Bugün Kıbrıs

Kıbrıslı bir vatandaşla evli olmak, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını otomatik olarak kazandırmıyor. Güneydeki Yüksek Anayasa Mahkemesi, evlilik yoluyla vatandaşlık talebi reddedilen yabancı uyruklu kişinin başvurusunu kesin olarak geri çevirdi.

Mahkeme bu kararla, evlilik yoluyla vatandaşlıkta otomatik hak algısını net biçimde reddetti. Mahkeme, vatandaşlık verilmesinin devletin takdir yetkisinde olduğunu, nihai kararın İçişleri Bakanı’na ait bulunduğunu vurguladı.

Başsavcılık Ofisi, Yüksek Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın ardından Pazartesi günü yaptığı açıklamada bu hususu netleştirdi.

Yüksek Anayasa Mahkemesi, Kıbrıslı bir kadınla evli olan yabancı uyruklu bir kişinin vatandaşlık başvurusunun reddine ilişkin alt mahkeme kararını onadı. Mahkeme kararının geçen hafta verildiği belirtildi.

Cyprus Mail’in haberine göre Başsavcılık açıklamasında, davanın önemine dikkat çekilerek, kararın “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evlilik yoluyla vatandaşlık verilmesi konusunda sahip olduğu geniş takdir yetkisini teyit ettiği” vurgulandı.

Söz konusu yabancı uyruklu kişi, Kıbrıslı bir vatandaşla evli olması nedeniyle Kıbrıs vatandaşlığına alınması talebiyle daha önce İdare Mahkemesi’ne başvurmuştu. Ancak İdare Mahkemesi, başvurucunun geçmişte şiddet eylemleri, özellikle de aile içi şiddet vakaları bulunduğu gerekçesiyle talebi reddetmişti.

Başvurucu bu kararı Yüksek Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Ancak Yüksek Anayasa Mahkemesi, İdare Mahkemesi’nin kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.

Başsavcılık Ofisi’ne göre, Yüksek Anayasa Mahkemesi kararında, 2002 tarihli Nüfus Kayıt Yasası’nın yabancı uyruklulara evlilik yoluyla otomatik vatandaşlık hakkı tanımadığı; yalnızca belirli şartlar altında vatandaşlık verilmesine ilişkin usulü düzenlediği belirtildi.

Mahkeme ayrıca, vatandaşlık verilmesine ilişkin nihai kararın İçişleri Bakanı’nın yetkisinde olduğuna dikkat çekti.

Kararda, “uluslararası hukuk ile Avrupa Birliği Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı uyarınca, vatandaşlığın kazanılması ya da kaybedilmesine ilişkin koşulları belirleme yetkisinin her üye devletin egemen yetkisi kapsamında olduğu” ifade edildi.

Somut olayda, başvurucunun Kıbrıs vatandaşı olarak kaydedilmemesine ilişkin kararın, “devletin menfaatlerini korumayı amaçlayan objektif ve meşru kriterlere dayandığı ve ayrımcılık içermediği” sonucuna varıldı.