Volt Kıbrıs’tan mülkiyet krizine uyarı: “Yabancılara satış devam ederse toplum çok daha büyük zararlara uğrayacak”

Volt Kıbrıs Genel Sekreteri Hulusi Kilim: “Güneyde kalan Türk malları kimsenin kişisel malı değildir. Kullanım hakkı geçicidir, o yüzden kullanıcılara karşı dava açılamaz. Bu eşitleme yanlıştır.”

Bugün Kıbrıs

Volt Kıbrıs Genel Sekreteri Hulusi Kilim, Ada TV’de Nupelda Karabuğday’ın sunduğu Günaydın Ada programında mülkiyet meselesi, taşınmaz mal komisyonunun çöküşü ve iki devletli çözüm vizyonunun yarattığı tıkanıklıklar üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Kilim, 2020 yılından sonra Cumhurbaşkanı Ersin Tatar liderliğinde izlenen iki devletli çözüm politikasının, Kıbrıs sorununun çözümüne dair tüm yolları bilinçli şekilde tıkadığını söyledi. “Karşı taraf doğal olarak şunu soruyor” diyen Kilim, “Siz hem çözümden uzaklaşıyorsunuz, hem de çözüm parametrelerini ihlal eden uygulamalarla mallarımızı elden çıkarıyor, geri dönüşü olmayan inşaatlar yapıyor, bu malları yabancılara satıyorsunuz. O zaman bu çözüm niyeti değil, ilhakçı bir rant düzenidir” ifadelerini kullandı.

“KOÇAN VERME YETKİNİZ YOK, RANT DÜZENİ KURDUNUZ”
Hulusi Kilim, 1974’teki savaş sonrası göçmenlere sadece kullanım hakkı verilen malların zamanla “koçanlandırılması” süreciyle nasıl bir yolsuzluk ve hukuksuzluk düzeni yaratıldığını da detaylı biçimde anlattı. “1994’te yapılan değişiklikle birlikte kullanım belgeleri koçanlara çevrildi, yani devlete verilen güney mallarına karşılık kuzeyde eşdeğer koçan üretildi. Ama bu işlem uluslararası hukuk nezdinde geçersizdir” dedi. Kilim, bu adımın sadece hukuksuz bir mülkiyet devri olmadığını, aynı zamanda konut ve arsa fiyatlarının astronomik şekilde artmasına neden olarak halkı ev sahibi olamaz hale getirdiğini vurguladı. “Bu bir iskan politikası değil, rant politikasıdır” dedi.

“TMK ÇALIŞTIRILMIYOR, İÇ HUKUK YOLU ÇÖKTÜ”
Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) çökmesine dair de çok net konuşan Kilim, başvuruların yıllardır sonuçlandırılmadığını, tazminatların ödenmediğini ve bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde “etkin iç hukuk yolu” statüsünün artık kaybedildiğini belirtti. “Başvurular 10 yıl boyunca sonuçlandırılamıyor, ödenmesi gereken tazminatlar ödenmiyor, bu açıkça TMK’nın iflas ettiğini gösteriyor” dedi. Kilim’e göre bu işlevsizliğin ardında da bir siyasi tercih yatıyor: “İade seçeneğini kullanmayan, sadece tazminat üzerinden yürümek isteyen bir siyasi irade vardı. Ama artık para da yok, dolayısıyla TMK tamamen devre dışı kaldı.”

“GÜNEYDE TÜRK MALLARINA DAVA AÇILAMAZ, KULLANIM GEÇİCİDİR”
Kilim, son günlerde sıkça dile getirilen karşı hamle tartışmalarına da açıklık getirdi. Güneyde kalan Türk mallarının kullanımı konusunda dava açılmasının mümkün olmadığını, çünkü bu malların kiralama ve geçici kullanım hakkı çerçevesinde Rum göçmenlere tahsis edildiğini söyledi. “1974’ten sonra Güney’de kurulan Kıbrıs Türk malları vasiliği bu süreci yönetti. Hiçbir Rum bu malları kendi üzerine geçirmedi. Sadece barınma ve tarım gibi ihtiyaçlara göre yıllık sözleşmelerle kullanım izni verildi” dedi. Bu nedenle “onları da tutuklayalım” yaklaşımının hukuken mümkün olmadığını belirtti.

“KKTC’NİN TANINMAMASI VATANDAŞI YARGILANABİLİR HALE GETİRİYOR”
Kuzey Kıbrıs’ta yapılan koçanlandırmaların, verilen imar izinlerinin ve ruhsatların uluslararası hukukta geçersiz olduğunu belirten Kilim, tanınmamış bir devlet olarak KKTC’nin verdiği tüm mülkiyet belgelerinin yurt dışında yargılanabilir hale geldiğini söyledi. “Uluslararası hukuk çerçevesinde, mülkiyet hakkı korunur. Ama KKTC tanınmadığı için verdiğiniz ruhsatlar da koçanlar da hukuken yok hükmündedir. Bu yüzden bu insanlar yargılanıyor” dedi. Kilim, yapılanların bedelini yine yurttaşların ödediğini, “kurulan bu sistemin” sadece rant çevrelerine kazandırdığını belirtti.

“MARAŞ’IN AÇILMASI TOPLUMUN FELAKETİ OLUR”
Maraş’ın tamamen açılması yönünde yapılan çağrıları da değerlendiren Kilim, bunun bir felakete yol açabileceğini ifade etti. “BM kararları varken ve mülkiyet sorunları bu kadar içinden çıkılmaz haldeyken Maraş’ı tamamen açmak ateşe körükle gitmektir. Bu, Pandora’nın kutusunu açmaktır” diyen Kilim, uluslararası yatırımcıların böyle bir adım sonrası Kuzey Kıbrıs’tan tümüyle uzaklaşacağını ve toplumun daha da yalnızlaşacağını vurguladı.

“FEDERASYON POLİTİKASINDAN SAPANLAR TOPLUMU KRİZE SÜRÜKLÜYOR”
Kilim, gelinen noktada asıl çözümün BM parametrelerine uygun iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm olduğunu bir kez daha vurguladı. “Eğer siz bu vizyondan saparsanız, çözümü reddederseniz, mülkiyet sorununu da çözemezsiniz. İki devletli çözüm bile öneriyorsanız, o zaman bile mülkiyet sorununu çözmek zorundasınız. Aksi takdirde tek tek bireyler hedef alınır, tutuklamalar başlar ve daha da kötü senaryolar devreye girer” dedi.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }