Bugün Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan CTP Milletvekili Salahi Şahiner, bakanlığın sosyal devletin en temel unsurlarını bünyesinde barındırmasına rağmen, ayrılan kaynakların bu sorumluluğu yerine getirmekten çok uzak olduğunu ifade etti. Sosyal güvenlikten sosyal yardımlara, yaşlılık ve malullük desteklerinden aile ve çocuk yardımlarına kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren bakanlığın bütçesinin, mevcut toplumsal tabloyu iyileştirmek bir yana, sorunları derinleştirecek nitelikte olduğunu söyledi.

Şahiner, bütçede yer alan kalemlere bakıldığında sosyal adaletin sağlanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, “Bu bütçeyle sosyal devlet olmaz, sosyal adalet de sağlanmaz. İyi niyetli olunsa bile bu bütçeyle ilgili bakanlığın yıl içinde taahhüt ettiği hizmetleri vermesi mümkün değildir” dedi. Toplumsal cinsiyet eşitliği, yoksullukla mücadele, yaşlılar, engelliler ve sosyal güvencesi olmayan kesimler için ayrılan kaynakların son derece sınırlı olduğunu söyleyen Şahiner, bu tabloyla sosyal devlet iddiasının sürdürülemeyeceğini belirtti.

ASGARİ ÜCRET VE YERLİ İŞ GÜCÜ SORUSU
Konuşmasında asgari ücrete de değinen Şahiner, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanma sürecine işaret ederek, yerli iş gücünün sistemin dışına itildiği, genç ve kadın işsizliğinin giderek arttığı bir dönemde 2026 yılı için nasıl bir mücadele yürütüleceğinin belirsiz olduğunu söyledi. Mesleki planlamanın yıllardır ihmal edildiğini ifade eden Şahiner, üniversitelerde yıllarını harcayan gençlerin işsizler ordusuna dönüştüğünü, buna karşılık bütçede bu tabloyu değiştirecek bir açılım görülmediğini vurguladı.

Sosyal yardımlarla ilgili değerlendirmesinde, ülkede yoksulluk sınırının altında yaşayan ciddi bir kesim bulunduğunu belirten Şahiner, mevcut yardım kalemlerinin gerçek yaşam koşullarıyla örtüşmediğini söyledi. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan yaşlıların sağlık ve sosyal hizmetlere erişimde ciddi zorluklar yaşadığını ifade eden Şahiner, yerinden ve mobil sosyal hizmet modellerinin hâlâ hayata geçirilmediğini, buna rağmen 2026 bütçesinde bu alana yönelik herhangi bir iyileştirici düzenleme bulunmadığını dile getirdi.

İş kazaları ve iş cinayetlerinin de konuşmasının önemli başlıklarından biri olduğunu belirten Şahiner, 2026 yılı için bu alanda caydırıcı ve önleyici bir politika ortaya konulmadığını söyledi. Yabancı işçi protokollerine ilişkin tartışmalara da değinen Şahiner, ön izin süreçlerinden sahte belgelere, rant iddialarından suistimallere kadar uzanan bir tablo oluştuğunu ifade ederek, bu durumun insan ticareti riskine varan ciddi sonuçlar doğurduğunu kaydetti.

“ENGELLİ İSTİHDAMINDA EŞİTLİK Mİ, AYRIMCILIK MI?”
Engelli istihdamı konusunda da eleştirilerde bulunan Şahiner, fırsat eşitliği sağlanıp sağlanmayacağının belirsiz olduğunu, geçmiş dönemlerde seçim öncelerinde yapılan istihdamların kamuoyunda ciddi soru işaretleri yarattığını söyledi. Yaşlı bakım evlerinin yetersizliğine, mevcut merkezlerin denetim sorunlarına ve hasta bakıcı çeteleri iddialarına da dikkat çeken Şahiner, bu alanların toplum açısından hayati önem taşımasına rağmen bütçede karşılığının olmadığını belirtti.

“AİLE YILI” SLOGAN MI, SOMUT POLİTİKA MI?
Hükümet tarafından ilan edilen “Aile Yılı”na da değinen Şahiner, bunun yalnızca bir slogan mı yoksa içi doldurulmuş bir politika mı olduğunun belirsiz olduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede “kaynak yok” gerekçesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Şahiner, bu alanda hata kaldırmayan bir sorumluluk bulunduğunu ifade etti.

Çalışma izinleri sürecinde yaşanan aksaklıklara da dikkat çeken Şahiner, işlemleri devam eden ancak bürokratik nedenlerle sistemde “kaçak” görünen işçilerin polis kontrollerinde tutuklanmasının hem işçiler hem de işverenler açısından ciddi mağduriyet yarattığını anlattı. Muhaceret kayıtlarına düşen bu statünün mahkemelerde otomatik olarak cezaya dönüştüğünü belirten Şahiner, uygulamanın değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasının sonunda bütçeye ilişkin genel değerlendirmesini yineleyen Salahi Şahiner, “Bu bütçe sosyal bir devletin değil, sosyal bir çöküşün bütçesidir. Bu bütçeyle sosyal adalet sağlanamaz ve bu bakanlığın icraatları yıl boyunca yakından takip edilecektir” ifadelerini kullandı.