Şahiner, online casino izniyle bankacılık sektörünün bile riske atıldığını söyledi
CTP Milletvekili Salahi Şahiner: “Denize düşen yılana sarılır misali, bütün sektörleri, bankacılık sektörünü bile riske sokacak adımlara tenezzül ediliyor.”
Şahiner, online casino izniyle bankacılık sektörünün bile riske atıldığını söyledi
CTP Milletvekili Salahi Şahiner: “Denize düşen yılana sarılır misali, bütün sektörleri, bankacılık sektörünü bile riske sokacak adımlara tenezzül ediliyor.”
Bugün Kıbrıs
Meclis Genel Kurulu, bütçe maratonunun üçüncü gününde 2 milyar 725 milyon 229 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesini görüşmeye Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner’in konuşmasıyla açtı.
Şahiner, turizmin ada ekonomileri için lokomotif sektör kabul edildiğini, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise bu potansiyelin adil, sürdürülebilir ve planlı bir şekilde kullanılamadığını belirtti; casino vergileri, online casino kararnamesi, turizm gelirlerinin dağılımı, çevre tahribatı ve su politikaları üzerinden hükümete sert eleştiriler yöneltti.
“TURİZMİN 1 MİLYAR DOLARLIK GELİRİ TABANA YAYILMADI”
Şahiner, Kıbrıs’ın kuzeyinde turizmin doğal, tarihsel ve iklimsel avantajlara sahip olmasına rağmen, yaratılan gelirin toplumun geneline adil biçimde dağılmadığını söyledi.
Turizmin “ada ekonomileri için büyük önem taşıyan” bir alan olduğunu anımsatan Şahiner, bugünkü anlayışla turizm gelirinin dar bir zümreye aktarıldığını vurguladı:
“Eğer 1 milyar dolarlık bir kaynaktan söz ediyorsak turizm gelirlerinde, bunun paslanan büyük bir kısmının sadece 30–40 işletmeye akıtılması ve tabana eşit bir yayılım sergilenmemesi kesinlikle kabul edilemez.”
Yükseköğrenime hizmet veren sektörlerin Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar üreticiden esnafa geniş bir yelpazeye gelir sağladığını, turizmde ise benzer bir yayılım sağlanamadığını belirten Şahiner, turizm modelinde köklü değişim ihtiyacına işaret etti.
“CASINO VERGİSİ DÜŞÜRÜLDÜ, VERGİ KAÇAĞI İTİRAFI TUTANAKLARA GİRDİ”
CTP Milletvekili, 2024 ve 2025 yıllarında casino sektörüne özel iki yasa değişikliği ile ülkenin gerildiğini, Meclis’in de çok sert tartışmalara sahne olduğunu anımsattı.
Bunlardan ilkinin, şans oyunları hizmetleri vergisinin yüzde 10’dan önce yüzde 5’e, ardından yüzde 1’e düşürülmesi olduğunu hatırlatan Şahiner, bu süreçte komite tutanaklarına “vergi gizlendiğine dair” ifadelerin geçtiğini anlattı:
“Komitede, ‘Şans oyunları hizmetleri vergisini yüzde 10’dan 5’e düşürün, biz de size iki katı gelir beyan edelim’ dendi. Sorduk: ‘Ne kadardır yıllık beyan ettiğiniz gelir?’ 340 milyon dolar. ‘Yani vergiyi düşüreceğiz ve siz 340 milyon dolardan 680 milyon dolara mı çıkaracaksınız?’ ‘Evet’ dediler. ‘Nereden buldunuz bu geliri?’ diye sorunca, cevap şuydu: ‘Zaten vardır. Ama biz vergi ödememek için bunu gösteremiyoruz.’”
Bu sözlerin komite tutanaklarında yer aldığını vurgulayan Şahiner, buna rağmen şans oyunları hizmetleri vergisinin yüzde 10’dan yüzde 1’e indirildiğini, casino gelirlerinin kâğıt üzerinde iki katına çıktığını, fakat kamu maliyesine beklenen katkının sağlanmadığını söyledi.
