Papa adadan ayrıldı
Mültecilerin hikayelerini dinleyince ağlayan Papa Francis, "bölücü duvarlar olmadan, düşmanlıktan arınmış, yerli ile yabancı arasında fark olmayacak bir insanlık” mesajı vererek planlandığı gibi beraberinde 50 mülteci ile bu sabah adadan ayrıldı.
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, Perşembe günü başladığı Güney Kıbrıs ziyaretini dün tamamladı, bu sabah itibarıyla da Yunanistan’a geçti.
Kıbrıslı Rum basını, 50 mülteciyi de İtalya’ya götürecek Papa’nın Güney Kıbrıs ziyaretinin, gerek mülteci sorunu gerekse siyasi ve dinî düzeyde net mesajlar yüklü olduğuna işaret etti.
Politis haberini “Tacını Mülteciler İçin Kalkan Yaptı… Papa Francis’in Tarihi Ziyareti Tamamlanıyor ve Atina’ya Gitmek Üzere Ayrılıyor” başlığıyla manşete çekti.
Kıbrıslı Rum yönetiminin artan mülteciler karşısında aciz kalması, bu konuda siyaset üretmemekle suçlanması ve halk arasında yabancı düşmanlığı işleyen uygulamalar karşısında Papa’nın “bölücü duvarlar olmadan, düşmanlıktan arınmış, yerli ile yabancı arasında fark olmayacak bir insanlık” mesajı verdiğini yazdı.
MÜLTECİLERİ DİNLEDİ, AĞLADI
Gazete, Papa’nın Güney Kıbrıs’taki resmi temaslarını Lefkoşa’nın Rum kesimindeki Timiu Stavru Kilisesi’nde mültecilerle birlikte düzenlediği ayinle tamamladığını, bu ayin sırasında mültecilerin dertlerini ve hikayelerini dinleyince ağladığına dikkat çekti.
50 MÜLTECİYİ GÖTÜRÜYOR
Alithia, Papa’nın, aralarında 6 aydır Ara Bölge’de kurdukları çadırda yaşayan 2 Kamerunlu ve 10’u Rum Merkezî Cezaevi’nde tutulan 50 “şanslı” mülteciyi İtalya’ya götürme inisiyatifi aldığını, İçişleri Bakanı Nikos Nuris’in, bu inisiyatifi nedeniyle Papa’ya teşekkür ettiğini yazdı.
II. HRİSOSTOMOS’UN ELİNİ VE BOYNUNDAKİ ÇİFT BAŞLI KARTAL SEMBOLÜNÜ ÖPTÜ
Fileleftheros, dün Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos’u makamında ziyaret eden Papa’nın II. Hrisostomos’un boynundaki çift başlı kartal sembolünü (kolye) ve elini öptüğünü, II. Hrisostomos’un da Papa’ya, onu makam odasındaki kendi koltuğuna oturtarak karşılık verdiğini belirtti.
İKİ METROPOLİT VE BİR PİSKOPOS KATILMADI
Politis, Papa’nın Başpiskoposluk ziyaretinde, Limasol Metropoliti Athanasios, “Omorfo (Güzelyurt) Metropoliti” Neofitu ve Amathunda Piskoposu Nikolau’nun Başpiskoposlukta olmadığına dikkat çekti. Papa’nın Roma Katolik Kilisesi ile Ortodoks Kilisesi arasında tarih içerisinde çatlaklar meydana geldiğini hatırlatarak, iki kilisenin artık karşılıklı saygı ile yakınlaşması gerektiğini söyleyerek birlik çağrısı yaptığını yazdı.
“TANRI’NIN LÜTFUYLA KARDEŞLİK LABORATUVARINA DÖNÜŞMESİ” DİLEĞİ…
Gazete GSP Stadı’nda düzenlenen ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in de katıldığı ana ayinde barış ve birlik çağrısında bulunan Papa’nın, “acı bir bölünmüşlükle damgalanmış” diye nitelediği Kıbrıs’ın “Tanrı’nın lütfuyla kardeşlik laboratuvarına dönüşmesi” dileğinde bulunduğu belirtildi.
“İSTENMEYEN KİŞİ”
Alithia, GSP Stadı dışında toplanan Rum ve yabancılardan oluşan bir grubun da Papa aleyhine “istenmeyen kişi” ve diğer nitelemelerde bulunulan dövizler açtığını, bunun, Papa’nın beraberindeki yabancı basın mensupları tarafından öne çıkarıldığını belirtti.
ANASTASİADİS ZİYARETTEN İSTİFADE SİYASİ MESAJLAR VERDİ
Fileleftheros, Anastasiadis’in, Papa Francis’in ziyaretinden istifade, Ada içine ve dışına siyasi mesajlar gönderdiğini, bu çerçevede “La Repubblica” isimli İtalyan yayın organına Kıbrıs sorunuyla ilgili bir söyleşi verdiğini yazdı.
Habere göre La Repubblica muhabiri Paolo Rodari’nin sorularını cevaplarken Papa Francis’in Güney Kıbrıs’ta oluşunun bile tek başına tarihi bir olay olduğunu söyleyen Anastasiadis, “Kıbrıs’ta Türk işgali olduğunu” öne sürerek buna en kısa sürede son vermeye çalıştıklarını, üyesi oldukları AB’den de çözüm arayışlarında daha aktif rol almasını beklediklerini söyledi.
Anastasiadis, iki devlet çözümü tezinin kabul edilmesi halinde “Pandora’nın Kutusu’nun açılacağını” iddia etti. Çözüme ulaşılamamasından KKTC’nin egemen eşitliğinin ve uluslararası eşit statüsünün tanınması tezini ve Türkiye’yi sorumlu tutan Anastasiadis, Doğu Akdeniz ve kapalı Maraş’taki faaliyetlerin de “müzakere prosedürünü yeniden başlatma çabalarını engellediğini” öne sürdü.