Ahilleas Dimitriadis’in önerisi: “Barış için somut adımlar şart, cezaysa ceza!”
Kıbrıs sorununa dair çözüm önerileriyle dikkat çeken hukukçu Ahilleas Dimitriadis, "Bir süreç başlayacaksa bir planı olması lazım, bir yolu olması lazım ve tabii ki ulaşmak istediği sonuçlar olması lazım. Teoride kalmamalıdır. En baştan üzerinde mutabık kalınan sonuçlar olmalıdır. Yani bir ceza mı? Evet, cezaysa ceza demek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Bugün Kıbrıs
Federal çözümü savunan yaklaşımıyla tanınan Hukukçu Ahilleas Dimitriadis, uzun süredir devam eden müzakere süreçlerinin verimsizliğine dikkat çekti. Dimitriadis, “50-60 yıldan sonra mutlaka kendi kendimize barışı sağlamamız lazım çünkü artık hiçbir şey işe yaramıyor,” diyerek mevcut durumun sürdürülemez olduğunu vurguladı. AKEL’in hafta sonu gerçekleştirdiği, “Kritik Aşama” başlıklı konferansta konuşan Dimitriadis, müzakerelerin içeriğine odaklanmanın önemine değindi, ancak “herhangi bir şekilde prosedüre sürece odaklanamıyoruz” diyerek süreçlerin yetersizliğine işaret etti. “Süreç dediğimiz şey bir hukukçuya sorarsanız işin özünden daha önemlidir,” diyen Dimitriadis, iyi planlanmış bir prosedür ve sürecin gerekliliğini dile getirdi.
Prosedürlerin başlangıcında somut hedefler konulması gerektiğini belirten Dimitriadis, “Bir süreç başlayayacaksa bir planı olması lazım, bir yolu olması lazım ve tabii ki ulaşmak istediği sonuçlar olması lazım. Teoride kalmamalıdır. En baştan üzerinde mutabık kalınan sonuçlar olmalıdır. Yani bir ceza mı? Evet, cezaysa ceza demek istiyorum” diye konuştu.
Güven Artırıcı Önlemler (GYÖ) konusuna da değinen Dimitriadis, “Acil bir şekilde ufak ölçekte de olsa GYÖ bulmalıyız,” dedi. Yeşil hat tüzüğünün yılda 80 milyon Euro kadar hacme sahip olduğunu belirten Dimitriadis, iki toplumun bankacılık ve sözleşmeler konusunda yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. “Rumlar kuzeyde hesap açamıyor, Türkler güneyde açamıyor,” ifadesiyle ekonomik işbirliğinin önündeki engellere işaret etti. Sorunların Ticaret Odaları aracılığıyla çözülebilmesi gerektiğini belirtti.
Mülkiyet sorununa dair çözüm önerileri de sunan Dimitriadis, “Kıbrıslı Türkler ben de tazminat istiyorum Limasol’daki mülkün kullanılmasından dolayı derse ne olacak, bunları düşünmedik” diyerek bir an önce adil ve makul çözümler bulunması gerektiğini söyledi. Mülkiyetin devlet tarafından kullanımı konusunda şeffaf olunmadığını belirtti: “Kıbrıslı Türklerin ellerinde Mağusa’daki tapu kayıtları var,” diyerek belirsizliklerin çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, kayıp şahıslar konusuna dikkat çeken Dimitriadis, “1510 Kıbrıslı Rum kayıp şahıs 409 da Türk kayıp şahıs var,” diyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin inisiyatif alması gerektiğini ifade etti. Tüm kayıp yakınlarına belirli hakların verilmesinin önemini dile getirdi.
Dimitriadis’in konuşması, müzakerelerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.