Nehir’in babası mahkemede: “Ben inşaat ustasıyım, enkazdaki kumu alsanız tekrar karsanız çamur olurdu”
Babanın ardından acılı anne de mahkemeye seslendi: “Ben 30 sene önce Ahmet Bozkurt’un fabrikasında amcamı kaybettim, şimdi de otelinde kızımı kaybettim”
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
Acılı aileler Adıyaman adliyesinde sabah saatlerinde başlayan duruşmada yaşadıklarını anlatıyor. Mahkeme az önce İsias Otel’de hayatını kaybeden Nehir Çevik’in ailesini dinledi.
Yoksuli Çevik (baba)
“Biz aslen Adıyamanlıyız. Kızım ilk geldiğinde önce anneannesinde kaldı 2 gece.
Maç günü otele geldiler, depremi duyduğumuzda akrabaları aradık gelip baktılar. Hemen arkasından ben de geldim. Ben inşaat ustasıyım, enkazdaki kumu alsanız tekrar karsanız çamur olurdu. Öyle bir kum vardı enkazda.
Çocuklarımızı tabuta koydular üzerlerine kum koydular. Biz onları oradan çıkardık toprağa koyduk.”
Safiye Çevik (anne)
“2008’de taşındık Adıyaman’dan Kıbrıs’a taşındık. Kızım Adıyaman’a geldiğinde önce dayısı onu aldı, anneannesinde kaldı. Kazandıkları maçtan sonra otelde arkadaşlarıyla kutlama yaparlar diye otelde kaldı.
Akrabalara ulaşamadım ilk başlarda. Sonra kardeşime ulaştım. Kardeşim enkazın yanına gittiğinde beni aradı “abla çık gel” dedi. Nasıl yani dedim, eli ayağı kırılmıştır alır gelirim diye düşündüm. Geldik biz Adıyaman’a, bizi bir ambulans şoförü aldı, insafsız bizi enkaza kadar götürmedi, yağmurda soğukta enkaza kadar yürüdük.
Enkazı gördüğümde dünyam başıma yıkıldı. Cenazeler çıkmaya başladığında yaşadığına dair umudumu korudum, ölümü ona hiç yakıştıramadım. 5. gün kızımı çıkardıklarında önce amcam ve eşim gitti. Ben sonra girebildim. Eli dışarıda kalmış mosmordu.
Dün her yer yıkıldı diyen Ahmet Bozkurt, senin binan gibi yıkılan bina var mıydı? Ben 30 sene önce Ahmet Bozkurt’un fabrikasında amcamı kaybettim, şimdi de otelinde kızımı kaybettim.
Kızına sesleniyorum; sen dün baban çok onurludur dedin ya senin baban sana ve torunlarına miras bırakmak için her şeyden çalarak yaptı bunu. Senin baban katildir!”
Irmak Çevik (abla)
“O günü anlatabilecek cümlem yok. Hayatımda ilk kez bir tabut gördüm, o da kardeşimin tabutuydu. Ben kardeşimin kefenine mi sarılacaktım. Ben son Adıyaman’a gelmeden önce kardeşimle birlikte yatmıştım. Şimdi her gece fotoğrafına bakıp bu gece gel lütfen diyorum.”