Toros: “Bu bütçe iflas bütçesi; 25 milyar 700 milyon açıkla ülke yönetilmez”
CTP milletvekili Fikri Toros, 2026 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nda giderlerin “206 milyar 300 milyon”, gelirlerin ise “180 milyar 600 milyon” öngörüldüğünü belirterek, “takriben 25 milyar 700 milyon” açıkla hazırlanan bütçenin “tarihi bir açık ve rekordur” dedi. Toros, kayıt dışı ekonomi, kara para ve kripto para konusunda yasal düzenleme eksikliğini eleştirerek, sigortacılıkta üç başlıkta yaşanan krizin sorumluluğunu Maliye Bakanlığı’na yükledi ve hükümeti istifaya, halk iradesini yenilemeye çağırdı.
Toros: “Bu bütçe iflas bütçesi; 25 milyar 700 milyon açıkla ülke yönetilmez”
CTP milletvekili Fikri Toros, 2026 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nda giderlerin “206 milyar 300 milyon”, gelirlerin ise “180 milyar 600 milyon” öngörüldüğünü belirterek, “takriben 25 milyar 700 milyon” açıkla hazırlanan bütçenin “tarihi bir açık ve rekordur” dedi. Toros, kayıt dışı ekonomi, kara para ve kripto para konusunda yasal düzenleme eksikliğini eleştirerek, sigortacılıkta üç başlıkta yaşanan krizin sorumluluğunu Maliye Bakanlığı’na yükledi ve hükümeti istifaya, halk iradesini yenilemeye çağırdı.
Bugün Kıbrıs
CTP milletvekili Fikri Toros, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 mali yılı bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toros, bütçenin gelir-gider dengesizliğine işaret ederek, bu tablonun yatırımları ve kamusal hizmetleri doğrudan etkileyeceğini söyledi.
“TARİHİ BİR AÇIK VE REKOR”
Toros, 2026 bütçesinde toplam ödeneğin “takriben 206 milyar 300 milyon” olduğunu, gelirin ise “sadece 180 milyar 600 milyon” olarak hazırlandığını belirtti ve “takriben 25 milyar 700 milyon bir bütçe açığı öngörülmektedir” dedi. 2026 bütçesinin 2025’e göre gelir ve giderlerde “takriben yüzde 40” artış öngörüsüyle hazırlandığını ifade eden Toros, bütçe açığının “2026 mali yılı bütçesinin yüzde 13.5’una tekabül ettiğini” söyleyerek bunun “tarihi bir açık ve rekordur” değerlendirmesinde bulundu.
Toros, “Gelirler ve giderler arasında bu kadar açık veren bir bütçe eğer bir işletme bütçesi olsaydı o işletme şimdiye iflas etmiş olacaktı” dedi; devletin iflas edemeyeceğini belirterek, “ya öngörülen yatırımları yapamayacak ya da vergi veren halka layık oldukları hizmeti veremeyecek” ifadelerini kullandı.
“KAYIT ALTINA ALINAMAYAN FAALİYETLER VE POPÜLİST SAVURGANLIK”
Toros, CTP’nin uyarılarına rağmen bazı ekonomik faaliyetlere ilişkin yasal düzenlemelerin yapılmadığını, bu nedenle faaliyetlerin kayıt altına alınamadığını söyledi. Tasarruf ilkesine bağlı kaynakların etkin kullanılmadığını, bunun yerine “popülist savurganlığın tercih edildiğini” belirten Toros, bunun 2026 bütçe açığını “tarihi bir rekor seviyesine” taşıyan başlıca nedenlerden biri olduğunu kaydetti.
Toros, “Tahmini de olsa bu rakamlara göre ekonomik büyüme için elzem olan yatırımlar yapılamayacak. Halkın layık olduğu yaşam kalitesi için gerekli olan hizmetler de verilemeyecek” dedi; “hiper diyebileceğim enflasyon” ve finansman giderlerinin ekonomiyi, sağlık, eğitim, enerji ve tarımda “kronikleşme noktasına gelen” sorunlara sürüklediğini söyledi.
“BÜTÇE SADECE RAKAM DEĞİLDİR”
Toros, bütçenin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını, performans öngören nitelikte olması gerektiğini belirterek, ekonominin büyümesi, istihdamın artırılması, sağlık, eğitim, turizm, ticaret ve sanayi alanlarının küresel rekabet koşullarına göre yeniden şekillendirilmesi gibi hedeflerin bütçenin temel unsurları arasında yer alması gerektiğini ifade etti. Teşviklerin ve bütçe kalemlerinde ayrılan kaynakların finansal açıdan sürdürülebilir olmasının “daimi bir devlet politikası” olması gerektiğini dile getirdi.
