Akansoy: “Kıbrıs sorununun çözümü, bölgedeki istikrar için hayatidir”
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik atılacak adımların sadece adadaki değil, bölgesel ve küresel istikrara da katkı sağlayacağını vurguladı. Akansoy, BM’nin de bu süreçte bir başarı hikayesine ihtiyacı olduğunu belirtti.
Akansoy: “Kıbrıs sorununun çözümü, bölgedeki istikrar için hayatidir”
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik atılacak adımların sadece adadaki değil, bölgesel ve küresel istikrara da katkı sağlayacağını vurguladı. Akansoy, BM’nin de bu süreçte bir başarı hikayesine ihtiyacı olduğunu belirtti.
Bugün Kıbrıs
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, katıldığı televizyon programında Kıbrıs sorununun çözümünün yalnızca adada değil, bölgesel ve küresel istikrar açısından da büyük önem taşıdığını ifade etti. Akansoy, 5+1 formatında gerçekleştirilecek gayri resmi toplantı öncesinde değerlendirmelerde bulunarak, çözüm sürecinin önemine dikkat çekti.
“SİYASİ EŞİTLİK PAZARLIK KONUSU OLAMAZ”
BRT’de Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtlayan Akansoy, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin pazarlık konusu olamayacağını belirterek, “Federal Kıbrıs’ta toplumların kendilerini yönettiği iki devlet yapısı olacaktır. Öz yönetim çerçevesinde her iki toplum kendi kendini yönetirken, belli yetkiler federal hükümette toplanacaktır” dedi.
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına vurgu yapan Akansoy, “BM zemini dışında bir çözüm modeli mümkün değildir. Siyasi eşitlik, BMGK kararlarında belirtildiği gibi tartışmaya açık olmayan bir unsurdur” ifadelerini kullandı.
“BİRLİKTE HAREKET EDEREK DAHA FAZLASINI KAZANABİLECEKLERİNİ BİLİYORLAR”
Geçtiğimiz hafta Cenevre’de gerçekleştirilen çalışma toplantıları hakkında bilgi veren Akansoy, dört kuzeyden ve dört güneyden siyasi partinin katılımıyla düzenlenen etkinlikte Kıbrıs Diyalog Forumu’na üye partilerin yer aldığını belirtti.
Müzakereci olarak Özdil Nami ve Mavroyannis’in de toplantıda bulunduğunu aktaran Akansoy, İsviçre modeli üzerinden demokratik katılım süreçlerini değerlendirdiklerini söyledi.
“İsviçre modeli, doğrudan katılımcılığı ve paylaşımı esas alıyor. Federal yönetim, kantonlar ve belediyeler arasında demokratik bir sistemin özü olarak işliyor” diyen Akansoy, bu modelde birliktelik ve dayanışmanın temel ilke olarak kabul edildiğini ifade etti.
“Birlikte hareket ederek daha fazlasını kazanabileceklerini biliyorlar. Ayrıştırıcı söylemler yerine, dayanışmayı esas alan bir yapı kurmuşlar. Bu süreç, ekonomik ve sosyal gelişimin yanı sıra siyasal istikrarı da güçlendirmiştir” şeklinde konuştu.
“BM’NİN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜNE İHTİYACI VAR”
Önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek 5+1 formatındaki gayri resmi toplantıya da değinen Akansoy, BM’nin süreci ileriye taşımak istediğini ancak bir müzakere sürecinin başlaması için erken olduğunu söyledi.
“Sayın Tatar’ın Ankara ziyareti var. Kamuoyuna yönelik açıklamalar üzerinden çıkarımlar yapıyoruz. BM Sekreteryası, Kıbrıs sorunu konusunda bazı adımlar atmak istiyor. Ancak müzakere sürecinin hemen başlayacağını söylemek şu aşamada aşırı iyimserlik olur” diyen Akansoy, ilişkilerin kopmamasının önemine dikkat çekti.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB tam üyeliğine dair güçlü irade beyanında bulunmasının dikkat çekici olduğunu belirten Akansoy, AB’nin de mevcut koşullar altında Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan açıklamalar yaptığını ifade etti.
Bu gelişmelerin uzlaşı zemininin oluşmaya başladığına işaret ettiğini belirten Akansoy, Kıbrıs’taki çözüm sürecinin BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde ilerlemesi gerektiğini söyledi. “Kıbrıs’ta kurulacak yeni yapı, birlikteliği ve tek çatıyı gözeten bir model üzerine kurgulanmalıdır” dedi.
“KIBRIS SORUNUNDA ADIM ATMAK, DÜNYADAKİ İSTİKRARSIZLIĞI AZALTIR”
Akansoy, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik atılacak her adımın yalnızca Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için değil, tüm bölge için önemli sonuçlar doğuracağını belirtti.
“Kıbrıs sorununun çözümü, bölgedeki istikrarsızlığı azaltacak adımların da önünü açacaktır. BM’nin de bu süreçte bir başarı öyküsüne ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır” ifadelerini kullanan Akansoy, çözüm sürecinin uluslararası hukuka entegrasyon açısından da hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı.