Markulli yeni yol haritası önerdi: “Olumsuz referandumların bir bedeli olmalı”
Güney Kıbrıs'ın eski Dışişleri Bakanı Erato Kozakou-Markulli çarpıcı önerilerde bulundu. Bir kez daha referandumda 'hayır' diyen tarafın artık cezalandırılması gerektiğini belirterek, "Yoksa çoğunluğun iradesini cezalandırmaya devam mı edeceğiz?" diye sordu.
Bugün Kıbrıs
Lefkoşa’nın güneyinde 5 Ekim’de AKEL tarafından düzenlenen “Kritik Aşama” konulu konferansın ilk oturumunda, “Dünyada ve Dönemimizde Kıbrıs Sorunu” başlığı altında görüşlerini sunan önemli isimler arasında güneyin eski Dışişleri Bakanı Erato Kozakou-Markulli de yer aldı.
Markulli, son Birleşmşi Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının Kıbrıs sorununun çözümündeki önemine dikkat çekerek, siyasi ve egemen eşitlik konularının bu kararlarla net bir şekilde ortaya konduğunu belirtti.
Markulli, “Karar, Kıbrıs sorununun çözümünün zemini tek egemenliğine sahip tek bir devlettir diyor. Tek vatandaşlık olacak ve bu devlet bağımsız bir devlet olacak” diyerek, iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyonun önemini vurguladı. Ayrıca, “Siyasi eşitlik, federal sistemin işlemesi için olmazsa olmaz bir unsurdur” şeklinde konuştu. Markulli şunları söyledi:
“Son BMGK kararının ilk paragrafı her şeyi anlatıyor. Bütün soruları cevaplıyor. Siyasi eşitlik ve egemen eşitlik konusunu… 1251/1999 sayılı kararı önde gelmek üzere Güvenlik Konseyinin tüm kararlarını yeniden teyit ediyor.
Kıbrıslı Türk lidere ve Türkiye’ye cevap buradadır. Ne diyor bu kararlar? Kıbrıs sorunun çözümünün zemini tek egemenliğine sahip tek bir devlettir diyor. Tek vatandaşlık olacak ve bu devlet bağımsız bir devlet olacak, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon olacak; ve herhangi bir bölünmeyi de birleşmeyi de dışarıda bırakıyor bu karar. Gerek Sayın Tatar gerek Türkiye tarafından sürekli tekrarlanan şey; ‘siyasi eşitlik’ burada var.
Siyasi eşitlik konsepti Kıbrıs Cumhuriyeti 1963 Anayasasında da olan bir şeydi. Yakın zaman önce okudum. Nikolas Stelya’nın bir çalışmasıydı. Kıbrıs Türk medyasındaki köşe yazılarını inceledi. 1960-1963 dönemini kapsayan kitap “Yeni Doğan Bir Bebeğin Katli” adını taşıyor. O dönemde sürekli siyasi eşitlik konusu gündemdeymiş. Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitliğe saygı duymadığından bahsediliyormuş, kaç kamu görevlisi kaç Kıbrıslı Türk, kaç Rum olacak konusundaki bazı tartışmaları kitapta göreceksiniz. Nereden başladı nasıl bitti onu görüyorsunuz. Bu yüzden ‘siyasi eşitlik’ federal sistemin işlemesi için olmazsa olmaz bir unsurdur.”
GEÇMİŞTEN GELEN DERSLER VE YENİ YOLLAR
Markulli bugün gelinen noktada, “Müzakereler yeniden başlasa dahi bu sefer artık farklı bir şeyler olmalı. Aynı senaryo ile aynı prosedürle devam edemeyiz” dedi.
Markulli, müzakere süreçlerinin daha kapsayıcı olması gerektiğini savunarak, “Sivil toplum da masada olmalı, kadınların da gençlerin de masada yeri olmalı” çağrısında bulundu. Ayrıca, “Şeffaflığın olması gerekiyor, bu hiçbir zaman yapılmadı” diyerek, vatandaşların süreçten haberdar edilmesi gerektiğini ifade etti.
YENİ BİR MÜZAKERE SÜRECİ VE ULUSLARARASI DESTEK
Markulli, “Bir diğer olumsuz referandum yaşanması halinde ne olacak?” sorusunu sorarak, gelecekteki referandumların sonuçlarının ciddi sonuçlar doğurması gerektiğini belirtti. “Bazı bedelleri olması lazım” diyerek, bu konuda uluslararası toplumun desteğinin önemine işaret etti. Markulli, “Çok önemli bir şey daha belirtmek istiyorum; bir diğer olumsuz referandum yaşanması halinde ne olacak? 2004’te olduğu gibi, 2017’de Crans Montana’da çok yaklaştık ama müzakereler bir başarıya ulaşmadı… Bir kez daha bunun yaşanmasının sonuçları olması lazım. Bazı bedelleri olması lazım. Referandumda bir hayır cevabının çıkması halinde haklı ya da haksız çoğunluğun iradesini cezalandırmaya devam mı edeceğiz? Bir öneri olarak söylüyorum umarım AKEL bunu kendi girişimi haline getirir” ifadelerini kullandı.
Son olarak, Markulli, “Kıbrıslı Türklerin içinde ilerici güçler var. Güçlerin diyalog kurması yoluyla bir federal çözümü destekleyerek hala çözülmemiş konularda çözümler bulmanın yollarını aramalıyız” diyerek, çözüm için yeni bir yol haritası çizilmesi gerektiğini vurguladı.