Maliye Bakanı Özdemir Berova ile Vergi Dairesi Müdürü’nün gerekçesinin, “kesilmeyen faturaların da sisteme gireceği ve böylece vergi tabanının genişleyeceği” yönünde açıklandığını aktaran Şahiner, bunun gerçekleşmediğini şu sözlerle dile getirdi:
“Bana göre hedeflenen tek şey, kumarhanelerden alamadığı vergiyi, domates, biber, patlıcan satan üreticiden tahsil etmekti. ‘İstedik veriler gelecek’ denildi. Elle var sıfır arkadaşlar. Hiç tutmadı. Olan sadece kamu maliyesinin gelirlerine oldu.”
Şahiner, bu politikalar sonucunda 2026 yılı bütçesine 6,5 milyar TL faiz gideri yazıldığını, gerçekleşme rakamlarının da bunun çok üzerine çıkabileceğini belirtti.
“KKTC VATANDAŞLARININ CASİNOLARA GİRMESİ ZEHİRLİ MEYVE VERECEK”
Şahiner, ikinci tartışmalı düzenleme olarak, “KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girmesinin önünü açan yasa değişikliğini” hatırlattı ve bunun toplumsal sonuçları konusunda uyarı yaptı:
“Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili çok sert tartışmalar yaşanacak. KKTC vatandaşlarının cebindeki son 3–5 kuruşu da kumara kaptırmasının önünü açtığınız yasa değişikliğinde, kimlerin kumarhanelerde ne kadar para kaybettiğini, ne işlere bulaştığını, tırnak içinde, hangi işletmelerin kumar bağımlılığı yüzünden batık duruma düştüğünü göreceğiz.”
Bu düzenlemenin tüm sektörün geleceğini riske attığını söyleyen Şahiner, Meclis’in “zehirli meyve verecek bir sözde açılım yaptığını” ifade etti; hükümetin bunu “bir yerlere yaranmak için” yaptığını savundu.
ONLINE CASINO KARARNAMESİ: “MASAK UYARDI, BANKACILIK SEKTÖRÜ RİSKTE”
Şahiner’in konuşmasında en sert vurgu, 3 Aralık tarihli online casino izni kararnamesine oldu.
Bakanlar Kurulu’nun yıllık 700 bin Euro lisans ücretiyle online casino izni verdiği kararın sadece altı gün yürürlükte kaldığını, dün de Meclis’te gündeme geleceği için geri çekildiğini anımsatan Şahiner, şu kritik soruyu ortaya koydu:
“3 Aralık ile 9 Aralık arasında bu yasa gücünde kararnamenin yürürlükte kaldığı altı gün içerisinde, bahis ruhsatı alıp online casino izni alan, lisanslandırılan birisi var mı? Bunu eninde sonunda öğreneceğiz.”
Bu düzenlemenin yalnızca iç hukuktaki tartışmayla sınırlı kalmadığını, uluslararası finans sistemi açısından da ağır riskler içerdiğini vurgulayan Şahiner, komite sürecini şöyle anlattı:
“Sanal bahis esasını geçirirken, başka ülkelerde lisanslı sanal bahis sitelerinden oyun oynamanın yasaklandığını, para yatıran, para transferine karışan herkesin suç kapsamında değerlendirildiğini anlattık. MASAK da geldi, ‘Bu operasyonlar şube bankalarını riske sokar, bankacılık sektörünüzü de riske sokar. Yasa çıkarsanız bile dünyada ve bizim nezdimizde yasa dışı olacaktır’ dedi.”
Şahiner, buna rağmen hükümetin genelge benzeri bir düzenlemeyle online casino izni vermeye kalktığını, bu adımı “denize düşen yılana sarılır misali” diye niteledi:
“Almanız gereken yerden vergiyi almıyorsunuz. Belli başlı şirketlere milyarlık vergi afları, sözde hizmet alımları dağıtırken maliye batık hale geliyor. Sonra da sanal casino izinlerine sarılıp, batık gemiyi yüzdürmek için bütün sektörü, bankacılık sektörünü bile riske sokacak adımlara artık tenezzül ediliyor.”
Şahiner, bu tür kararlar ile Kıbrıs’ın kuzeyinin adeta ‘açık hava hapishanesine’ dönüşeceğini, şube bankalarıyla ilişkilerin zedelenmesi halinde ticaretin, yurt dışına para transferinin, öğrencilerin desteklenmesinin bile imkânsız hale geleceğini söyledi.
