Bugün Kıbrıs

CTP Milletvekili ve Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, gün boyu sahadan bilgi almaya çalıştıklarını ve meclis bütçesine bu koşullarda hazırlık yapmanın mümkün olmadığını anlatarak söze başladı. Şiddetli yağışlar ve su baskınları sürerken Meclis’in olağan bütçe gündemiyle toplanmasının doğru olmadığını vurguladı.

Özdenefe, konuşmasının başında hükümet sıralarına dönerek, bakanların muhalefeti susturmaya dönük tutumuna da tepki gösterdi ve şu ifadeleri kullandı: “Yeni bir tarz oluşturduğunuz, sürekli vekil buradan konuşacak, bakan konuşturmayacak. Hükümetsizsiniz. Bırakın yani muhalefet gibi davranıyorsunuz. Muhalefet sizden daha çok yapıcı, iş bitirici ve gelecek gaylesi çekiyor bu ülkeye dair.”

Meclis oturumunun bugünkü şartlarda yapılmasının yanlış olduğunu söyleyen Özdenefe, “Bugün bu meclis oturumunun bu şartlarda yapılması sağlıklı değildi. Biz bu konuyla ilgili olarak size açık çekler verdik parti başkanımız vasıtasıyla. Bunu kabul etmediniz” diyerek, CTP’nin bütçe görüşmelerinin ertelenmesi teklifinin reddedilmesine dikkat çekti.

“YAĞIŞI FELAKETE İNDİRGEMEK KOLAYCILIK”
Özdenefe, iktidarın sel ve taşkınları sadece “aşırı yağış” ile açıklamasını da eleştirdi. İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un “çok yağdı, göletler doldu” söylemine gönderme yaparak, bunun yılların plansızlığı ve bakımsızlığıyla da bağlantılı olduğunun altını çizdi.

“Bu meseleyi sadece ‘çok yağış aldık ve elimizden gelebileceği yapıyoruz ama işte bu bir felakettir, yağışların çokluğuyla alakalıdır’ noktasına indirgemek kolaycılığa kaçan bir yaklaşımdır ve doğru değildir,” diyen Özdenefe, sahadan edindikleri bilgilerle, gölet ve derelerde yıllardır yapılmayan bakım ve temizliklerin tabloyu ağırlaştırdığını savundu.

Son yıllardaki kontrolsüz yapılaşmaya da dikkat çeken Özdenefe, “Son 3-5 yılda sizlerin verdiğiniz plansızlık noktasındaki tahribat, kusura bakmayın ki Kıbrıs’ın kuzeyinin tarihinin toplamında verilen tahribattan da fazladır” sözleriyle iktidarın sorumluluğunu vurguladı.

MECLİSİN İŞLEYİŞİ VE PERSONEL YAPISI
Özdenefe, yeni meclis binasına taşınmanın üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen, Meclis’in hâlâ tam kapasiteyle ve sağlıklı biçimde çalışamadığını belirtti. Meclis’e yapılacak alımların mutlaka Kamu Hizmeti Komisyonu sınavıyla ve mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Meclisteki asil görevlerin yapılmasında meclisin kendi memurları, kendi görevlileri asli unsurlardır. Taşeron üzerinden, geçici düzenlemelerle bu iş sürdürülemez,” diyen Özdenefe, seçim öncesi yapılan istihdamlara da dikkat çekerek bu konuda divanda uyarılar yaptıklarını hatırlattı.

TEŞKİLAT YASASI VE SÖZLEŞMELİ PERSONEL UYARISI
Fazilet Özdenefe, meclisin yeni binasının ihtiyaçları doğrultusunda teknik personel istihdamı için Meclis Teşkilat Yasası’nda değişiklik gerektiğini ancak bu yasanın aylardır İdari Komite gündemine getirilemediğini söyledi.

“İlgili yasa Teknik Kurul’dan geçmiş durumda, önünüzde duruyor. Elbette olduğu şekliyle geçmesi gerekmiyor ama aylarca gündeme bile alınmamasının bir izahı yok. Bunu doğru bulmuyorum,” diyen Özdenefe, bu gecikmenin meclisin kurumsal işleyişini zayıflattığını ifade etti.

Sözleşmeli personel uygulamasına da itiraz eden Özdenefe, “Meclis tarihinde ilk kez mahkemeler ve Cumhuriyet Meclisi sözleşmeli personel aldı. Bu kapının açılması ileride anayasal ve mevzuata ilişkin başka sıkıntılar doğurabilecektir,” diyerek, bu istihdamların kalıcı kadrolara dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.

