Bugün Kıbrıs

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, BRT’de katıldığı Manşet+ programında Kıbrıs sorunu, mülkiyet meselesi ve yaklaşan seçimlere dair açıklamalarda bulundu. Çeler, son 4,5 yıllık dönemde Kıbrıs sorununun çözümünde geriye gidildiğini belirterek şunları söyledi:

“Uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler parametrelerinin masada tuttuğu iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı federal çözüm yönteminden uzaklaşıldı, iki devletlilik söylemiyle adım atıldı ama bu bize kazandırmak yerine kaybettirdi.”

Rum tarafının masadan kaçmasına rağmen Türk tarafının bu süreci doğru yönetemediğini ve Rumlara konfor alanı sağladığını savunan Çeler, mülkiyet konusundaki belirsizliğin ve çözümsüzlüğün adayı açık hava hapishanesine çevirdiğini ifade etti.

MÜLKİYET SORUNU: “KIBRISLI TÜRKLER KIRMIZI BÜLTEN ENDİŞESİ YAŞIYOR”
Mülkiyet meselesinin kapsamlı çözümle aşılabileceğini vurgulayan Çeler, mevcut süreçte yaşanan mağduriyetleri anlattı. Çeler şöyle konuştu:

“Rum tarafında çıkarılan yasalar ve Türkiye’nin alt yönetimi olarak görülmemiz nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye sürekli tazminat ödemek zorunda kalıyor. Kıbrıslı Türkler güneye geçerken veya yurt dışına giderken Rum malları üzerinden Kırmızı Bülten’le aranma endişesi yaşıyor.”

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işlevsizleştiğini, fonlarının zayıf kaldığını ve bürokratik engeller nedeniyle yıllarca sonuç alınamadığını, bu nedenle yeni dava risklerinin arttığını kaydeden Çeler, hükümeti ve Cumhurbaşkanlığı makamını göreve çağırdı.

SEÇİM VE ORTAKLAŞMA: “TOPLUM BİRLİK İSTEDİ, BİZ ADIM ATTIK”
Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından beklenen erken seçim hakkında değerlendirmelerde bulunan Çeler, TDP’nin CTP lideri Tufan Erhürman’ı destekleme kararı aldığını açıkladı. “Toplum bize sürekli ‘birlikte hareket edin’ dedi, bu fedakarlığı yaptık ve adım attık. Seçimde yüksek katılım bekliyorum, ardından erken seçim de kaçınılmazdır” diyen Çeler, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından genel seçimlerde ve mecliste nasıl bir ortaklık kurulabileceği, yerel seçimlerde neler yapılabileceği de gündemimizde. Toplumun sesine kulak vererek CTP ile ortaklaşma yönünde ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.

Meclis’te yaşanan nisap krizlerinin hükümetin istikrarsızlığının göstergesi olduğunu belirten Çeler, Ulusal Birlik Partisi’ni eleştirerek “Ülkenin kuruluşunda önemli rol oynamış bir partinin bu hale gelmesi üzücüdür. Partizanlık ve hatalar siyasete güveni bitirdi” dedi.

“YA KALICI ÇÖZÜM VE GÜVENLİK, YA BU REZİLLİK DEVAM EDECEK”
Çeler konuşmasında toplumun sandık başına giderken gerçek taleplerini düşünmesi gerektiğini vurguladı ve “Toplum kaliteli sağlık hizmeti, adil vergi, sürdürülebilir gelişme, güvenli yollar ve uluslararası saygınlık istiyorsa oy kullanırken bunu düşünmeli. Ya kalıcı çözüm ve güvenli bir gelecek ya da bugünkü rezillik devam edecek” dedi.

Çeler, Orta Doğu’da artan savaş riskinin Kuzey Kıbrıs’ı da etkileyeceğine dikkat çekerek Türkiye’nin barış odaklı bir politika izlemesinin önemine işaret etti.

CENEVRE ELEŞTİRİSİ: “GÖRÜŞMEK İÇİN DÜNYANIN ÖBÜR UCUNA GİTMEYE GEREK YOKTU”
Çeler, Cenevre’de yapılan görüşmeleri eleştirerek, “Mezarlıkların temizlenmesi, gençlik komitelerinin kurulması gibi konular burada da konuşulabilirdi, ara bölgede de yapılabilirdi, bunun için dünyanın bir ucuna gitmeye gerek yoktu” dedi. Cenevre ve New York’ta yapılan görüşmelerin bir icraata dönüşmediğini, diplomasi ve liderlik iddiasına rağmen kapıların açılmadığını, adım atılmadığını vurgulayan Çeler, “Diplomasi karşılık beklemeden adım atabilmektir. Senin kapı açma niyetin varsa, dök yolunu, kur kulübeni, baskı oluştur. Ama maalesef yapılan görüşmeler toplumumuza bir şey kazandırmadı” ifadelerini kullandı. Çeler ayrıca Temmuz ayında yapılacak görüşmelerden de bir beklentisi olmadığını belirterek “Bunlar sadece görüntü vermek için yapılan adımlar, zaman ve para kaybından başka bir şey değil” dedi.

EKONOMİ, MECLİS KRİZLERİ VE GÜVENLİK KAYGILARI
Çeler programında devamında ise ekonomi, meclisin verimsizliği, yerel iş gücünün desteklenmesi, Orta Doğu’daki krizlerin etkisi, Türkiye ile ilişkiler ve sığınakların bakımı gibi konulara değindi. Ülkenin giderek artan borçlanma ve hayat pahalılığıyla karşı karşıya bırakıldığını, adil vergi toplama ve ulusal sermayenin desteklenmesi gerektiğini ifade eden Çeler, mecliste yasaların alelacele geçirilip krizler nedeniyle uygulanamadığını, partizanlık yüzünden siyasete olan güvenin yok olduğunu belirtti. Ayrıca Orta Doğu’daki çatışmaların adanın güvenliğini tehdit ettiğini, Türkiye’nin barış odaklı politika izlemesinin önemini, Türkiye ile ilişkilerin doğru zeminde kurulması gerektiğini ve sığınakların bakımsızlığı nedeniyle toplumda endişe oluştuğunu dile getirdi