Mahkeme gözyaşlarıyla başladı: “Bozkurt Ailesi oraya sadece para kasasını kurtarmak için eleman gönderdi”
Depremde yitirdiğimiz Aras'ın babası Murat Aktuğralı'nın mahkemedeki sözleri dikkat çekti. Rehber ailelerinden Seher Aydoğdu ise mahkemeye seslenerek, "Benim canımı da alın bize adaleti verin" dedi.
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç Mehmet Kılıç başkanlığında görülen İsias davasının 6. duruşması ailelerin, tanıkların ve avukatların yoklamasıyla başladı.
Duruşmada, ilk olarak sanık avukatlarının uzman dinlenmesi talepleri dinlendi. Talebi taraflara soran yargıç Kılıç, karar vermek için duruşmaya 1 dakika ara verdi. Aranın ardından Mahkeme Heyeti talepleri reddetti. Söz savcıya geçti. Savcı 3 Aralık’ta sunduğu mütalasını yeniden beyan etti. Sanıkların her birinin ayrı ayrı cezalandırılmasını talep eden savcı, adli kontrol şartı ile tahliye edilenlerin ise aynı şartlarının devamını istedi.
Mahkeme savcının konuşmasının ardından ailelere tek tek söz verdi. Ailelerden ilk sözü alan Ayşe Akın, oğulları Alp ile Doruk ve İsias Otel’de hayatını kaybeden diğer canlar için olası kast talep etti. Akın, çocukların kum yığının içinden çıktığını vurgulayarak, bu kadar detaylı bir bilirkişi raporunun ardından hala bunların konuşmasından duyduğu öfkeyi dile getirdi.
Alp ve Doruk’un babası Osman Akın ise, mahkeme salonundan çıkacak kararın sadece hukuksal ve bilime dayalı bir karar olmayacağını, vicdani olarak da çıkacağını kaydetti. Akın, konuşması sırasında sık sık gözyaşı döktü.
Murat Aktuğralı, “Bizim iki yıldır bir tarafımız deprem, bir tarafımız dava” diyerek başladığı sözlerine, otelin yıkıldığından dava sürecine kadar olan zamanı anlattı. Aktuğralı, otelde yakalandığı depremde 15 saniyede binanın nasıl yıkıldığını aktardı. İlk duruşmadan itibaren duydukları çekiçleme iddialarının da gerçek olmadığını, kendilerinin binanın yıkılmasının ardından otelin yanındaki otoparkta beklediklerini söyledi.
Enkaz altından kurtardıkları ekmek fırını çalışanını da tanık olarak savunmanın mahkemeye çıkarmasının utanç kaynağı olduğunu söyledi. Aktuğralı, “Madenciler geldi, tünel açacak yer bulamadılar. Bunları biz yaşadık, Bozkurt Ailesi oraya sadece para kasasını kurtarmak için eleman gönderdi. Mutlak gerçek bu binanın ihmalkarlıkla yıkıldığıdır” dedi.
Rehber ailelerinden Seher Aydoğdu ise savcıya hitaben, mütalaasının aileleri bir kez daha öldürdüğünü söyledi. Aydoğdu şöyle devam etti:
“5 mahkemedir duruşmalardaki konuşmalar bizi kahrediyor. Utanmasalar sizin çocuklarınız yıktı diyecekler. Bir annenin feryadını anlatmak için kelimeler yeter mi sanıyorsunuz? Benim canımı da alın bize adaleti verin. Bu davada geleceği değiştirecek adımlar atabilirsiniz, olası kastla ceza verebilirsiniz.”
Eşi ve oğlunu kaybeden Şenay Atakan Konuklu ise şöyle konuştu: “Biz size güvendik, çocuklarımızı emanet ettik. 55 ceset gördük. Ben, hepsinin vücuduna baktım, yüzüne baktım. Hepsi paramparçaydı. Çocuklarımız belki canlıydılar, belki çığlık attılar. Biz bilmiyoruz neler yaşandığını, ulaşamadık çocuklarımıza. Bunun hesabını kim verecek?”