Denktaş’ın 10 yılda bitirilemeyen anıtında anma töreni düzenlendi
Serdar Denktaş, “Ümit ediyorum ki 11’inci yıla girerken anıt mezarın geriye kalan tarafı da tamamlanır ve gelecek yıl 13 Ocak’ta hükümetlerimize teşekkür edebilirim" dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 10’uncu ölüm yıl dönümünde anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı.
Törene, Denktaş ailesi, Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, Başbakan Vekili Fikri Ataoğlu, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Ana Muhalefet Partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Taner Uysal, bakanlar, siyasi parti başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Tören, protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulmasıyla saat 10.00’da başladı. Saygı duruşunun ardından bayraklar İstiklal Marşıyla göndere çekildi, ardından yarıya indirildi. Anıt Özel Defteri Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından imzalandı.
Törende, Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi’nden bir öğrenci şiir, Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ünsal ise dua okudu.
Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar ve Kurucu Cumhurbaşkanı’nın oğlu DP milletvekili Serdar Denktaş törende konuşma yaptı.
DENKTAŞ: “KURUCU CUMHURBAŞKANIMIZI ÖZLEMLE, RAHMETLE VE ÖZÜRLE ANIYORUM”
İlk sözü alan Serdar Denktaş, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğü için çok uzun ve meşakkatli bir yol yürüdüğünü, çadırlarda yaşadığını, her türlü zorluğu göğüslediğini belirtti.
KKTC’nin ilanına değinen, karardan sonra Kurucu Cumhurbaşkanı’nın Cumhuriyet Meclisi önünde çıktığını anımsatan Serdar Denktaş, şunları kaydetti:
“Birlikte mücadele verdiği, zaman zaman tartıştığı, zaman zaman kucaklaştığı ama hep aynı hedefe birlikte yürüdüğü yol arkadaşlarını yanına alarak halkı selamladı. Anıt mezarının duvarına bu kareyi de yansıttık.. Geçmişi hatırlayarak, geleceğe yeni bir vizyonla devam edilmesi gerek. Bugünün yöneticileri olarak eksiğimizi, yanlışımızı yeniden değerlendirerek bu anma gününde, yılda bir kere özür dilemeliyiz… Bugünleri çok daha iyi yaşamamız için verilen bir mücadeleyi layığıyla karşılayamadık.”
Denktaş, anıt mezarın çevre düzenlemesine katkı koyan vatandaşlara, sivil toplum örgütlerine ve kuruluşlara teşekkür etti.
Serdar Denktaş ayrıca, Osman Örek, Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı’nın KKTC’nin ilanından sonra halkı selamladığı fotoğrafın anıt mezarın duvarına yansıtılması için maddi katkı sağlayan Metgin LTD’e, heykelin masraflarını karşılayan Gazinocular Birliği’ne, Rauf Denktaş Üniversitesi’ne, Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi’ne teşekkürlerini iletti.
Serdar Denktaş, “Ümit ediyorum ki 11’inci yıla girerken anıt mezarın geriye kalan tarafı da tamamlanır ve gelecek yıl 13 Ocak’ta hükümetlerimize teşekkür edebilirim. Kurucu Cumhurbaşkanımızı özlemle, rahmetle ve özürle anıyorum” dedi.
Serdar Denktaş, şehitleri rahmet, gazileri saygıyla andıklarını da belirtti.
TATAR: “ONUN OKULUNDAN YETİŞMİŞ BİRİYİM. VASİYETİNİ YERİNE GETİRİYORUZ…”
Ersin Tatar, Denktaş’ı, “Mücahit, savaşçı, cesur yürekli ve iyi bir müzakereci” ifadeleriyle anarak, “Hakkımızın, hukukumuzun ve bağımsızlığımızın kazanılmasına ne kadar önemli hizmetler verdiğini hepimiz biliyoruz. Rauf Raif Denktaş, denildiğinde ilk akla gelen, bağımsızlıktır, egemenliktir, devlettir” dedi.
Çocuk yıllarında Denktaş’la çeşitli sohbetler yaptığını belirten Tatar, şöyle devam etti:
“Bana hep dedesi Şeherli Mehmet’ten bahsederdi. En üzgün olduğu gün Osmanlı askerinin adadan ayrıldığı, İngiliz bayrağının da göndere çekildiği günmüş….”
Denktaş’ın bir hukukçu olarak garantörlük meselesine verdiği öneme dikkat çeken Tatar, Denktaş’la ölmeden önce bir araya geldiğini söyledi ve o gün yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“ ‘Bağımsızlıktan, özgürlükten, egemenlikten, Anavatanımıza, Türkiye sıkı sıkı sarılmaktan asla vazgeçmeyin’ son sözleri oldu. Vasiyet buydu. Biz bu vasiyeti yerine getiriyoruz. Onun okulundan yetişmiş biri olarak, söylediklerini, açıklamalarını, değerlendirmelerini dinleyen, onunla çeşitli sohbetler yapan biri olarak, bir Cumhurbaşkanı olarak ben de müzakere masasında ve çeşitli toplantılarda iki ayrı devlet, iki ayrı egemenlikten söz ettim. Biz ancak bu temeldeki bir anlaşmayla Rauf Raif Denktaş’ın vasiyetini yerine getirmiş olacağız. Bu siyasetten asla geri adım atılmaması gerek.”
TATAR, ANIT ÖZEL DEFTERİ’Nİ İMZALADI: “KIBRIS TÜRK HALKI VE TÜRK DÜNYASININ YÜREĞİNDE YAŞIYORSUNUZ”
Öte yandan Tatar, Anıt Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Rauf R. Denktaş,
Bugün bir kez daha huzurunuzdayız. Halkımızın Rum’un azınlığı ve Kıbrıs’ın bir Helen adası olmaması için her türlü fedakarlığa katlanarak dava arkadaşlarınız ile başlattığınız büyük mücadele ve bu mücadeledeki önderliğiniz, direniş azminiz, kararlı tutumunuz ve ilkeleriniz asla unutulmaz.
Verdiğiniz bu büyük mücadele ile Kıbrıs’ın bir Helen adası olması önlenirken, halkımız özgürlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine kavuşmuş, onur, gurur ve güç kaynağımız olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerinde sizlerin ve dava arkadaşlarınızın emeği, alın teri, büyük fedakarlıkları, halkımızın TMT önderliğindeki direnişi, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği, Mücahit ile Mehmetçiklerimizin kanları ve canları vardır.
Bizlere en büyük emanetiniz olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmak azim ve kararlılığındayız. Her ne pahasına olursa olsun devletimizden, özgürlüğümüzden, egemenliğimizden asla vazgeçmeyecek, bunları korumak için ilkelerinizden aldığımız ilham ve güçle mücadelemize devam edeceğiz.
Son nefesinizde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatınız, Anavatan Türkiye’ye dört elle sarılınız” vasiyetinize bağlı kalacağız.
Sizleri sevgi, saygı, minnet ve büyük bir özlemle bir kez daha anıyoruz. Kıbrıs Türk halkı ve Türk dünyasının yüreğinde yaşıyorsunuz.
Ruhunuz Şad olsun Kurucu Cumhurbaşkanımız.”