Tsipras: “2017 BM çerçevesi kaçırılmış bir fırsattı“
Tsipras, yeni kitabında 2017 Crans-Montana sürecinde ortaya konan BM çerçevesinin Kıbrıs’ta çözüm için “tarihi bir fırsat” olduğunu savunarak, Türkiye’nin garantilerin kaldırılmasını belirli şartlarda görüşmeye hazır olduğuna dair mesajların Anastasiadis tarafından “blöf” olarak değerlendirildiğini söylüyor. Türk tarafının son gece geri adımının ise konferansı çökerttiğini vurguluyor.
Tsipras: “2017 BM çerçevesi kaçırılmış bir fırsattı“
Tsipras, yeni kitabında 2017 Crans-Montana sürecinde ortaya konan BM çerçevesinin Kıbrıs’ta çözüm için “tarihi bir fırsat” olduğunu savunarak, Türkiye’nin garantilerin kaldırılmasını belirli şartlarda görüşmeye hazır olduğuna dair mesajların Anastasiadis tarafından “blöf” olarak değerlendirildiğini söylüyor. Türk tarafının son gece geri adımının ise konferansı çökerttiğini vurguluyor.
Bugün Kıbrıs
Yunanistan’ın eski başbakanı Aleksis Tsipras, pazartesi günü yayımlanan İthaka adlı kitabında, 2017’de Crans-Montana’da sunulan Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinin Kıbrıs’ta adil ve sürdürülebilir bir çözümün temeli olabileceğini ancak bu fırsatın kaçırıldığını söyledi.
Tsipras, Türkiye’nin belirli şartlar altında garantilerin kaldırılmasını görüşmeye hazır olduğuna dair bilgilendirildiğini belirtirken, dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in bunu “blöf” olarak değerlendirdiğini aktardı.
Anastasiadis ise kitapla ilgili yorumunda, Tsipras’ın ifadelerinin “Türk anlatısını benimseyenleri boşa çıkardığını” savundu.
“KIBRIS MESELESİ: ÇÖZÜME BİR NEFES UZAKLIKTA”
Tsipras kitabında, Syriza hükümetinin iç konulara karışmama; yalnızca güvenlik ve garantiler başlığında aktif olma kararı aldığını belirtiyor.
Öncelikleri ise açıktı: İşgal askerlerinin çekilmesi ve garantörlük sisteminin kaldırılması.
14 Aralık 2016’daki Brüksel toplantısında Anastasiadis ile tam bir koordinasyon sağlandığını vurgulayan Tsipras, olumlu bir aşamaya gelinene kadar müzakerelere katılmama taktiğinin birlikte belirlendiğini ifade ediyor.
YILDIRIM’LA GÖRÜŞME VE “AB ROLÜ” MESAJI
Tsipras, süreci hareketlendirmek amacıyla dönemin Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ı Atina’ya davet ettiğini, Yıldırım’ın resmi pozisyonlarda ısrarcı olduğunu ancak federal Kıbrıs’ın güvenliğinde AB’nin rolüne dair bir kapı araladığını yazıyor.
Taraflar, çözüm için uygun koşullar oluştuğunda Crans-Montana’da buluşma konusunda anlaşmıştı.
GUTERRES ÇERÇEVESİNİ “TARİHİ BİR BAŞARI” OLARAK GÖRÜYOR
Tsipras, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bizzat sunduğu çerçevenin çok önemli bir diplomatik başarı olduğunu savunuyor.
Bu çerçeve, garantilerin sürdürülemez olduğunu kabul ediyor ve yerlerine BM gözetiminde yeni bir güvenlik mekanizması kurulmasını öngörüyordu.
Ancak Tsipras’a göre Türk tarafının 6 Temmuz akşamı bu çerçeveyi tartışma zemini olarak kabul etmemesi, hem kendisinin hem de Yıldırım’ın konferansa katılımını engelledi ve süreci çıkmaza soktu.
“ÇAVUŞOĞLU’NUN MESAJI UMUT YARATMIŞTI”
Tsipras, Çavuşoğlu’nun Guterres’e ilettiği, Türkiye’nin belirli koşullarda garantilerin kaldırılmasını görüşebileceği yönündeki mesajın “o anda büyük bir umut yarattığını” söylüyor.
Bu gelişmenin ardından İsviçre’ye gitme isteğini Anastasiadis’e ilettiğini, ancak Anastasiadis’in buna “son derece ihtiyatlı” yaklaştığını yazıyor:
“Anastasiadis bunun bir blöf olduğunu düşündü. İç başlıklarda ilerleme sağlanmadığını, hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.”
“SON GECE HER ŞEY ÇÖKTÜ”
Tsipras’a göre, 6 Temmuz 2017 gecesi Türk tarafının resmi tutumu tamamen değişmişti.
Asker çekilme takvimi ve garantilerin kaldırılması konuları masaya gelmedi ve bu durum süreci sonlandırdı.
“Türk tarafının bu başlıkları açıkça tartışmayı reddetmesi, konferansın çökmesine yol açtı.”













