Özdenefe: “Ceza davalarındaki patlama mevcut altyapıyla yönetilemez!”
Meclis Başkan Yardımcısı ve CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Hukuk Dairesi bütçesi görüşmelerinde İskele’de ceza davalarının bir yılda ikiye katlandığını, Girne’de ise ilk 10 ayda geçen yılın toplamına ulaşıldığını belirterek, “60 bine yaklaşan ceza dosyası bu altyapıyla taşınamaz, geç gelen adalet adalet değildir” dedi.
Özdenefe: “Ceza davalarındaki patlama mevcut altyapıyla yönetilemez!”
Meclis Başkan Yardımcısı ve CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Hukuk Dairesi bütçesi görüşmelerinde İskele’de ceza davalarının bir yılda ikiye katlandığını, Girne’de ise ilk 10 ayda geçen yılın toplamına ulaşıldığını belirterek, “60 bine yaklaşan ceza dosyası bu altyapıyla taşınamaz, geç gelen adalet adalet değildir” dedi.
Bugün Kıbrıs
Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi görüşmelerinde söz alan Meclis Başkan Yardımcısı ve CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, ceza davalarındaki hızlı artışın mevcut altyapı ve insan kaynağıyla sağlıklı biçimde sürdürülemez bir noktaya ulaştığını söyledi. Özdenefe, “Geç gelen adalet, kamuoyu nezdinde adalet değildir” diyerek, uzun süren soruşturma ve yargılama süreçlerinin hukukun üstünlüğüne olan güveni zedelediğini vurguladı.
“60 BİNE YAKLAŞAN CEZA DOSYASI BU ALTYAPIYLA TAŞINAMAZ”
Özdenefe, Başsavcılığın komitede paylaştığı son verileri hatırlatarak, yıl sonuna kadar dosyalanan ceza davası sayısının 60 bine yaklaşacağını söyledi. Bu tablo karşısında savcılık ve polis teşkilatının altyapı, bina ve araç eksiklikleriyle görev yapmaya çalıştığını belirten Özdenefe, mevcut koşullarla adaletin hızlı tecelli etmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
“İSKELE VE GİRNE’DE DOSYA SAYILARI İKİYE KATLANDI”
Bölgesel verilere dikkat çeken Özdenefe, ceza davalarındaki artışın özellikle İskele ve Girne’de çarpıcı boyutlara ulaştığını söyledi. Buna göre, “2024 yılının tamamında İskele’de 4 bin 334 ceza davası dosyalanmışken, 2025 yılının yalnızca ilk 10 ayında bu sayı 7 bin 602’ye çıktı” dedi. Özdenefe, yıl sonunda İskele’deki ceza davası sayısının iki katını aşacağını belirtti.
Girne için de benzer bir tabloya işaret eden Özdenefe, “2024’ün tamamında Girne’de dosyalanan ceza davası sayısı 12 bin 366’ydı. 2025’in ilk 10 ayında ise bu sayı 11 bin 101’e ulaştı. Yani henüz yıl bitmeden geçen yılın toplamına yaklaşıldı” ifadelerini kullandı.
“ARAÇ VE BİNA TALEPLERİ İKİ YILDIR KARŞILANMIYOR”
Özdenefe, savcılığın iki yıldır resmi araç talebinde bulunduğunu, ancak ihale sürecinin iptal edilmesiyle bu ihtiyacın hâlâ karşılanmadığını söyledi. Girne Savcılık Binası’nda ek inşaat ihtiyacı bulunduğunu belirten Özdenefe, savcıların odaları ikişer kişi paylaştığını, bunun da hem gizlilik hem de verimlilik açısından ciddi sorunlar yarattığını ifade etti.
Lefke’de de benzer sıkıntıların sürdüğünü kaydeden Özdenefe, “Savcılar ve memurlar hâlâ tek bir odada görev yapmaya çalışıyor. Ceza davalarının bu kadar arttığı bir dönemde bu koşullar adaletin hızlanmasına yetmiyor” dedi.
“BU SADECE SAVCILIĞIN DEĞİL, HÜKÜMETİN SORUNU”
Ceza davalarındaki artışın yalnızca savcılığın sorumluluğu olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Özdenefe, kontrolsüz ve denetimsiz nüfus artışının suç oranlarını doğrudan etkilediğini söyledi. “Her sabah yeni bir kriminal vakayla uyanıyoruz” diyen Özdenefe, özellikle nüfusu hızla artan ilçelerde suçla mücadelenin yalnızca savcılık ve polis altyapısının güçlendirilmesiyle çözülemeyeceğini kaydetti.
Merkezi Cezaevi’ndeki tabloya da dikkat çeken Özdenefe, suçun giderek ‘ithal edilen’ bir boyut kazandığını, bunun da hükümetin sorumluluk alanında olduğunu söyledi.
YETKİLER VAR, ŞEFFAFLIK VE STANDART YOK
Özdenefe, savcılığın ceza davalarının yönetiminde çok geniş yetkilere sahip olduğunu, ancak bu yetkilerin adil, standart ve şeffaf biçimde kullanıldığına dair ciddi soru işaretleri bulunduğunu dile getirdi. Dava dosyalama, takipsizlik, geri çekme, consent ve remit uygulamalarına ilişkin hiçbir sayısal ya da niteliksel verinin açıklanmadığını belirten Özdenefe, bu durumun hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını söyledi.
SAVCI ATAMA VE TERFİLERİNDE OBJEKTİF KRİTER ÇAĞRISI
Savcı tayin ve terfilerinin Yüksek Savcılar Kurulu tarafından gizli oyla yapılmasını da eleştiren Özdenefe, objektif kriterlere ve yazılı sınav sistemine dayanmayan bu yapının subjektif ve keyfi kararların önünü açtığını savundu. Bu alanda mevzuat değişikliğinin zorunlu hale geldiğini belirten Özdenefe, denetim mekanizmalarının da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konuşmasının sonunda Özdenefe, Başsavcılığın hem fiziki ihtiyaçlarının karşılanması hem de daha adil, şeffaf ve standartlara uygun bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirterek, bunun için gerekli adımların atılması çağrısında bulundu.












