Dışişleri Bakanı Fidan: “Suriye’deki olayları dış müdahale ile açıklamak yanlış”
"Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” diyen Fidan, "Suriye'deki iç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dün Ankara’da İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile ortak basın toplantısında konuştu.
“Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” diyen Fidan, itidal çağrısında da bulundu.
Bakan, “İç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz. Sivillerin öldürülmesini, sivil altyapısının yok edilmesini şehirlerin ağır bombardımanla yıkıma tabi tutulmasını istemiyoruz,” ifadelerini kullandı.
Astana Süreci kapsamında İran ile koordinasyonu sürdüreceklerini bildiren Fidan, “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunmasını her zaman destekledik. Bundan sonra da destekleyeceğiz.” diye konuştu.
Astana Süreci, Suriye’deki iç savaşa siyasi bir çözüm bulmayı hedefleyen bir müzakere platformu.
Bu süreç, 2017 yılından itibaren Türkiye, Rusya ve İran’ın garantörlüğünde başlatılmıştı. Süreç, adını ilk toplantıların düzenlendiği Kazakistan’ın başkenti Astana’dan (günümüzde Nur-Sultan olarak biliniyor) aldı.
Bu zamana kadar toplamda 22 kez düzenlenen toplantılarından sonuncusu ise Suriye’de muhalif militanların yeniden saldırıya geçmesinden iki hafta önce Astana’da düzenlenmişti.
Bu görüşmelere ayrıca Şam yönetiminin ve muhalefetinin temsilcileri de katılıyor.
Aynı zamanda Suriye’de rejim ile muhalefet arasında diyalog olması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “Suriye’de istikrarın olması önemli. Bundan sonra bütün bölgesel ve diğer aktörlerin yapması gereken, rejim ile muhalefet arasındaki diyalog kanallarının açılması ve sahici bir çözüm alanının bulunması daha fazla kan ve gözyaşının yıkımın önlenmesi” sözlerini dile getirdi.
NE OLMUŞTU?
Suriye’de sekiz yıl aradan sonra 27 Kasım sabahı erken saatlerde Halep ilinin batı kırsalında bir şok saldırısı başlatan muhalif militanların, Beşar Esad hükümeti güçleriyle çatışmaları sürüyor.
O zamandan beri Halep’in batı kırsalından merkeze doğru ilerleyen militanlar, yol boyunca onlarca köy ve kasabanın kontrolünü ele geçirirken, 29 Kasım gecesi Halep’in merkezi de dahil olmak üzere büyük kısmını aldıklarını ileri sürdü.
Aynı zamanda İdlib’in de stratejik öneme sahip Serakib ilçesinin kontrolünün muhaliflerin eline geçtiği belirtiliyor. Esad güçleri, Şam-Halep bağlantısını sağlayan M4 karayolu ile Lazkiye’den Halep’e uzanan M5 karayolunun birleştiği noktada yer alan ilçeden çekilme kararı aldı.
Muhalifler, bu kilit noktayı alarak, Suriye yönetiminin lojistiğini engellemeyi ve önceki saldırılarda kaybedilen toprakları geri almayı amaçlıyor. Anadolu Ajansı’na göre muhalif militanlar şu anda Halep ve İdlib’de yaklaşık 70 yeri kontrol ediyor.
Halep, 2016’da Suriye hükümet güçlerinin Rusya, İran ve müttefiklerinin desteğiyle zorlu bir harekata girişmesinin ardından muhalifleri doğu mahallelerinden çıkarmasından bu yana çatışmaya sahne olmamıştı.
Son dönemdeki Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların son yıllardaki en büyük ilerlemesi oldu. Aynı zamanda hükümet güçlerinin daha önce muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri ele geçirdiği 2020’den bu yana Kuzeybatı Suriye’deki en yoğun çatışma niteliğinde.
ABD, Kanada, İngiltere ve Türkiye, HTŞ’yi “terör örgütü” olarak tanıyor.