ÇOCUKLARIN ÖNÜNDE YAKA PAÇA!
Girne’de 18 Mayıs gecesi, iki küçük çocuk annesi ve babasıyla birlikte şampiyonluk kutlamasına çıktı. Ancak gece, polis dayağı ve yaka paça gözaltıyla bitti. Polis “bize saldırdılar” dedi ama Bugün Kıbrıs’ın elde ettiği görüntülerde ne tokat var ne de kravat yırtma: Anneye kol bükme, babaya boğazdan tutup yere yatırma
ÇOCUKLARIN ÖNÜNDE YAKA PAÇA!
Girne’de 18 Mayıs gecesi, iki küçük çocuk annesi ve babasıyla birlikte şampiyonluk kutlamasına çıktı. Ancak gece, polis dayağı ve yaka paça gözaltıyla bitti. Polis “bize saldırdılar” dedi ama Bugün Kıbrıs’ın elde ettiği görüntülerde ne tokat var ne de kravat yırtma: Anneye kol bükme, babaya boğazdan tutup yere yatırma
Bugün Kıbrıs/Emine Yüksel
18 Mayıs gecesi saat 02:00 sularında Girne Kordonboyu’nda, Dallas Büfe önünde yaşanan olay, kamuoyuna “Polis darp edildi” başlığıyla yansıdı. Ancak olay yerindeki güvenlik kamerası kayıtları ve tanık ifadeleri, resmi beyanlarla taban tabana zıt bir tablo ortaya koydu.
Polisin mahkemeye sunduğu beyanlara göre, alkollü oldukları iddia edilen Adnan Tolon ve Rana Tolon, görevli polis memurlarına hakaret etti, darp etti; bir memurun kravatını yırtarak, bir diğerinin parmağının çatlamasına neden oldu. Bu iddialar kapsamında mahkemeye çıkarılan çift hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirildi, teminatla tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.
Ancak Tolon çifti, polisin müdahalesinin hiçbir meşru dayanağı olmadığını, işlenmemiş bir suç üzerinden kendilerine baskı uygulandığını ve aşırı güç kullanıldığını belirterek, olayla ilgili beş polis memuru ile bir zabıta görevlisi hakkında şikayetçi oldu. Olayın görgü tanığı olan Mehmet Çevik’in şikayetle ilgili ifadesi ise, dosyanın Girne Karakolu’ndan Lapta Karakolu’na devredildiği gerekçesiyle alınmadı.
OLAY NASIL YAŞANDI?
Bugün Kıbrıs’ın ulaştığı Dallas Büfe’ye ait güvenlik kamerası kayıtları, olayın mahkemede anlatıldığı gibi gerçekleşmediğini gösterdi. Polisin mahkemede iddia ettiği gibi Rana Tolon’un polise tokat atarak olayı başlattığına dair herhangi bir görüntüye rastlanmadı. Kamera kayıtları, olayın başlangıcında Tolon ailesinin ortamda nasıl bir halde bulunduğunu açıkça ortaya koydu:
Tolon çifti ve iki çocukları, destekledikleri takımın şampiyonluk kutlamaları için 18 Mayıs akşamı Girne Limanı’na gitti. Dallas Büfe’den içeceklerini alarak işletmeye ait bir masaya oturdular. Çocuklar da hemen yandaki parkta oynamaya başladı.
Kısa süre sonra garson, masanın kullanımının ekstra ücrete tabi olduğunu söyledi. Bu duruma itiraz eden çift ile işletme çalışanı arasında sözlü bir diyalog yaşandı. O sırada Girne Belediyesi’nde görevli zabıta M.A. devreye girdi. Tolon çifti, bulundukları yerin kamusal alan olduğunu ve zabıtanın müdahale hakkı olmadığını belirtti. M.A.’nın ısrarlı tavrı nedeniyle tartışma uzarken, yan masada oturan turist Mehmet Çevik, Tolon çiftini kendi masasına davet etti.
1 SAAT AYNI MASADA OTURDULAR, POLİS ‘HESAP’ DİYE GELDİ
Polisin “alkollü içki tesiri altında olay çıkardıkları” iddiasıyla müdahale ettiği Tolon çifti, yaklaşık bir saat boyunca Dallas Büfe’ye ait bir masada, o akşam tanıştıkları Mehmet Çevik ve arkadaşıyla birlikte oturdu. Bu sırada garsonun uyarısı üzerine Tolon ve Çevik, garsonun telefonundan işletme sahibiyle görüştü. Görüşme sırasında, hem masada oturmalarında bir sorun olmadığı hem de işletmeye herhangi bir borçlarının bulunmadığı bilgisi kendilerine iletildi.
