Doğuş Derya: “Bu koltuklar hiçbir canlının yaşam hakkından kıymetli değil!”
CTP milletvekili Doğuş Derya, Meclis’te yaptığı konuşmada, çocuk yaşta ebeveyn olma oranlarındaki artışı “kırmızı alarm” olarak nitelendirdi. Derya, “Bu ülke ya medeniyeti seçecek ya karanlığı. Çocukların, kadınların ve toplumun haklarını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Bugün Kıbrıs
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Doğuş Derya, ülkedeki sosyal sorunların büyüklüğüne dikkat çektiği bugünkü Meclis konuşmasında, toplumda infial yaratan çocukların ebeveyn olmasıyla ilgili haberleri gündeme taşıdı. Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin açıkladığı verileri kürsüden tekrarlayan Derya, 2023-2024 yılları arasında 14-19 yaş aralığında 61 kız çocuğu ve 7 erkek çocuğunun ebeveyn olduğunu belirtti. Bu durumun “kırmızı alarm” niteliğinde olduğunu vurgulayan Derya, “Eğer bu durum yüreğinizde acı ve sorumluluk hissettirmiyorsa, insanlığınızı sorgulamanız gerekir” dedi.
“SADECE İSTATİSTİK DEĞİL, BİR UTANÇ TABLOSU”
Derya, doğumların büyük kısmının Lefkoşa, Mağusa ve Girne’de gerçekleştiğini aktararak, “Bölgesel dağılımı incelediğimde Güzelyurt gibi bölgelerde bu doğumların görülmemesi şaşırtıcı değil. Çünkü bu bölgelerde doğum yapılabilecek hastaneler yok. Bu bile sosyal adaletsizliğin ve altyapı eksikliğinin bir göstergesi” dedi. Verilerle ilgili Tabipler Birliği Başkanı Dr. Ceyhun Dalkan ile görüştüğünü belirten Derya şu sorulurı sordu:
“Çocukların kaçı 18 yaş altıdır? Sosyal inceleme raporları hazırlandı mı? Ailelerin sosyoekonomik durumu nedir? Bu doğumlar cinsel istismar, bilinçsiz cinsellik ya da yasal olmayan imam nikahı sonucu mu gerçekleşti? Doğumlar sadece devlet hastanelerinde mi gerçekleşti, yoksa özel hastaneleri de kapsıyor mu?”
“YASAL OLMAYAN İMAM NİKAHLARI ENDİŞE VERİCİ”
Derya, özellikle yedi erkek çocuğunun baba olmasının altını çizerek, “Bu durum, imam nikahı gibi yasal olmayan uygulamaların varlığını işaret ediyor olabilir. Eğer böyle bir durum varsa, bu ülkenin çocukları üzerinde büyük bir karanlık oluşturuyor demektir” ifadelerini kullandı.
“NÜFUSUMUZU BİLE BİLMİYORUZ”
Nüfus politikalarının kaotik olduğunu vurgulayan Derya, “Nüfusumuzu bilmiyoruz. Heterojenleşen bir yapıyla karşı karşıyayız ve bu durum çocukların korunmasını daha da zorlaştırıyor. Örneğin, ülkede 9 bin 838 Pakistanlı işçi bulunuyor. Pakistan kökenli KKTC yurttaşlarının ise 7 bin civarında olduğu söyleniyor. Ancak sağlıklı bir nüfus sayımı yapılmadığı için bu rakamlar belirsiz” dedi.
“SOSYAL HİZMETLER VE HÜKÜMET KILINI KIPIRDATMIYOR”
Derya, sosyal hizmetlerin işlevsiz olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu çocukları korumakla mükellef olan sosyal hizmetler ne yapıyor? Sağlık Bakanlığı ne yapıyor? Polis ne yapıyor? Yürütme kılını kıpırdatmıyor. Her geçen gün çığ gibi büyüyen sorunlar karşısında hükümet tamamen sessiz.”
“MANŞETLERE YANSIYAN UTANÇLAR”
Derya, ülkede medeniyet kaybı yaşandığını belirterek, “Bebek ölümleri manşetlere taşınıyor. X-ray cihazlarının yetersizliği nedeniyle kiralık katiller ülkeye rahatça girebiliyor. Kötü yol kalitesi nedeniyle çocuklar kazalarda hayatlarını kaybediyor. Kadınlar, çocuklar, hayvanlar şiddet görüyor. Bu bir utanç tablosudur” dedi.
“HAK SAVUNUCULUĞU LİNÇLE KARŞILANIYOR”
Hak savunucularının ve kadın milletvekillerinin sosyal medyada cinsiyetçi saldırılara maruz kaldığını belirten Derya, “Hak savunuculuğu yapmak isteyen herkes lince maruz kalıyor. Ancak ne olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“YA MEDENİYET YA KARANLIK”
Derya, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkede ya medeniyeti ya da karanlığı seçeceğiz. Çocuklarımızın, kadınlarımızın ve toplumumuzun haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bu koltukların hiçbiri bugün 18 yaşından küçük olup da anne ve baba olan çocuklarımızın yaşam hakkından daha kıymetli değil. Bu koltukların hiçbiri canı yanan, parçalanan hayvanların yaşam hakkından daha kıymetli değil. Bu koltukların ve makamların hiçbiri, maalesef çok üzülerek söylüyorum ama bu ülkede iş cinayetine kurban giden, dayak yiyen kadınların hayatından daha kıymetli değil.
Eğer bu sorunlar çözülemeyecekse, o koltuklar size beytanbal kalsın.”