AMCAOĞLU’NDAN “ETİK” UYARISI, ŞAHİNER’DEN YANIT
Şahiner’in Turizm Bakanı’na yönelik “hükümet tarafından sadece nisap için kullanıldığı, turizm alanında dikkate alınmadığı” yönündeki sözleri üzerine, Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu araya girdi.
Amcaoğlu, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın daha önce yaptığı “başka bir siyasi partinin iç işlerine karışmama” çağrısını hatırlattı ve milletvekillerinin “başkaları adına konuşmaması gerektiğini” söyledi:
“Etik değil yaptığınız iş. Sayın Bakan’ın söylediklerini biz dikkate almıyorsak, bu onun söyleyeceği bir konudur, avukatlığına soyunmayın.”
Şahiner ise bu uyarıya, Turizm Bakanı’nın turizm fonu konusunda hiçe sayıldığını hatırlatarak yanıt verdi:
“Turizm fonu gibi önemli bir fon var. Her casino müşterisi için alınan, zamanında yasa yapılırken 2 Euro olarak belirlenen bir rakam. Bunun güncellenmesi, asgari ücrete endekslenmesi gerekirken, Başbakan ‘casinolar böyle istedi’ dedi ve bu gelir kalemini kaldırdı. Turizm Bakanı’na sorulmadı bile. Hükümet tarafından hiçe sayılmadı mı? Bunu söylemeyecek miyim?”
Şahiner, kulislerde konuşulanların kuliste kalması gerektiğini, ancak bu tarz fonların keyfi biçimde boşaltılmasının kamuyu doğrudan ilgilendirdiğini belirterek sözlerini sürdürdü.
TURİZM FONU, TEŞVİKLER VE GELİRİN BELLİ İŞLETMELERE KÜMELENMESİ
Şahiner, turizm fonunun amacının tam tersine çevrildiğini, fonun turizmi çeşitlendirmek yerine casino talepleri doğrultusunda budandığını anlattı.
Turizm gelirlerinin kaç işletmede kümelendiğinin araştırılması gerektiğini söyleyen CTP Milletvekili, şu uyarıda bulundu:
“Bu milyarlarca dolarlık turizm geliri kaç işletmeye kümeleniyor? Eğer pastanın yüzde 80’i yalnızca belli başlı işletmelere aktarılıyorsa, bu yapı yanlıştır. Bunu çeşitlendirecek, tabana yayacak bir modelleme şarttır.”
Şahiner, turizm teşviklendirme yasasının güncellenmesini, teşviklerin küçük işletmeleri, yerel üreticiyi ve turizmi çeşitlendirecek modelleri destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmesini istedi.
ÖĞRENCİLERİN ADAYI GÖRMEDEN GİDİŞİ: “ELİMİZDEKİ EN BÜYÜK REKLAM GÜCÜNÜ HARCAMAK”
Konuşmasında, Lefke Avrupa Üniversitesi örneği üzerinden, Kıbrıs’ın kuzeyine gelen öğrencilerin bile adayı doğru düzgün tanımadan ülkeden ayrıldığını anlatan Şahiner, bu tablonun turizm açısından kayıp olduğunu ifade etti:
“Lefke Avrupa Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerle konuşuyoruz. Dört yıl boyunca gerek maddi sorunlardan gerek ulaşım sıkıntısından ülkeyi gezemeyen gençler var. Karpaz’ı görmeden Lefke’den mezun olan binlerce öğrenci var.”
Bu öğrencilerin devlet destekli ya da düşük maliyetli turlarla adayı gezmesinin sağlanmasını, böylece ülkenin kendi kendini pazarlayan bir turizm modeline kavuşmasını öneren Şahiner, şunları söyledi:
“Bu çocuklar ülkeden ayrılmadan bir Kıbrıs turu atmalı. Gidecek, görecek, yiyecek, içecek, güler yüzlü insanlarla tanışacak ve gittiği her yerde bu ülkenin reklamını yapacak. Siz milyarlarca dolar tanıtım harcaması yapsanız bile bunun etkisinin üzerine geçemezsiniz.”
