Doç. Dr. Yonca Özdemir: “Kıbrıs’ı tanıyın söylemi Kıbrıslı Türkleri dünyadan koparıyor”
Erdoğan'ın ziyaretini değerlendiren Doç. Dr. Yonca Özdemir "Kıbrıs'ı tanıyın" söyleminin gerçekçi olmayan ve karşılık bulmayan bir söylem olduğunu belirtti.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Yonca Özdemir, Türkiye merkezli yayın yapan Evrensel’den Şerif Karataş’a konuştu.
Türkiye’deki iktidarların genelde Kıbrıs askeri harekatı yıl dönümünde KKTC’deki törenlere geldiğini hatırlatan Özdemir, “Her yıl olmasa da genellikle Erdoğan da bu geleneği bozmamıştır. Bu törene MHP Lideri Bahçeli’nin de katılması aynı şekilde olağan. KKTC’yi tek tanıyan ülke olarak bu bayrama katılmak ve KKTC’ye destek belirtmek Türkiye hükümetleri için alışılmış bir ritüel diyebiliriz” dedi.
“ACILARIN BAYRAMI OLMAZ”
Türkiye vatandaşları için de gayet olağan görünen bu geleneğin Kıbrıslılar arasında çok farklı hisler doğurduğunu anlatan Özdemir şunları söyledi: “Hatta bu bayram Kıbrıs Türk toplumunu neredeyse tam ortadan ikiye bölen bir mesele haline geliyor. Kıbrıslı Türkler arasındaki milliyetçi kesim için Türkiye’nin tekrar ettiği bu “destek” mesajı büyük memnuniyet yaratırken, diğer kesim için bu “bayram” savaş travmalarını hatırlatan ve kutlanmaması gereken bir gün. Adada binlerce ölüme ve başka travmalara yol açan ama sonuçta Kıbrıslı Türklere daha güven içinde yaşayabilecekleri sınırlı bir alan da yaratmış olan 1974 çıkartması bir kurtuluş günü müdür, yoksa Kıbrıslı Türklerin çilesinin başka bir boyut kazanması mıdır? Bu konuda Kıbrıs Türk toplumunda kesinlikle bir konsensüs yok. Dolayısıyla 20 Temmuz’da bir yandan törenlerle kutlanan bu bayram, öte yandan “Acıların bayramı olmaz” sloganlarıyla bezenmiş bir hüzünlü ruh halini yansıtıyor.”
İKİ TARAFTA DA ÇARESİZLİK HAKİM
Erdoğan’ın törende verdiği “KKTC’yi tanıyın” mesajı da aynı şekilde adadaki bir kesimi özellikle şu anda iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi (UBP) koalisyon hükümetini oldukça memnun ettiğini anlatan Özdemir, “Fakat adadaki geri kalan kesimi oldukça tedirgin eden bir söylem. Çünkü gerçekçi olmayan ve uluslararası kamuoyundan hiçbir karşılık bulmayan bu söylem Kıbrıslı Türkleri dünyadan her gün daha çok koparıyor” dedi. Türkiye’nin 1974 müdahalesi ile adada yaratılan uluslararası hukuka aykırı durum sebebiyle şimdiye dek Türkiye hariç hiçbir ülke tarafından tanınmayıp izolasyona itilen Kıbrıslı Türkler, KKTC çatısı altında kendilerini fiziken daha güvende hissediyor olsalar da hayatlarındaki sıkıntıların kesinlikle giderilmediğine vurgu yapan Özdemir, “Dolayısıyla, yıllarca Rum tarafıyla yapılan müzakereler sonucu adada barışçıl bir çözüme varılabileceği ümidi taşıdılar. Ancak, Rum tarafının isteksizliği ve maksimalist tavırları neticesinde çöken 2017 Crans Montana zirvesi sonucu da derin bir hayal kırıklığına uğradılar. Dolayısıyla adanın kuzeyinde Türkiye ve Rum tarafı arasında bir sıkışmışlık ve çaresizlik hali hakim” ifadelerini kullandı.
HAVAALANI AÇILIŞI TÖRENE DENK GETİRİLDİ
Erdoğan’ın kurdeleyi kesebilmesi için 2016’dan beri yapılmakta olan ama bir türlü bitmek bilmeyen yeni havaalanının açılışının da bu bayram kutlamasına denk getirildiğine dikkat çeken Özdemir, şu değerlendirmede bulundu: “Henüz içinde pek çok eksiklik olan bu havaalanı, Erdoğan’ın da belirttiği üzere, Kıbrıs Adası’ndaki en büyük havaalanı oluyor. Ancak Kuzey Kıbrıs’a Türkiye hariç uluslararası uçuşlar yasak. Gelen toplam turist sayısı Güney’e kıyasla çok daha az. Benzer bir şekilde iki yıl önce Erdoğan yine 20 Temmuz kutlamalarına katılmak için geldiğinde Kuzey Kıbrıs’a yeni bir cumhurbaşkanlığı külliyesi yapılacağını müjdelemişti ve onun inşaatı da sürüyor. Bu tip “bayram hediyeleri” ne yazık ki Kıbrıslı Türklerin ciddi bir kısmını hem rencide etmekte hem de bu hediyelere eklenen “Artık federal çözüm mümkün değildir, KKTC ayrı bir devlet olarak tanınmalıdır” mesajı Kıbrıslı Türklerin birleşik federal Kıbrıs çatısı altında Avrupa Birliğinin parçası olması hayallerine daha fazla darbe vuruyor.”
HAMASİ LAFLAR UMUTSUZLUĞU PERÇİNLİYOR
Ayrıca, “Türkiye’de ne varsa KKTC’de de olacak” söylemi ile yalnızca ekonomi ve siyasete değil sosyal ve kültürel hayata yapılan müdahalelerin de arttığına vurgu yapan Yonca Özdemir, “Bu ortamda çoğu Kıbrıslı Türk kaygılı ve umutsuz. Kronikleşmiş yolsuzluk, kayırma ve patronaj ilişkileri, mafya ve yasa dışı işler, altyapı eksiklikleri, kötü kamu hizmetleri, ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve gün geçtikçe talan edilen çevre ve doğal kaynaklar da düşünülünce, en azından bu sistemden çıkarı olmayan Kıbrıslı Türkler için ortada kutlanacak bir müjde olmadığını ve törenlerde sarf edilen hamasi lafların sadece umutsuzluklarını perçinlediğini tahmin edebilirsiniz” ifadelerini kullandı.