Bugün Kıbrıs

Laik eğitim ve özgür toplum talebiyle düzenlenen büyük eylemde doktorlar da alanlardaydı. Tıp-İş Başkanı Dr. Özlem Gürkut ve Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Dr. Ceyhun Dalkan, bilimsel veriler ışığında eğitimde laiklik ilkesinin neden vazgeçilmez olduğunu kalabalıkla paylaştı.

GÜRKUT: “MASKARALIKLARLA GÜNDEM SAPTIRILIYOR”
“Güzel Kıbrıs’ımın güzel yürekli insanları” diye seslenen Tıp-İş Başkanı Özlem Gürkut, meydanı dolduranlara teşekkür ederek konuşmasına başladı:

“Gericiliği bu ülkeye getiremezsiniz, geçit yok dedik. Dinlemediler. İkinci defa meydanları ne güzel doldurdunuz. Gücünü halkından almayanlar, çocuklarımıza savaş teknolojilerini gösterirken diğer yandan küçücük kız çocuklarımızı istismar edecek siyasal İslam politikalarını dayatıyor.”

Gürkut, ülkedeki gündemin baskı, tehdit ve yasaklarla karartıldığını belirtti:

“Kıbrıs’ın kuzeyi gün be gün yolsuzluklara, talana ev sahipliği ediyor. Karanlık kriminal olaylar deşifre edildikçe panik başlıyor. Köşeye sıkışanlar, pençelerini göstermeye çalışıyor.”

“GREV ANAYASAL HAKTIR, BASKIYLA DURMAYIZ”
Bakanlar Kurulu’nun bazı grevleri yasaklamasını da eleştiren Gürkut:

“Greve gitmek anayasal bir haktır. Halkın iradesini yok sayan, sendikal hakları baskıyla susturmaya çalışanlara sesimizi duyurana kadar meydanlardayız. Bu ülkeyi karanlığa boğamayacaklar çünkü bu ülkede irade halkındır!”

DALKAN: “LAİKLİK BİR İLKE DEĞİL, ÇOCUKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR”
Kıbrıs Türk Tabipleri Odası Başkanı Dr. Ceyhun Dalkan, konuşmasında türbanın eğitim ortamlarında dini baskıya dönüşebileceğini vurguladı:

“Eğitim tarafsız, bağımsız, özgür bir alan olmalıdır. Okullar dini veya siyasi sembollerin değil, bilimin ve düşüncenin alanıdır. Eğitimde laiklik bir ilke değil, çocuklarımızın kişisel gelişiminin, düşünsel özgürlüğünün ve psikolojik sağlığının teminatıdır.”

“KÜÇÜK ÇOCUKLAR SİYASAL SEMBOLLERİN AĞIRLIĞINI TAŞIMAMALI”
Dalkan, çocukların gelişim sürecinde dini sembollerle karşılaşmasının pedagojik olarak ciddi riskler taşıdığını ifade etti:

“Henüz sorgulama becerisi gelişmemiş bir çocuğun bu semboller karşısında özgürce düşünmesi beklenemez. Eğitimde ayrışma ve kutuplaşma başlar. Hiçbir çocuğun okul sıralarında ‘ben farklıyım, ben azınlığım’ duygusunu yaşamasını istemiyoruz.”

“OKULLAR DİNİN DEĞİL, ÖZGÜRLÜĞÜN MEKÂNI OLMALIDIR”
KTTO’nun bu konuda bilimsel bir görüş yayınladığını hatırlatan Dalkan, laikliğin yalnızca inançsızlıkla değil, inanç özgürlüğünün teminatı olduğunun da altını çizdi:

“Laiklik kimseyi bir inanca zorlamaz, kimseyi de inancından dolayı dışlamaz. Bize düşen, çocuklarımızı bu yükten korumaktır. Bize düşen, okulları bilimin, sanatın ve eleştirel düşüncenin yuvası haline getirmektir.”

“GELECEĞİMİZİN, KIZ ÇOCUKLARIMIZIN YANINDAYIZ”
Dalkan, KTÖS ve KTOEÖS’ün yürüttüğü mücadelenin yanında olduklarını belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:

“Bizler çocuklarımızın özgür, eşit ve bilimle yoğrulmuş bireyler olarak yetişmesi için buradayız. Geleceğimizin, kız çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz.”