KİŞİ BAŞINA GELİR VE KARŞILAŞTIRMALAR
Toros, Kıbrıs’ın kuzeyinde 2024 yılı kişi başına düşen milli gelirin “takriben 17.500 dolar” olarak belirlendiğini söyledi. Nüfus sayımı yapılmamasının bu rakamı sorgulanır hale getirdiğini belirten Toros, bu seviyenin Kıbrıs’ın güneyine kıyasla “takriben üçte bir”, Malta’ya kıyasla da “takriben dörtte bir” düzeyinde kaldığını ifade etti.
Toros, çözümsüzlük siyaseti ve belirsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve yozlaşmışlık ile mülkiyet alanındaki sıkıntıların yatırım ortamına olumsuz etki yaptığını söyledi; sürekli dalgalanan bir para birimiyle yaşanan enflasyonist ortamın, dış pazarlara erişimdeki güçlüklerin ve rekabetçi finansman maliyetlerine ulaşmada yaşanan zorlukların girişimciler için ciddi engeller yarattığını belirtti.
“PARA POLİTİKASI YOK, TEK ENSTRÜMAN MALİ POLİTİKALAR”
Toros, Türk Lirası’nın para ve faiz politikaları zemininde yetki, planlama ve uygulama yapmanın mümkün olmadığını, ithalat ağırlıklı ticaret nedeniyle Türkiye’den enflasyon ithal edildiğini söyledi. Bu nedenle, para politikası olmayan Kıbrıs’ın kuzeyinde plan-program yapılabilecek yegâne aracın mali politikalar olduğunu vurguladı.
Uzun süredir yönetim zafiyeti ve istikrarsızlık nedeniyle yürürlükte bir ekonomi politikası, stratejisi veya programı bulunmadığını belirten Toros, bu boşluğun ekonomiyi hedeflenen rotadan saptırdığını ifade etti.
İÇ BORÇLANMA VE BANKALAR ÜZERİNDEN RİSK UYARISI
Toros, bütçe açıklarını finanse etmek için iç borçlanmaya gidildiğini, 2025’te borçlanmanın sürdüğünü ve yılın son aylarındaki borçlanmaların geri ödeme zamanının gelecek yıla sarkmasının 2026 bütçe açığını artıracağını söyledi. Açığın iç kaynaklarla kapatılması için kapsamlı bir vergi reformu ve kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alma çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı; bunun hükümet programında yer almasına rağmen “ötelendiğini, ihmal edildiğini” ve “yapılmadığını” ifade etti.
Devletin iç borçlanmayı Kıbrıslı Türk bankalarından yaptığını, bankaların Kıbrıslı Türklerin mevduatlarını emanet ettiği kurumlar olduğunu anımsatan Toros, faiz giderleri büyürken bu kısır döngünün bankaların finansal sağlığına ve halkın tasarruflarına olumsuz etki riski doğuracağını söyledi.
KARA PARA, KAYIT DIŞILIK VE KRİPTO PARA ÇAĞRISI
Toros, mevzuat dışı ekonomik faaliyetlerin varlığına işaret ederek, vergilendirilemeyen bu faaliyetler için önce yasal düzenlemelerin yapılması, ardından vergilerin toplanması gerektiğini söyledi. Kara para ekonomisinin kamu maliyesini olumsuz etkilediğini, kayıt dışı olduğu için vergilendirilemediğini; bunun okul, hastane ve yol gibi kamu harcamaları için bütçe bulunamamasına yol açtığını belirtti. Toros, kara paranın toplumsal boyutuna da değinerek eşitsizlik ve adaletsizliği derinleştirdiğini, emek değerini aşındırdığını, gençleri üretimden uzaklaştırdığını ifade etti.
Toros, kripto parayı “kara paranın yeni oyuncağı” olarak niteleyerek, sistemin denetiminin “neredeyse imkansız” olduğunu söyledi. Türkiye’nin kripto paraların harcama amacıyla kullanımına yasak getirdiğini hatırlatan Toros, Kıbrıs’ın kuzeyinde de kripto para kullanımının harcamalar noktasında yasaklanmasını, harcama dışındaki alanlarda ise AB ile uyumlu sıkı düzenlemeler getirilmesini istedi. Finansal suçlarla mücadelede ülkeler arası işbirliğinin zorunlu olduğunu, Türkiye’de MASAK ile işbirliğinin gerekli olduğunu belirtti.
