DEM Parti – Erdoğan görüşmesi: 13 maddelik talep listesi yok, silahsızlanma ve tecrit gündemimizde
Erdoğan-DEM Parti görüşmesi, 13 yıl sonra ilk yüz yüze temas olma özelliği taşıyor.
DEM Parti – Erdoğan görüşmesi: 13 maddelik talep listesi yok, silahsızlanma ve tecrit gündemimizde
Erdoğan-DEM Parti görüşmesi, 13 yıl sonra ilk yüz yüze temas olma özelliği taşıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Nisan Perşembe günü Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan İmralı heyeti ile görüştü. Erdoğan-DEM Parti görüşmesi, 13 yıl sonra ilk yüz yüze temas olma özelliği taşıyor.
Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan ve yaklaşık 1 saat 25 dakika süren görüşmenin ardından Sözcü gazetesinden Başak Kaya, Cumartesi günü yayınlanan haberinde, DEM Parti’nin Erdoğan’a 13 maddelik bir talep listesi ilettiğini belirtti.
Euronews Türkçe’ye konuşan üst düzey bir DEM Parti yetkilisi böyle bir listelerinin olmadığını belirterek, “Aslında şöyle, şu an kongrenin gerçekleşmesi için Öcalan’ın tecridinin kaldırılması ve iletişim özgürlüğünün güvence altına alınması ile PKK’nın silahsızlandırma süreci için yasa talebi gündemimizde ama onun dışında böyle bir listelememiz yok,” ifadelerini kullandı.
İddia edilen diğer maddelere ilişkin de konuşan parti yetkilisi, “Diğerleri işin gereği zaten yeri ve zamanı gelince tartışma konusu olması ve çözülmesi gereken zorunlu başlıklar. Ama sorunun çözülmesinde başlangıç olan ve çözümün ilerlemesini sağlayacak olan tecridin kalkması ve silahsızlanma süreci için yasa talebi. Bu iddia edilen diğer maddeler de partimizin sürekli kamu ile paylaştığı talepler ancak böyle bir listeleme durumumuz yok,” ifadelerini kullandı.
Üst düzey parti yetkilisi, tecrit ve silahsızlanma süreçleri için “[Öcalan’ın] tecridinin kaldırılması ve iletişim özgürlüğünün güvence altına alınması ile PKK’nın silahsızlandırma süreci için yasa hazırlanması zaten büyük oranda sorunun çözülmesinde mesafe kat etmek anlamına gelecektir,” yorumunu yaptı.
İkinci bir DEM Parti kaynağı ise 13 maddelik liste talebi olmadığını doğrulayarak, Erdoğan görüşmesi sonrası yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında bu talep listesi için “O şekilde tek tek ele alınmadı ama neredeyse tamamı konuşuldu,” dedi.
Üçüncü bir parti kaynağı ise listeleme olmadığını doğrulayarak, “Partimiz yıllardır kamuoyuna dönük bütün açık etkinliklerde bu talepleri zaten dile getiriyor. Ama böyle takvime bağlanmış, sıraya dizilmiş bu liste bizim listemiz değil,” ifadelerini kullandı.
Günün ilerleyen saatlerinde DEM Parti sözcüsü Ayşegün Doğan da, X hesabında bir paylaşımda bulunarak konuya açıklık getirdi.
“Zorunlu Açıklama” başlığıyla paylaşılan gönderide, “DEM Parti İmralı Heyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’la sürecin nasıl ilerleyeceğini ve nasıl gelişeceğini değerlendirdi. Görüşme sonrası konuya dair yazılı bir açıklama yapıldı. Buna rağmen; bazı haberlerde “13 Maddelik Talepler Listesi” olarak sunulan maddeler, DEM Parti’nin çeşitli mecralarda kamuoyuyla paylaştığı talepleridir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir talepler listesi sunulmuş değildir.” ifadeleri kullanıldı.
“Aylardır kamuoyunda tartışılan gündemleri ve konu başlıklarını alt alta sıralayıp, bunu da heyetimizin sunduğu bir ‘Talepler Listesi’ gibi yaymak doğru değildir.”
ERDOĞAN: HER ŞEY HALLOLUR KONUŞMAYACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK
DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan İmralı heyetinin Erdoğan ile yapılan görüşmede bir yol haritası belirlemesi bekleniyor ve öngörülüyordu.
Erdoğan ile yapılan görüşmenin detayları hakkında bilgi sahibi olan ikinci DEM Parti kaynağı, “Bütünlüklü bir sunum yapıldı ama Erdoğan da ‘Şu tarihlere bağlı kalarak şu adımları atacağız’ gibi bir şey dememiş. Aksine ‘Her şey hallolur, konuşmayacağımız bir şey yok’ minvalinde belirsiz konuşmuş,” ifadelerini kullandı.
DEM Parti’nin İmralı heyeti Külliye’deki görüşme sonrasında yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve heyetiyle yaptığımız görüşme, son derece olumlu, yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir atmosferde gerçekleşti.
Süreçte gelinen noktanın önemi teyit edildi ve karşılıklı olarak bundan sonraki aşamalar değerlendirildi. Şiddet ve çatışmanın olmadığı, demokratik ve siyasal alanın güçleneceği bir dönemin ülkemiz, yurttaşlarımız ve bölgemiz için hayati önemde olduğu ifade edildi.”
Euronews Türkçe’ye konuşan ikinci bir DEM Parti kaynağı görüşmeye dair heyetin yaptığı açıklama hakkında ise “Heyetin ‘çok çok pozitif görüşme’ gibi ifadeleri çok yersiz ve hatta fazla buluyoruz,” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN: RANDEVU VERİRİM
Heyetin önde gelen isimlerinden Sırrı Süreyya Önder, 27 Şubat’taki silah bırakma çağrısının ardından katıldığı Habertürk yayınında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de yakın zamanda bir görüşme olabileceğini söylemişti.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 Mart’taki AK Parti Grup Toplantısı sonrası “İmralı heyetine randevu verir misiniz?” sorusuna “Benden istendiği takdirde randevu veririm,” ifadelerini kullanmıştı.
“Terörsüz Türkiye” süreci, kamuoyu ve medyada “İmralı süreci” ve “ikinci çözüm süreci” olarak da adlandırılıyor.
DEM PARTİ’NİN GÖRÜŞME TRAFİĞİ
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan başkanlığındaki bir heyet, 10 Mart Pazartesi günü ikinci siyasi partileri ziyaret turuna başladı.
Pazartesi günü ilk olarak Meclis’te Emek Partisi (EMEP) ile görüşen heyet, ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile CHP Genel Merkezi’nde bir toplantı gerçekleştirdi.
Heyet, son olarak ise aynı gün içinde DEVA Partisi Genel Merkezi’nde parti lideri Ali Babacan ile bir araya geldi.
DEM Parti heyeti, 12 Mart’ta Türkiye İşçi Partisi (TİP), Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’ ile görüşmüştü. Son olarak ise heyet, 17 Mart’ta AK Parti ve MHP heyetleri ile toplantılar gerçekleştirmişti.
PKK ATEŞKES İLAN ETTİ
Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı ardından PKK, 1 Mart Cumartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
PKK Yürütme Komitesi’den yapılan açıklamada, “Biz PKK olarak söz konusu çağrının içeriğine olduğu gibi katılıyoruz ve kendi cephemizden çağrının gereklerine uyacağımızı ve uygulayacağımızı belirtiyoruz. Bugünden geçerli olmak üzere ateşkes ilan ediyoruz,” denildi.
‘Yurtsever Halkımıza ve Demokratik Kamuoyuna’ başlıklı yazılı açıklama yapan örgüt, üzerine “saldırı olmadıkça hiçbir gücümüz silahlı eylem yapmayacaktır,” dedi.
Kongreyi toplamak için “hazır” olduklarını belirterek, “uygun güvenlikli ortamın oluşması ve kongrenin başarısı için de [Öcalan’ın] bizzat yönlendirmesi ve yürütmesi gerektiğini” belirtti.
Öcalan’ın çağrının “başarıyla hayata geçmesi için”, örgüt liderinin “fiziki özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşması, arkadaşları dahil istediği herkesle engelsiz ilişki kurabilmesi gerekir. Bunun gereklerinin devletin ilgili kurumları tarafından yerine getirileceğini umut ediyoruz,” denildi.
Açıklamayı okuyan Halkların Özgürlük ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) vekillerinden Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın notunu ise şöyle aktardı: “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi; demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.”
TÜRKİYE’DE ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm süreci, Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında PKK ile Türk devleti arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.
Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye’deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.
28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor.
PKK militanları, 40 yıla yakındır sürdürdükleri saldırılarda, resmi rakamlara göre 15.000’e yakın kişiyi öldürdü.
PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.
Euronews Türkçe