FUARLAR, SOSYAL MEDYA VE EKSİK TANITIM ELEŞTİRİSİ
Turizm Tanıtma ve Pazarlama Dairesi’nin turizm fuarlarına katılımının önemli olduğunu, ancak bu yöntemin tek başına yeterli olmadığını belirten Şahiner, dijital mecralardaki yokluğa dikkat çekti:
“Bazı yerlere harcayacağımız on milyonlarla, yüz milyonlarla, doğru alanlara yapılacak yatırımlarla gezecek, görecek ve gittiği yerde bu ülkenin reklamını yapacak kaliteli bir turist potansiyeline ulaşmak mümkündür. Ama biz sosyal medyada yok hükmündeyiz. Bir sürü yerin akıllı pazarlamaları önümüze düşerken biz buralarda hiç yokuz.”
Turizm Planlama Dairesi’nin ciddi, eli yüzü düzgün bir faaliyet raporuna ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Şahiner, Turizm Bakanlığı’nın faaliyet raporunun Meclis’e sunulmadığını hatırlattı:
“Turizm gibi önemli bir bakanlığın bütçesi görüşülürken, faaliyet raporunun olmamasının sürçülisan affı yoktur. Elimizde faaliyet raporu olmayan bir Turizm Bakanlığı’ndan ne faaliyet beklediğimizi sorgulamak zorundayız.”
ÇEVRE, SAHİLLER VE GÜNGÖR ÇÖPLÜĞÜ: “BEREKETİ ZEHRE ÇEVİRİYORSUNUZ”
Turizmin çevreyle birlikte ele alınması gerektiğini söyleyen Şahiner, Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar tam teşekküllü arıtma ve kanalizasyon sistemlerinin kurulmadığı sürece turizmde gerçek bir başarıdan söz edilemeyeceğini vurguladı.
Sahil düzenlemeleri ve denize müdahaleler konusunda özellikle hafta sonları iş makineleriyle denizin içine yapılan keyfi uygulamaların ciddi tehdit yarattığını belirten Şahiner, şöyle dedi:
“Binlerce kişinin kısa dönemlerde yoğun kullanımına açılan alanlardan çıkan atıklar ciddi bir yük oluşturur. Hiçbir şekilde ‘turizm yapıyorum’ diye denizimi, doğamı, yeraltı sularımı kirletemem. Ekskavatörü koyup hafta sonu denizin içine tesis yapamazsın. Milyar dolarlık gelir getirsen de yapamazsın.”
Güngör çöplüğü örneği üzerinden, turizmin en büyük düşmanının kontrolsüz çöp alanları ve yangınlar olduğuna işaret eden Şahiner, şu uyarıda bulundu:
“Zar zor bu ülkeye turist getireceksiniz. Adam bir yıl önceden tatil planlayacak, para biriktirecek, buraya gelecek. Tesadüfen Güngör çöplüğünün yandığı güne denk gelirse, dumanın içinde bir hafta geçirecek. Bu insan bir daha gelir mi? Bir tek turist daha getirir mi?”
Güngör Entegre Katı Atık Tesisine ilişkin ihale girişimlerinin üç kez direkten döndüğünü, asıl amacın çöpü rehabilite etmek değil, “bir ihaleyle birilerinin cebine milyarlar sokmak” olduğunu söyleyen Şahiner, geri dönüşüm ve enerji üretimi içeren, halka ek maliyet getirmeyecek bir modelin hayata geçmesi gerektiğini vurguladı.
SİT ALANLARI, LEFKE GAZİ LİSESİ VE ANITLAR YÜKSEK KURULU TARTIŞMASI
Eski eserler ve sit alanlarına da değinen Şahiner, Kıbrıs adasının tarihsel zenginliğine rağmen bu potansiyelin çok küçük bir bölümünün gün yüzüne çıkarıldığını, sit alanlarında yetki karmaşası ve denetimsizlik nedeniyle ciddi tahribat yaşandığını söyledi.
Bir örnek aktararak, sit alanı ilan edilmiş kıyı bölgelerinde onlarca bina yapıldığını, devlet kurumlarının izleme ve müdahale görevini yerine getirmediğini belirtti:
“Yüz dönümlük deniz kenarı bir alan, doğa sit alanı. Oraya elliye yakın bina yapıldı, hiçbir kurum ‘sen buraya ne yapıyorsun’ demedi. Bir vatandaş kazı sırasında tarihi bir çukur buluyor, eski eserlere yazıyor. Bu kez de ‘hangi yetkiyle kazı yaptın’ diye sorgulanıyor. Bakıyoruz, mevzuata göre izin alınmış, ama eski eserlerden görüş alma zorunluluğu yazmadığı için bu hale gelmiş.”
