Bugün Kıbrıs’a konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Ürün Solyalı, Hasipoğlu’nun laf atışlarının anlamsız olduğunu belirterek, UBP’de Hasipoğlu’nun kendisinin başına gelen bir bakan değişme ve atama sürecine hep beraber şahit olunduğunu ve UBP’nin ne halkın seçtiklerini ne de partisini dikkate alarak karar ürettiğini söyledi. CTP’nin ise kurumsal ve demokratik bir parti olduğunun altını çizen Ürün Solyalı, partinin her bireyi etkileyecek bu gibi konuları enine boyuna yetkili kurullarında değerlendirdiğini ve özellikle yereldeki yöneticilerin de bu süreçte katkı ve bilgi birikimlerini önemsediğini vurguladı.

Belediyeler Reformu için önerilen yasa değişikliğine de değinen CTP’li vekil, “UBP-DP-YDP Hükümeti, seçime çok kısa bir süre kala, aceleyle, hiçbir kriteri, raporu, çalışmayı ve demokratik katılımcılık ilkesini de dikkate almaksızın sayıların azaltılması ile reformun tamamlanacağı yanılgısı içerisinde yasa tasarılarını Meclis komitelerine ivedilikle görüşülmesi için gönderdi.

Bu süreçte ortaya çıkan tartışmalar ışığında öncelikle şunu belirtmeliyim ki Anayasa Yerel Seçimlerin dört yılda bir yapılmasını emreder ve biz Anayasa’yı delecek herhangi bir teklife sıcak bakmayacağız.

Bizler yerel seçimlerin Haziran 2022 tarihinde yapılmasını önemsiyoruz ve Anayasal ihlallerin önemsizleştirilmesini de tehlikeli buluyoruz. Bu ihlalleri bir siyaset aracı olarak kullanan bir zihniyet var ve bunu hem demokratik hayat adına hem de insan hakları adına tehdit görmekteyiz.” ifadelerini kullandı.
CTP milletvekili Ürün Solyalı, CTP’nin yaptığı değerlendirmelerinden bahsederken, yerel yönetimler reformunun sadece sayıların azaltıldığı bir kurgu üzerine şekillenmesini doğru bulmadıklarının altını çizdi. CTP’nin yurttaşların daha iyi ve kaliteli hizmet alabilmesi esası çerçevesinde, yerel yönetimlerin özerkliğini, mali gücünü, yetki ve sorumluluklarını bütünsel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini söyleyen Solyalı, “bunun da tüm paydaşlar ve özellikle yerel yönetimlerin de dahil olacağı demokratik katılımcılık ilkesine bağlı şekilde yapılması da partimiz tarafından önemsemektedir.” dedi.

BİZLER TÜM GÜCÜMÜZ İLE KOMİTEDE HALK YARARINA MÜCADELE VERECEĞİZ
Solyalı Belediyeler Reformu için sunulan taslak yasa ile ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kapatılacak olan belediyelerin neden kapatılacağını dahi açıklayamayan bir tasarı sunumu, belde nüfusunun belirlenmeksizin yapılan birleştirmeler, kritersiz ve bilimden uzak amaçsızca sunulan bir taslak.
Hatta, toplu iş sözleşmesi düzenini ortadan kaldıran ve emekçilerin haklarını gerileten, müşavirlik sistemi yaratan, personel intibaklarını ve birleştirilmesi öngörülen beldelerde taşınır-taşınmaz, borç, alacak ve diğer hakların hangi kriterler çerçevesinde ele alınacağı belli olmayan, kurulması öngörülen teknik kurulların çalışma esasları ve yetkilerinin belli olmadığı, Kayyum nitelikli yetkilerin merkezi idareye verildiği bu tasarılar reform değil ancak kaos yaratacak.

Bizler elbette tüm gücümüz ile komitede halk yararına mücadele vereceğiz ancak en güzeli bu konunun doğru paydaşlar ve yeterli zaman dilimi ile ele alınması, geçiş süreçlerinin planlanması ve 2026 seçimlerinde uygulanması olacaktır.”

TOPLUMSAL MUHALEFET ŞEMSİYESİ ALTINDA TOPLANMA ZAMANIDIR
Sendikaların önümüzdeki hafta hükümetin icraatlarını protesto etmek için sokağa çıkması ile ilgili soruyu da yanıtlayan CTP milletvekili Ürün Solyalı, “Toplumsal muhalefet şemsiyesi altında toplanma zamanıdır. Fakirleşmeye karşı hiçbir önlem almadığı gibi halkı yoksulluğa sürükleyen kararlar alan hükümete karşı mücadele genişleyecek.” dedi.

Geçtiğimiz üç yıl boyunca UBP hükümetlerinin toplumu yalnız ve kaygılı hissettirdiğinin altını çizen Solyalı, hükümet programına yönelik de, “Sosyal dengenin tekrar kurulabilmesi adına devletin rolünün hayati önem de taşıdığı bu zamanda, orta ve dar gelirlinin yaşam mücadelesine katkı koyacak hiçbir öngörü veya tedbir kurgulanmamış.” yorumunu yaptı.

Toplumun alım gücüne yönelik rakamlar da veren CTP’li vekil, “Uzmanların istatistik verilerine göre akaryakıtta, araçların depoları, bir yıl öncesine göre, 3 katı fiyata dolmaktadır. Gazda yüzde 133, ekmekte yüzde 104, hellimde, sütte yaklaşık yüzde 100, tavukta yüzde 86, yemek yağında yüzde 105 zamlanmış durumdadır. Temel tüketim dahi karşılanamaz hal almıştır.

Elektriğe, hiçbir yatırım ve plan öngörmeksizin yapılan yüzde 300’lük zam girdi maliyetlerini çok fazla arttırmış ve tüketim bedelini de arttıracağı gibi üreticiyi de üretimden koparmakla karşı karşıya kalacağımız günlerin eşiğindeyiz.” dedi.

İÇKİYE YAPILAN ZAM HEM SOSYALLEŞME KÜLTÜRÜMÜZÜ HEM DE EKONOMİMİZİ DERİNDEN YARALAYACAKTIR
Solyalı konuşmasının devamında, bu zamların arkasından özellikle içkiye yapılan öngörüsüz vergi artışının da yerli üreticinin üretimini, kasaptan-çiftçiye kadar zincir şeklinde etkileyecek bir kargaşa yarattığını vurguladı, “Bu hem sosyalleşme kültürümüzü hem de ekonomimizi derinden yaralayacaktır.” yorumunu yaptı.

Sendika ve sivil toplum örgütlerinin, toplumun alım gücünün her geçen gün gerilediği bu zamanlarda orta ve dar gelirli kesimlerin sesi olarak sokağa çıkmasının, eylemlilik ortaya koymasının hayati önem taşıdığını söyleyen Ürün Solyalı, “Desteğimiz tamdır. Fakirleşmeye karşı önerilerimizi sunmamıza rağmen, Türk Lirası kullanımından dolayı fakirleşmemiz katlanıyor ve bunun için sunmuş olduğumuz önlemler de hükümet tarafından hiç dikkate alınmıyor.

Toplumsal muhalefet şemsiyesi altında toplanma zamanıdır. Fakirleşmeye karşı hiçbir önlem almadığı gibi halkı yoksulluğa sürükleyen kararlar alan Hükümete karşı mücadele genişleyecek.” ifadelerini kullandı.