“Ben karşımızda devleti bulacağımıza inanmıyorum”

Dışişleri eski bakanı Özdil Nami, Fuat Oktay'ın külliyeye karşı olanları tehdit ettiği sözleri için konuştu.

HABER MERKEZİ

Dışişleri eski bakanı, CTP eski milletvekili Özdil Nami, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın kaçak külliyeye karşı olanları tehdit ettiği konuşması hakkında değerlendirmelerde bulundu. Oktay’ın ‘külliyeye karşı olanlar karşılarında TC devletini bulur’ sözleri için, “Ben karşımızda devleti bulacağımıza inanmıyorum. Devletler kişilere endeksli değildir. Kişiler belirli süre gelir, hizmet ederler, sonra isimleri unutulur gider, olan halka olur” dedi. Nami, mühür vurma sevdasıyla külliyenin yapılacağını ancak Türkiye’deki seçimlerden sonra yeni oluşacak ortamda ilişkilerin düzeltilmesi için kararlar alınması gerekeceğini söyledi. Genç TV’de “Bugüne Dair” programında Nazar Erişkin’in sorularını yanıtlayan Nami, gelinen bu aşama için üzgün olduğunu, Kıbrıslı Türklerin sakin davranması, kutuplaşmaması çağrısında bulundu.

Nami şunları söyledi:

“Böyle bir teklif geldiğinde yetkili makamlar teşekkür etmeli ancak ‘ciddi ihtiyaçlarımız var, böyle bir kaynak varsa protokole ek kaynak olarak koyabilir misiniz’ demeliydi. Ekonomi toparlanınca yaratılacak fonla bu binaları yaparız demeliydik. Kendi idarecilerimizin göreviydi, en azından denemeliydiler. Bir mühür vurma sevdasıyla bu iş yapılacak. Muhalefet tepkisini koydu ama kitlesel bir etkinlik olmadı. Cumartesi yapılacak olan nasıl olacak göreceğiz. Bundan canı yanan daha geniş kesimlerin de buna destek vermesi lazım. Her şeyi siyasi partilerin üzerine yıkmak doğru değil. Mimarlar, mühendisler, tabipler odaları oradalardı ama kısa sürdü, katılım yüksek olmadı. Diyelim ki kitlesel bir katılım oldu ama Oktay’ın ağzından da bu laflar çıkmış oldu. Dünyaya verdiğimiz mesaj nedir? Kim kazançlı çıktı? Bu bence en çok Rumların işine yarayacak.

TC makamlarına yakışmıyor. Yavru vatan diye tabir ettikleri yerin vatandaşları arasında böyle bir ayrımcılığa girmeleri hiç yakışmadı. Biz görevdeyken son derece verimli, etkin mesai içindeydik. Karşılıklı saygı içinde yürütüyorduk. Bizi alıp da ‘TC devleti karşınızdadır’ noktasına getirmeleri kendi tercihleri ama doğru bir yaklaşım değil. Ben karşımızda devleti bulacağımıza inanmıyorum. Devletler kişilere endeksli değildir. Kişiler belirli süre gelir, hizmet ederler, sonra isimleri unutulur gider, olan halka olur. Herkesi vicdan muhasebesi yapmaya davet ediyorum. Kimse bizi kamplaştırmasın. Zor bir dönemden geçiyoruz, herkesin serinkanlı kalmasında fayda var. Siyasi partilerin keskinleşmesi halkta daha büyük kamplaşmalara yol açar bunu bu açıdan da değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.

Eskiden oluşturduğum ilişkileri hala devam ettiriyor değilim açıkçası çünkü bir diyalog alanı da bırakılmadığını görüyorum. Orada bir seçim atmosferi var. Benim ortaya koyacağım fikirlerin şuanda Türkiye’de alıcısı olmadığını düşünüyorum. Seçimden sonra başka bir ortam oluşabilir ve ilişkilerin menfaatine olan politikalar için kararlar alınır ve uygulanır. Bizim Kıbrıslı Türkler olarak kendi içimizdeki ortamı gergin olmayacak noktada tutmak için gayret göstermemiz gerekiyor.”

Bugün Kıbrıs