Başsavcılık alarm veriyor: Ceza davaları bir yılda 60 bine dayandı
CTP Milletvekili Ürün Solyalı, Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi görüşmelerinde ceza davalarındaki artışa, dosya yüküne ve savcı sayısının yetersizliğine dikkat çekerek, “Geçen yıl 12 ayda 54 bin 383 ceza davası açılmıştı, bu yıl 11 ayda 50 bin 277 davaya ulaşıldı, yıl sonunda 60 bine yaklaşacağız” dedi.
Başsavcılık alarm veriyor: Ceza davaları bir yılda 60 bine dayandı
CTP Milletvekili Ürün Solyalı, Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi görüşmelerinde ceza davalarındaki artışa, dosya yüküne ve savcı sayısının yetersizliğine dikkat çekerek, “Geçen yıl 12 ayda 54 bin 383 ceza davası açılmıştı, bu yıl 11 ayda 50 bin 277 davaya ulaşıldı, yıl sonunda 60 bine yaklaşacağız” dedi.
Bugün Kıbrıs
Meclis’te bugün Hukuk Dairesi (Başsavcılık), Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçeleri görüşülürken, ilk ele alınan bütçe Hukuk Dairesi oldu. İlk sözü alan CTP Milletvekili Ürün Solyalı, konuşmasında özellikle rakamlar üzerinden Başsavcılığın artan iş yükünü gündeme taşıdı.
Solyalı, ceza davalarındaki artışın katlanarak devam ettiğini vurgulayarak, “Geçen yıl 12 ayda açılan ceza davası sayısı 54 bin 383’tü. Bu yıl henüz 11 ayda 50 bin 277 davaya ulaşıldı. Başsavcılığın verdiği bilgiye göre yıl sonunda bu sayı 60 bine yaklaşacak” dedi. Bu tabloyun mesai, kırtasiye, zaman ve insan kaynağı açısından olağanüstü bir yük anlamına geldiğini belirten Solyalı, her dosyanın birden fazla insanın hayatını doğrudan etkilediğine dikkat çekti.
YÜKSEK MAHKEME, KAZA MAHKEMELERİ VE TMK DOSYALARI
Başsavcılığın yalnızca ceza davalarıyla değil, farklı alanlarda da çok yüksek sayıda dosyayla karşı karşıya olduğunu ifade eden Solyalı, son 10 ayda ortaya çıkan tabloyu şu rakamlarla aktardı: “Başsavcılık, yalnızca Yüksek Mahkeme’de bin 514 dosyada yer aldı. Kaza mahkemelerinde 2 bin 437 dosyada bulundu. Taşınmaz Mal Komisyonu’nda ise 3 bin 887 dosyada Başsavcılık görev yaptı.”
Bu dosya yükünün yalnızca 42 savcıyla taşındığını vurgulayan Solyalı, TMK dosyaları için savcıların mevcut görevlerinden ayrılarak ayrıca görevlendirildiğini, buna rağmen insan kaynağının aynı oranda artmadığını söyledi.
HUKUKİ VE CEZA MÜTALAALARI
Solyalı, Başsavcılığın yalnızca dava süreçlerinde değil, idarenin talep ettiği görüşler açısından da yoğun bir üretim içinde olduğunu belirtti. Buna göre, son dönemde “752 hukuki mütalaa ve bin 557 ceza mütalaası” verildiğini ifade eden Solyalı, her bir mütalaanın ince eleyip sık dokumayı, hukuki sorumluluk ve vicdani yükümlülük gerektirdiğini vurguladı.
“Her karar, her imza birden fazla insanın hayatını etkiliyor” diyen Solyalı, bu iş yükünün insanüstü bir performansla taşındığını kaydetti.
İSKELE’DE CEZA DAVALARI İKİYE KATLANDI
Bölgesel dağılıma da dikkat çeken Solyalı, özellikle İskele bölgesinde ceza davalarının ikiye katlandığını söyledi. “Geçen yıl son 10 ayda yaklaşık 4 bin olan ceza davası sayısı, bu yıl aynı dönemde 8 bine çıktı” diyen Solyalı, Lefkoşa, Girne ve diğer ilçelerde de bariz ve gözle görülür artışlar yaşandığını belirtti.
Bu artışın yalnızca Başsavcılığın sorumluluğu olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Solyalı, “Başsavcılık bu zincirin son halkasıdır. Asıl mesele güvenlik, idari düzen, denetim ve önleyici mekanizmalardır” değerlendirmesinde bulundu.
“SAVCI SAYISI ARTMADI, FİZİKİ KOŞULLAR YETERSİZ”
Artan dosya sayılarına rağmen savcı sayısının aynı kaldığını vurgulayan Solyalı, kontrolsüz nüfus artışının ve plansız idarenin teşkilatlanmayı da engellediğini söyledi. Savcı başına düşen dosya yükünün sürdürülemez bir noktaya geldiğini ifade eden Solyalı, fiziki koşullara da dikkat çekti.
“Mağusa ve Girne’de yeni bina ihtiyacı açıkça ortadadır. Lefke’de ise memurundan savcısına herkes tek odada çalışmaya çalışıyor” diyen Solyalı, özel görüşmelerin dahi sağlıklı biçimde yapılamadığını kaydetti.
‘YALVARIR HALE GETİRİLEN KURUMLAR’ ELEŞTİRİSİ
Solyalı, hükümetin ve Maliye Bakanlığı’nın yıllardır araç, bina ve fiziki imkanlar konusunda aynı vaatleri tekrar ettiğini belirterek sert eleştiriler yöneltti. “Her yıl ‘bu yıl ihale olacak’ deniliyor ama sonuç yok. Bu kurumlar yalvarır hale getiriliyor” diyen Solyalı, mahkemeler, hukuk dairesi, Sayıştay ve Ombudsman gibi bağımsız denetim kurumlarının bu durumu hak etmediğini söyledi.
Konuşmasının sonunda Solyalı, bağımsız denetim kurumlarının güçlendirilmesinin yalnızca yargı açısından değil, toplumda güven duygusunun tesis edilmesi açısından da hayati olduğunu belirterek, “Bu kurumların güçlü olması halka güven verir, tedirginliği azaltır, kurumlara itibarı artırır. Bunun yolu da bütçeden, fiziki koşullardan ve insan kaynağından geçer” ifadelerini kullandı.