MAKAM ARAÇLARINDA SİVİL PLAKA TEPKİSİ
Özdenefe, meclis başkanlığı ve bakanlık makam araçlarında sivil plaka kullanılmasını da sert sözlerle eleştirdi. Bu uygulamanın mevzuata aykırı olduğunu hatırlattı:

“Sivil plaka takmanız makam araçlarınıza mevzuata uygun değildir. Makam araçlarını elbette işinizle alakalı olarak, ihtiyacınız çerçevesinde kullanmalısınız ama plakası üzerinde olur, mevzuata uygun olur. İki set plaka ile ‘resmi yere sıfır numarayı tak, sonra sivil plakayla başka yere git’ olmaz, lütfen,” diyen Özdenefe, yöneticilerin devlete saygıyı önce bu sembolik alanlarda göstermesi gerektiğini söyledi.

“KOMİTELERDE BASKIYLA YASA GEÇİRİYORSUNUZ”
Özdenefe, yasama komitelerinde hükümetin baskıcı ve anti-demokratik bir yöntem izlediğini, bürokratların ve paydaşların çağrılmadığı toplantılarda “eller havaya” sistemiyle yasa geçirilmek istendiğini anlattı.

“Yürütme, komitenin işine fazlasıyla müdahale ediyor. Komite başkanlarına baskı yapılıyor, ‘bugün geçecek, olmazsa kabul etmem’ denilerek, komite üyeleri tahakküm altında tutuluyor. Bu, meclisin demokratik çalışması açısından kabul edilebilir değildir,” diyen Özdenefe, özellikle Mağusa’daki ilahiyat kolejiyle ilgili uluslararası anlaşma örneğini hatırlatarak, paydaşların dahi dinlenmediğini söyledi.

Seçim ve Halkoylaması Yasası’nda karma oyun kaldırılması girişimini de örnek gösteren Özdenefe, bu kadar kritik bir düzenlemenin dahi parti içi pazarlıkların aracı hâline getirildiğini anlattı: “Ülkedeki seçim sistemini değiştirecek yasa, parti içi sopa ve pazarlık aracı olarak kullanılamaz. Bu meclis için utançtır.”

YASA GÜCÜNDE KARARNAMELER VE “386 DOSYA”
Özdenefe, hükümetin meclisi devre dışı bırakmak için “yasa gücünde kararname” aracına yapıştığını ve Anayasa’daki istisnai koşulları hiçe sayarak bu yolla ülkeyi yönettiğini söyledi.

“Öyle bir hükümet ki meclise gelmeyi, mecliste yasa yapmayı kendine zul görüyor. Almış eline yasa gücünde kararname enstrümanını, sanki ilk defa icat edilmiş kurtarıcı gibi kullanıyor,” diyen Özdenefe, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin gündeminde halihazırda “386 yasa gücünde kararname” bulunduğunu açıkladı.

Bu tabloda meclisin yasama fonksiyonunun fiilen felç edildiğini söyleyen Özdenefe, “Bu komitenin 386 tane yasa gücünde kararnamenin hepsini paydaşları çağırarak, mevzuata uygun hâle getirerek yasalaştırması mümkün değil. Meclis işlevselliğini sizin yüzünüzden yitirmiş durumda,” ifadelerini kullandı.

Askerlikle ilgili düzenlemelerde yaşanan kaosu da hatırlatan Özdenefe, bedelli düzenlemeleri için önce yasa gücünde kararnameler çıkarılıp sonra süresi dolan metinlerin Asal Şube tarafından uygulanmadığını, gençlerin mağdur edildiğini anlattı.

NÜFUS, TABANCA RUHSATI VE CEVAPSIZ SORULAR
Özdenefe, meclisin denetim fonksiyonunun da iktidar tarafından sistematik olarak devre dışı bırakıldığını belirtti. Yazılı sorulara cevap verilmemesini sert sözlerle eleştirdi.

“Otuzdan fazla vekilin yazılı sorusu var, çok az bir kısmına cevap verildi. Artık vekiller soru sormaktan vazgeçti çünkü cevap alamayacaklarını biliyorlar,” diyen Özdenefe, yıllardır yanıtı alınamayan temel soruları hatırlattı: “Bu ülkedeki nüfus kaçtır? Yurttaş sayısı kaçtır? Bunu bile söyleyemiyorsunuz.”

