Bugün Kıbrıs

Yunan basınında Aralık 2025 ortasında yer alan haberlere göre, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında ortak bir askeri gücün oluşturulmasına yönelik görüşmeler yürütülüyor. Söz konusu temasların henüz keşif ve fizibilite aşamasında olduğu, somut bir politika ya da bağlayıcı karar anlamı taşımadığı vurgulanıyor.

Bu tartışmalar, üç ülke arasında son dönemde yoğunlaşan ve önümüzdeki dönemde devam etmesi beklenen üst düzey askeri ve siyasi temaslarla eş zamanlı ilerliyor.

TUGAY DÜZEYİNDE HIZLI MÜDAHALE GÜCÜ GÜNDEMDE
17 Aralık 2025 tarihli Ta Nea gazetesinin haberine göre, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden üst düzey savunma yetkilileri, tugay düzeyinde ortak bir hızlı müdahale gücünün oluşturulabilirliğini değerlendiriyor.

Haberde aktarılan bilgilere göre, tartışılan yapı yaklaşık 2 bin 500 askerden oluşacak. Kuvvetin, Yunanistan ve İsrail’den yaklaşık bin’er asker, Kıbrıs’tan ise yaklaşık 500 asker ile şekillenmesi öngörülüyor.

Planlanan gücün, tek bir noktada sürekli konuşlanmış bir birlikten ziyade, ihtiyaca göre hızla konuşlandırılabilecek esnek bir yapı olması hedefleniyor. Yunan basınına konuşan yetkililer, birliğin kara, hava ve deniz unsurlarını kapsayan çok boyutlu bir operasyon kabiliyetine sahip olmasının amaçlandığını aktarıyor.

HAVA VE DENİZ UNSURLARI DA DAHİL
Söz konusu konsept yalnızca kara kuvvetleriyle sınırlı değil. Haberlere göre, Yunan ve İsrail hava kuvvetleri, hava koruması, gözetleme ve gerektiğinde taarruz görevleri için birer filo katkı sağlamayı değerlendiriyor.

Deniz boyutunda ise, Yunanistan’ın yüzey gemileri ve denizaltıları, İsrail’in ise Sa’ar 6 sınıfı korvetleri ve denizaltıları ile sürece dahil olması öngörülüyor.

Olası operasyon ve konuşlanma noktaları arasında Rodos ve Kerpe (Karpathos) adaları, Kıbrıs ve İsrail’deki askeri üsler yer alıyor. Bu coğrafi dağılımın, Doğu Akdeniz’de geniş bir deniz alanını kapsayacak şekilde hızlı reaksiyon kabiliyeti sağlayacağı belirtiliyor.

KRİTİK ALTYAPININ KORUNMASI ÖNE ÇIKIYOR
Yunan basınındaki haberlere göre, tartışılan gücün temel görevlerinden biri kritik denizaltı altyapısının korunması olacak. Bu kapsamda enerji boru hatları, Great Sea Interconnector gibi elektrik bağlantıları ve giderek daha kırılgan hale gelen denizaltı haberleşme kabloları öncelikli unsurlar arasında sayılıyor.

Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail’deki planlamacılar, bu yapıyı aynı zamanda deniz güvenliğine yönelik tehditlere karşı caydırıcı ve hızlı müdahale aracı olarak değerlendiriyor.

Haberde görüşlerine yer verilen İsrailli güvenlik analisti Shai Gal, söz konusu girişimin “kimseye karşı bir ittifak olmadığını” savunarak, yapının savunma amaçlı olduğunu ve ülkeler arası koordinasyonu artırmayı hedeflediğini ifade ediyor.

BÖLGESEL GERİLİMLER VE SINIRLAR
Bu temaslar, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile yaşanan kalıcı gerilimler zemininde gündeme geliyor. Yunanistan ve Kıbrıs, Ankara’nın deniz yetki alanları, enerji aramaları ve askeri faaliyetlerini kapsayan “Mavi Vatan” doktrinini uzun süredir eleştiriyor.

Türkiye ise, Yunanistan-İsrail-Kıbrıs üçlü iş birliğinin bölgesel militarizasyonu artırdığı görüşünü dile getiriyor ve bu tür girişimlerin istikrarı zedelediğini savunuyor.

Yunan basınına göre, tüm bu başlıklara rağmen, söz konusu askeri yapı henüz resmi bir karar ya da ittifak düzeyine ulaşmış değil; temaslar, mevcut aşamada yalnızca senaryo ve kapasite değerlendirmeleriyle sınırlı tutuluyor.