Gecenin geri kalanını birlikte geçiren dört kişinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde, sakin bir şekilde sohbet ettikleri, zaman zaman gülümsedikleri ve birlikte fotoğraf çektirdikleri görüldü. Çocukların da yan taraftaki parkta oynadığı ve zaman zaman masaya geldikleri kayıtlara yansırken, bu süre zarfında herhangi bir taşkınlık ya da kural ihlali olduğuna dair bir bulguya rastlanmadı.
Adada turist olarak bulunan ve İngiliz vatandaşı olan Mehmet Çevik, gazetemize verdiği röportajda şunları söyledi:
“Zabıtanın müdahalesi sonrası ben davet ettim. Bizimle oturdular, birkaç içki aldık. Olay çıktığında ayrılmak üzereydik, polis geldi. Hiçbir taşkınlık yoktu. Polis bir anda müdahale etti.”
Polisi de zabıta M.A.’nın çağırdığını düşündüğünü söyleyen Çevik, yaklaşık bir saat sonra olay yerine sivil kıyafetli dört erkek polisin geldiğini belirtti.
Çevik, yaşananları şöyle anlattı:
“Kadın, polise ‘siz kimsiniz’ diye sordu, polis kadının kolunu büküp arkaya kıvırdı. Başka bir polis ise Adnan Tolon’u çocuklarının önünde boğazından tutarak yere yatırdı. Orada bir arbede yoktu, sadece kaba kuvvet vardı. Kravat mı? Tokat mı? Hiçbirini görmedim. İngiltere’de hiçbir erkek polis, bir kadına bu şekilde müdahale edemez! Burada nasıl oluyor bilmiyorum.”
“İKİ KÜÇÜK ÇOCUĞU YOLDA BIRAKTILAR”
En çarpıcı detaylardan biri ise Tolon çiftinin çocuklarına dair. Olay anında yanlarında bulunan iki küçük çocuk, anne babaları polis aracına bindirilip karakola götürülünce sokakta yalnız bırakıldı.
Tanık Mehmet Çevik bu durumu da şöyle anlattı:
“Biz çocuklarla ilgilendik. Ağlıyorlardı. Ne yapacağımızı bilemedik. Zabıtaya sorduk, ‘siz de geleceksiniz’ dedi. Çocukları da alıp zabıta aracıyla karakola gittik. O sırada zabıta kırmızı ışıkta durmadan aracı kullandı. Ona yavaş gitmesini, acelemiz olmadığını, arabada çocuklar olduğunu söyledim. Umursamadı, tehlikeli şekilde sürmeye devam etti. Korkunçtu.”
KARAKOLDA TANIKLARA BASKI İDDİASI
Adada turist olarak bulunan Mehmet Çevik’in en dikkat çekici ifadelerinden biri de karakolda yaşananlara dair. İddiasına göre, polis tanık ifadesini yazarken kendi anlattıklarını değil, başka bir polis tarafından dikte edilen ifadeleri kayda aldı. Çevik’in sözleri şöyle:
“Benim adıma başka bir memurun söyledikleri yazıldı. İtiraz ettim, imzalamadım. Polis bana ‘yurt dışına çıkışını engellerim’ dedi. Yazdığı ifadeyi imzalamam için baskı yaptı. Sonra bana küfrettiler, yumruklarını sıkarak üzerime geldiler. İsimlerini sordum, vermediler. Kameralı odada ifade vermek istedim, reddedildi.”
Adnan Tolon ise karakola götürüldükten sonra yaşananları şöyle anlattı:
“Beni yere yatırıp kelepçe taktıklarında pantolonum dizlerime kadar inmişti. O şekilde polis aracına bindirildim. Karakola ulaştığımızda da yine aynı şekilde karakolun içerinden geçirilip nezarethaneye götürüldüm. Binanın içindeki polisler ben geçerken bana ağza alınmayacak küfürler etti. Bütün gece ellerim kelepçeli, pantolonum aşağıda bekletildim. Bileklerim morardı ve şişti. Eşime de şiddet uygulandı, hakaretler edildi. Eşim de ben de çıkar çıkmaz darp raporu aldık. Polisler ve zabıta hakkında şikayetçi olduk.”