Toros, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede en hızlı adımlardan birinin kapsamlı vergi reformu olduğunu söyleyerek, “az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesinin güçlendirilmesi, kurumlar vergisinin ve dolaylı vergilerin gözden geçirilmesi halinde hem kayıt dışılığın azaltılabileceğini hem de kamu gelirlerinin artacağını ifade etti.
SİGORTACILIKTA “ÜÇ TEMEL BAŞLIK”
Toros, bankacılıktan sonra finans sektörünün en büyük aktörü olan sigortacılık sektörünün teknik krizlerin mağduru olduğunu, bunun “siyasi yönetim ve siyasi irade ile ilgili bir kriz” haline geldiğini söyledi. Sorunun üç başlıkta toplandığını ve bunun Maliye Bakanlığı’nın sorumluluk alanında olduğunu belirten Toros, ilk olarak “kapalı tahsilat tüzüğü” konusuna değindi. Bu tüzüğün sektör paydaşlarının mutabakatıyla hazırlandığını, savcılık görüşü alındığını ve hukuken engel bulunmadığını; ayrıca yasanın tüzüğün en geç “25 Ocak 2026” tarihinde yürürlüğe girmesini emrettiğini belirtti. Buna rağmen Maliye Bakanlığı’nın tüzüğü aylardır beklettiğini, ne reddettiğini, ne değiştirdiğini, ne de Bakanlar Kurulu’na sevk ettiğini söyledi.
İkinci başlık olarak aktüeryal verilerin yok sayıldığını belirten Toros, Meclis’in sigortacılığın bilimsel esaslara göre yapılmasını hükme bağladığını; Sigortacılar Birliği’nin aktüerler aracılığıyla prim hesaplamaları yaptırdığını ve mevcut tarifelerin sürdürülemez olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Buna rağmen idari tarifeler yayımlandığını ve bunun sigortacılığı siyasete açık bir alana ittiğini ifade etti.
Üçüncü başlık olarak zorunlu afet sigortasına işaret eden Toros, iklim krizi ve artan afet riskleri nedeniyle bunun zaruri hale geldiğini söyledi. Türkiye’nin 2026’da deprem, sel, dolu, yer kayması, çığ ve orman yangınlarını kapsayan zorunlu afet sigortası modeline geçeceğini, DASK’ın Kıbrıs’ın kuzeyine teknik ve reasürans desteği sunmaya hazır olduğunu ilgili makamlara ilettiğini belirtti. Buna rağmen Maliye Bakanlığı’nın somut karar almadığını ve adım atmadığını söyledi. Son yaşanan sel felaketi sonrası bütçenin ciddi yük altına girdiğini belirten Toros, bunun “doğal afet gerekçesiyle açıklanamayacağını”, asıl nedenin “önlem alamama ve risk yönetimi yapamama” olduğunu ifade etti.
HÜKÜMETE İSTİFA VE SEÇİM ÇAĞRISI
Toros, mali disiplinin makroekonomik denge hedefleri için bir kriter olarak ele alınması gerektiğini söyledi; bütçenin yatırım ve istihdamı teşvik etmesi, sosyoekonomik kalkınmayı desteklemesi gerektiğini vurguladı. Mevcut mali sistemin “gerçeklerle bağdaşmayan hayaller üzerine bina edildiğini” ve sürdürülebilir olmadığını belirterek, mali uzmanlar ve ekonomistlerin katılımıyla cesur bir siyasi iradeye acil ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Konuşmasının sonunda Toros, verimliliği artıracak önlemler, yatırım koşullarının iyileştirilmesi, yargı süreçlerinin hızlandırılması, AB uyum yasalarının hayata geçirilmesi ve toplum içinde güven-diyalog ortamının güçlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, hükümeti “bir an önce istifa etmeye ve halk iradesini yenilemeye” davet etti. Toros, 2026 bütçesinin sürdürülebilir olmadığını, yatırım yapılamayacağı için ekonomiyi daraltacağını, hayat pahalılığını artıracağını ve dar gelirli çalışanlarla işletmelerin finansal sağlığını daha da zorlayacağını söyledi; yatırımcı ve girişimcinin daha fazla ürkeceğini belirtti.












