçimde bozulmasına neden olduğu vurgulandı.
CTP VE DP’YE ELEŞTİRİ: “KOÇAN YASASI İLE GASPA YASAL KILIF HAZIRLANDI”
Yeşiller Partisi, 1995 yılında çıkarılan ve kamuoyunda “koçan yasası” olarak bilinen düzenleme ile Türkiye’den gelen yerleşimcilerin Kıbrıslı Rumlara ait taşınmazları satabilmesinin sağlandığını öne sürdü. Bu yasaya, o dönemde “iki bölgeli, iki toplumlu federasyon”u savunduğu belirtilen CTP ile Demokrat Parti’nin destek verdiği hatırlatıldı.
Açıklamada, bu yasa sayesinde mülkiyet gasplarının hız kazandığı, özellikle 2004 yılında reddedilen Annan Planı’nın işaret edilerek, Kıbrıs’ın kuzeyinde mülkiyetin el değiştirmesinin bu plan çerçevesinde devam ettirildiği ifade edildi.
“TMK, AİHM KARARIYLA KURULDU AMA GASPI BÜYÜTTÜ”
Yeşiller Partisi, AİHM’in mülkiyet davalarındaki yükü hafifletmek amacıyla TMK’yı onaylamasının ardından, bu yapının Kıbrıs’ın kuzeyinde mülkiyet gasplarını yasallaştıran bir araç haline dönüştüğünü iddia etti. Açıklamada, TMK’nın bazı taşınmazlar için gerçek değerinin yüzde 10’u kadar tazminat önererek mal sahiplerini mülklerinden vazgeçmeye zorladığı ileri sürüldü.
“KIBRIS CUMHURİYETİ KENDİ CEZA YASASI’NI UYGULAMADI”
Yeşiller Partisi, Güney’deki yönetimin Ceza Yasası’na 2006’da eklenen 303A maddesinin, gasp suçlarına karşı uygulanmadığını savundu. Açıklamada, uluslararası tutuklama emrine rağmen Akan Kürşat’ın 2014 yılına kadar serbestçe ülkeye girip çıkabildiği ve 2014’te pasaportunu yenileyebildiği belirtildi. Kürşat’ın 2023 sonunda İtalya’da tutuklandığı ancak tanığın ölümü gerekçesiyle davanın kapatıldığı, mülkiyet delillerine ilişkin açıklama yapılmadığı ifade edildi.
“BU BİR İHMALKÂRLIK DEĞİL, SİYASİ TERCİHTİR”
Yeşiller Partisi, Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin bu konuda yıllarca harekete geçmemesini eleştirerek, bunun iyi niyetten kaynaklanan bir ihmal değil, bilinçli bir siyasi tercih olduğunu savundu. Açıklamada, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, etnik ayrımcılığa dayalı bir federal çözüm için mülkiyet gasplarına göz yumduğu öne sürüldü.
“GASPÇI ŞİRKETLER İFŞA EDİLECEK, ULUSLARARASI BASKI SÜRECEK”
Parti, Aralık 2024’te Avrupa Parlamentosu’nda yaptıkları sunumdan sonra, 2025 yılı itibarıyla gasp faaliyetlerine karıştığı belirtilen 33 şirkete dair bilgi ve belgeleri yetkililere teslim edeceklerini açıkladı. Bu sürecin, AB yetkilileri, Avrupa Parlamentosu raportörleri ve Kıbrıs’taki siyasi toplantılarla uluslararası düzeye taşındığı ifade edildi.
“SARAY KOMPLEKSİ ERMENİ MÜLKÜ ÜZERİNE YAPILDI”
Açıklamada, Kıbrıs’ın kuzeyinde inşa edilen saray-meclis-cami-mahkeme kompleksinin Ermenilere ait bir mülk üzerine kurulduğu ve bu nedenle bazı yabancı liderlerin bölgeyi ziyaret etmekten kaçınabileceği belirtildi. BM Genel Sekreteri’nin temsilcisi Maria Ángel Olguín Cuéllar’ın bu komplekse yaptığı ziyaretin eleştirildiği açıklamada, “gasp edilmiş arazideki yapılar ziyaret edilerek bu suça ortak olunmaktadır” denildi.
“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM DAYATMASININ ZEMİNİ YARATILIYOR”
Yeşiller Partisi, Kıbrıs’ın kuzeyinde süren toprak gaspının sadece bireysel mülkiyet ihlali değil, aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine karşı bir saldırı olduğunu savundu. Açıklamada, bu gaspların etnik temelli coğrafi ayrımı ve “iki devletli çözüm” tezini destekleyen fiilî durumlar yarattığı öne sürüldü.
YEŞİLLER PARTİSİ’NİN ÇAĞRISI
Parti açıklamasında son olarak şunları kaydetti:
“Zorla yerinden edilen Kıbrıslı Rumları, gasp edilen mülkleri için şikayette bulunmaya; devleti ise bu şikayetleri soruşturmak için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Kıbrıs’ın kuzeyindeki mülkiyet gasplarına karşı mücadelemizi hem ulusal hem uluslararası platformda sürdüreceğiz. Egemenliğimizi, çevremizi ve demokratik yapımızı savunmak için buradayız.”