İçişleri Bakanı’nın meclis kürsüsünden tabanca ruhsatı sayısını açıklayacağına dair söz verdiğini, ancak aylar geçmesine rağmen resmî yazının gönderilmediğini hatırlatan Özdenefe, “Seçim yasaklarına bir gün kala dağıttığınız rantlar bittiği için şimdi tabanca ruhsatlarına sarıldınız. 600’den fazla tabanca ruhsatı verdiğinizi siz söylüyorsunuz ama meclise resmî olarak kaç ruhsat verdiğinizi yazamıyorsunuz,” dedi.

Denetim günlerinde sadece “nöbetçi bakan” modelinin işlemesini de eleştiren Özdenefe, ilgili bakanların salonda olmamasının meclisi “yok hükmüne” düşürdüğünü vurguladı.

“MECLİSİN İTİBARINI DA, HALKIN GÜVENİNİ DE SİZ ZEDLEDİNİZ”
Fazilet Özdenefe, meclisin yasama organı olarak hükümet tarafından ciddiye alınmadığını, yasa yerine tüzük ve kararnameyle yönetme alışkanlığının kurumsal itibarı çökerttiğini söyledi.

Taşınmaz mallarla ilgili yasanın, daha yapılırken uyardıklarını, uygulanamayacağını ve gelir hedeflerinin gerçekleşmeyeceğini söylediğini hatırlatan Özdenefe, “Biz konuştuk, siz de yedi sekiz kez yasa gücünde kararnamelerle değiştirmek zorunda kaldınız. Hâlâ da uygulanabilir değil,” diyerek Maliye Bakanı Özdemir Berova’ya seslendi.

Meclis bütçesinde ortaya çıkan 600 milyon TL’lik hataya da değinen Özdenefe, bu tutarın “sehven” yazıldığı açıklamasını inandırıcı bulmadıklarını söyledi: “Bütçe açığının 25–26 milyar TL olduğu bir tabloda, 600 milyon TL’lik sehven yazımdan kimse söz edemez. Bu meclis, neye göre plan yapacak? Bu kadar şayialı, bu kadar hata dolu işlerin içinde artık ne halkın ne de bizlerin size güveni kalmıştır,” dedi.

Meclis arşivinin hâlâ yeni binaya taşınmamış olmasını da eleştiren Özdenefe, arşivin “kurumsal hafıza” olduğunu, halka ve akademiye açık, erişilebilir bir yapının acilen kurulması gerektiğini kaydetti.

DİLEKÇE KOMİTESİ, OMBUDSMAN RAPORLARI VE HALKIN UMUTSUZLUĞU
Özdenefe, yurttaşın meclise dilekçeyle başvurma hakkını düzenleyen Dilekçe ve Ombudsman Komitesi’nin de yıllardır neredeyse çalışmadığını söyledi.

“2022’den bu yana sadece bir kez toplandı ve önündeki dilekçelerle ombudsman raporlarını görüştü. O noktaya gelindiğinde de dilekçeler zaten güncelliğini yitirmişti,” diyen Özdenefe, hükümetin ombudsman raporlarını da ciddiye almadığını belirtti: “Ombudsman kararları bağlayıcı olmayabilir ama şeffaf ve hesap verebilir bir hükümet için çok önemli bir rehberdir. Siz ise görmezden geliyorsunuz.”

Halkın meclise ve siyasete güveninin dibe vurduğunu belirten Özdenefe, “Bugün yapılan kamuoyu araştırmaları, halkın en az güven duyduğu yerlerden birinin maalesef Cumhuriyet Meclisi olduğunu gösteriyor. Çünkü yaptıklarınızla hepimizi aynı torbaya atıyorsunuz,” dedi.

“BU YOZLAŞMIŞ YÖNETİMİN SONUNA GELDİK, BU GÜNLER GEÇECEK”
Konuşmasının sonunda halkın umutsuzluğa kapılmaması çağrısı yapan Fazilet Özdenefe, iktidarın “yozlaşmış ve çürümüş yönetim anlayışının” sonuna gelindiğini savundu.

“Siyasetten, meclisten umudunuzu kesmeyin. Biliyorum, artık dilekçe de yazmıyorsunuz, meclisi dertlerinize çare görmüyorsunuz. Ama bu günler geçecek, az kaldı. Bu yozlaşmış, çürümüş, sizlerin güvenini ciddi şekilde sarsmış yönetim anlayışının sonuna geldik. Yurdumuzdan vazgeçmeden, mücadelemizi sizlerle birlikte vermeye devam edeceğiz,” diyen Özdenefe, halkı birlikte mücadele etmeye çağırdı.