BÜFE SAHİBİNDEN ŞİKAYET YOK
Dallas Büfe’nin sahibi Buğra Ünal ise gazetemize kendisinin Tolon çiftiyle ilgili herhangi bir şikayeti olmadığını bildirdi. Polisin “hesap ödenmedi” gerekçesiyle müdahale ettiği olayda, polis memurlarının olay yerine geldikten sonra işletme sahibiyle telefonda görüştüğünü doğrulayan Ünal şöyle konuştu:
“Beni aradıktan sonra kamerayı açtım olayı görmek için. Karı koca ve çocukların orada oturduğunu gördüm. ‘Tamamdır sıkıntı’ yok dedim. Polisi ben çağırmadım. Polisi belediyenin zabıtası çağırdı. Yüksek sesle konuşma ve rahatsızlık verdikleri için. Polis geldikten sonra orada belli bir hararet oldu.
Ben zaten polislere bahsedilen kişinin benim çok yakın bir arkadaşımın kardeşi olduğunu söyledim. Hesabı ödemeyen kişi eğer o değilse masa ücreti alınsın dedim. İki kez karakola gittim, ikisinde de Adnan’dan şikayetçi olmadım.”
AVUKAT ALİ ÖZKAMİL: “POLİS BİLEREK OLAYI BÜYÜTTÜ”
Tolon çiftinin avukatı Ali Özkamil, gazetemize yaptığı açıklamada, olay yerindeki görüntülerin ve kamera kayıtlarının polisin iddialarını çürüttüğünü söyledi:
“O gece çift, Dallas Büfe’den bir şeyler alıp oturdu. Kamera kayıtlarında bir saat boyunca sohbet edip güldükleri, herhangi bir taşkınlık yapmadıkları açıkça görülüyor. Ne tokat var ne de kravat yırtma. Polis kamuoyunun desteğini almak için bu senaryoyu kurguladı.”
Özkamil ayrıca, çiftin şikâyeti sonrası başlatılan soruşturmanın engellendiğini savundu:
“Müvekkillerim dört polis, bir kadın polis ve bir zabıtadan şikayetçi oldu. Tanık Mehmet Çevik’in ifadesi alınmak istenmedi. Polis açıkça bu tanığın konuşmasını engellemeye çalıştı.”
ASLI MURAT: “ÇOCUKLAR İHMAL EDİLDİ, MÜDAHALE ORANTISIZDI”
Bugün Kıbrıs’ın görüşüne başvurduğu Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, olayda insan haklarına ilişkin ciddi ihlallerin bulunduğunu belirtti.
Murat, polisin uyguladığı güç ile işlendiği iddia edilen suç arasında açık bir orantısızlık olduğunu vurguladı:
“İşledikleri iddia edilen suç ile polisin muamelesi arasında, makul ölçüde gerekli ve orantılılık açısından ciddi bir sorun var. Eğer gerçekten yere yatırıp ters kelepçe yaptıysa, bu kötü muamele örneğidir.”
Çocukların olay sırasında sahipsiz bırakılmasının ise kabul edilemez olduğunu ifade etti:
“Devlet erkini elinde bulunduran bir teşkilatın, ebeveynlerini tutuklayıp götürürken çocukları sahipsiz bir şekilde, tanımadıkları ve güvencesiz bir alanda bırakması; çocukların istismar ve ihmale maruz kalmasına zemin yaratmıştır.”
Tanık ifadesine dair yaşananlar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Murat, ifade sürecinin hukukla bağdaşmadığını dile getirdi:
“Tanık pozisyonundaki kişiden zorla ve gerçeğe aykırı ifade alınmaya çalışıldığı iddiası soruşturma sürecinin hukuka aykırı ve adaletsiz bir biçimde yürütüldüğüne dair ciddi soru işaretleri doğurur. Ayrıca eğer bu kişi hâlâ resmi şikayette bulunamamışsa, bu durum da adaletin gerçekleşmesini doğrudan engelleyici bir nitelik taşır.”
Son olarak medyada yer alan haberlere de değinen Murat:
“Basında olayın aktarılışı ve ardından buna dayalı olarak yapılan yorumlar, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır” dedi.