Lefke Gazi Lisesi ile ilgili Anıtlar Yüksek Kurulu’nun aldığı listelenmiş bina kararı nedeniyle yaşanan gerginliğe de değinen Şahiner, kararın “eğitim hakkını zorlayıcı sonuçlar doğurduğunu” söyledi:
“Eğer Lefke Gazi Lisesi’nin eski binaları için bu karar alındıysa, benzer mimari değere sahip on binlerce bina için de aynı kararın verilmesi gerekebilir. ‘Mimari değer’ tanımının yasada daha net çizilmesi gerekiyor, aksi takdirde önümüzde ciddi sıkıntılar çıkar.”
SU POLİTİKASI, MESARYA PROJESİ VE YERALTISUYU: “HAYALLERLE OYNAMAYIN”
Şahiner, konuşmasının geniş bir bölümünü su politikalarına ayırdı. Türkiye’den boruyla getirilen su projesinin lansmanında 75 milyon metreküp olarak açıklanan yıllık su miktarının, 2020’deki hasar sonrası 50–55 milyon metreküp bandına çekildiğini hatırlattı.
Kıbrıs’ın kuzeyinde hanelerde kullanılan suyun yıllık 45 milyon metreküpe ulaştığını, bunun üzerine Güzelyurt’taki narenciye bahçeleri için 8 milyon metreküplük ek kullanım planlandığını belirten Şahiner, bu rakamlarla tarıma su kalmadığını söyledi:
“Bu su bugün itibarıyla bitti. Artacak nüfusla birlikte evsel su kullanımı da artacaktır, tarıma verilecek su daha da kısılacaktır. Mesarya’ya hangi suyu götüreceksiniz?”
Mesarya Ovası’na su götürme vaadinin, ikinci bir boru hattı projesi olmadan üreticiyi hayal kırıklığına sürükleyeceğini vurgulayan CTP Milletvekili, şu sözleri kullandı:
“Suya hasret üretici bu suyu görünce yatırım yapacaktır. Sera kuracaktır, bahçe yapacaktır. Bunlar artık milyonlar isteyen yatırımlardır. İki yıl sonra ‘kusura bakmayın, nüfus patladı, su bitti’ mi diyeceksiniz? İnsanların hayalleriyle oynamayın.”
JEOLOJİ VE MADEN DAİRESİNE ÖVGÜ, PERSONEL İSTEĞİ
Jeoloji ve Maden Dairesi’ne ayrıca teşekkür eden Şahiner, zemin etütleri ve sondaj çalışmalarıyla yerel su kaynakları konusunda önemli işler yapıldığını belirtti:
“Jeoloji ve Maden Dairesi, sondaj çalışmalarıyla çok başarılı iki yıl geçirdi. Oradaki mühendislerden sahadaki emekçilere kadar herkes sonsuz teşekkürü hak ediyor.”
Buna karşın, dairenin ciddi personel sıkıntısı bulunduğunu, sondaj şartlarında günde 13–15 saat çamurun içinde çalışan ekiplerin hakkını alamadığını söyleyen Şahiner, teşkilat yasasında ve ek mesai düzenlemelerinde iyileştirmeye gidilmesini istedi.
Yeraltı suyu akiferlerini besleyecek küçük göletler ve basit su tutma yapılarıyla, birkaç günde denize akan suyun milliyetlerce değer yaratabilecek bir kaynağa dönüşebileceğini vurgulayan Şahiner, su maliyetleriyle artık narenciye, marul, fasulye, kolokas, çilek gibi ürünlerde rekabet imkânının kalmadığını da dile getirdi.
“GÖZÜMÜZ ÜZERİNİZDE OLACAK”
Konuşmasının sonunda Turizm Bakanı’na seslenen Şahiner, turizmin çeşitlenmesi, turizm gelirlerinin tabana yayılması, çevrenin korunması, su kaynaklarının yönetimi ve online casino kararları gibi başlıklarda hükümetin atacağı her adımı yakından izleyeceklerini belirtti:
“Bu konuşmalar çerçevesinde gözümüz üzerinizde olacak. Her ne kadar hükümet için büyük bir güven duymasak da, bu ülkenin güzellikleri, üreten insanları ve geleceği için gerektiği yerde sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”












