Barçın ihaleleri Meclis’e taşıdı: “Bu devletin parasını böyle mi koruyorsunuz?”

CTP milletvekili Devrim Barçın, Başbakanlık ve İstatistik Kurumu bütçeleri görüşülürken uyuşturucuyla mücadele ve istatistik ihaleleriyle milyonlarca liralık kamu zararı iddiasında bulunarak “Gelin el ele polise gidelim” çağrısı yaptı.

Bugün Kıbrıs

CTP milletvekili Devrim Barçın, Meclis’te Başbakanlık bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmasına, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın “vergi affı olmayacak” sözlerini hatırlatarak başladı ve stok affı konusunda net bir yanıt verilmediğini söyledi.

Maliye Bakanı’nın, vergi affıyla ilgili bir çalışma olmadığını söylemesine rağmen stok affını açıkça reddetmediğini vurgulayan Barçın, “Demek ki yeniden ortaya çıktı ki stok affı çalışması var” ifadesini kullandı ve ekledi:

“Stok affı yapacaksanız bu işler kararnameyle olmaz. Buraya gelecek vergi afları, bu kadar açık ve net. Çalışıyorsunuz Özdemir Bey, çalışma elimdedir.”

Bakan sıralarından gelen “Casuslarınız varsa söyleyin” çıkışına ise Barçın, “Bu ülkesini seven yurtseverler var” diyerek karşılık verdi ve bürokrasideki liyakat sorununun siyasi sorumluluğunun hükümette olduğunu vurguladı.

“SIKI DENETİM” GENELGESİ VE MEHMETÇİK’TEKİ POSTA İDDİASI
Barçın, hükümetin “Kamuda Sıkı Denetim Genelgesi”ni de eleştirdi ve Mehmetçik’teki posta şubesinde, aynı zamanda UBP’li Belediye Meclis Üyesi olan bir çalışanın işe gitmeden maaş almaya devam ettiğini iddia etti.

Barçın, iddiasını şöyle dile getirdi:

“Mehmetçik’te, postada, içeride iki çalışan var. Bir tanesi Ulusal Birlik Partisi’nin belediye meclis üyesi. İşe gitmiyor, belediyede oturuyor, kamudan maaş çekiyor, ondan sonra ‘sıkı denetim’… Ünal Bey’in talimatıyla bu kişinin işe gitmemesinin önü açılmaya devam ediliyor.”

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapılan istihdamlara da değinen Barçın, bu kişilerin sigorta ve İhtiyat Sandığı kayıt tarihleriyle fiili işe başlama tarihleri arasındaki çelişkilere işaret etti ve işe gitmeden maaş alanların tespit edilip edilmediğinin açıklanmasını istedi.

İlgili bakan, Barçın’ın Mehmetçik ile ilgili iddiasının posta müdürüne de ulaştığını belirterek, “Araştırılması için hemen talimat verdim, gerekirse soruşturma açacağız ve size de bilgi vereceğim” dedi. Barçın ise, söz konusu kişinin, “UBP’li Mehmetçik belediye meclis üyesi olduğunu, posta dairesi personeli olup belediyede oturduğunu ve ‘Ünal Bey’den izinliyim’ diyerek işe gitmediğini” dile getirdi.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE İHALESİ: “20 SAATLİK İŞE 15 MİLYON 517 BİN TL” İDDİASI
Devrim Barçın, Başbakanlığa bağlı Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu için yapılan “Bilişsel Ve Sistematik Yaklaşım Temelli Hizmet Alımı İhalesi”ni de hedef aldı.

İhalenin kapsamını, “yılda en az 20 saat pekiştirilmiş atölye çalışması, komisyonun çalışma raporunun kitaplaştırılması ve bu kitabın yazarlarından olmak, 2025’te panel ve konferans düzenlemek, komisyon tanıtımı için TV programı hazırlayıp sunmak, bilimsel araştırma yürütmek ve eğitimler vermek” şeklinde özetleyen Barçın, işin gerekliliğini reddetmediğini ancak şartnamenin “kişiye özel” yazıldığını savundu.

Barçın, ihaleye katılmak için aranan nitelikleri şöyle sıraladı:

“Şirketin direktörü İngilizce’nin ana dil olduğu bir ülkeden, İngilizce eğitim veren bir üniversiteden mezun olacak. Kıbrıs’taki üniversitelerden mezunsa olmaz. Üniversiteden aile terapisi yüksek lisans eğitimi almış olacak. Bilişsel davranışçı yaklaşımla ilgili en az dört makalesi olacak. Konferans yayınlarında en az bin akademik makale için editörlük yapmış olacak. 999 makaleye editörlük yaptıysa alamaz bu ihaleyi.”

Bu şartların yalnızca belirli bir kişiyi tarif ettiğini ileri süren Barçın, ihalenin bedelinin 15 milyon 517 bin TL olduğunu açıkladı ve şu soruyu sordu:

“Yılda en az 20 saat atölye yapacak, rapor yazacak, TV programına çıkacak, eğitim verecek bir kişi için 15 milyon 517 bin TL ödenmesinin gerekçesi nedir? Proje kaleminin 35 milyondan 70 milyona çıkarılmasının sebebi nedir? Bu kamuyu zarara uğratmak değil midir?”

Barçın, bu ve benzeri ihalelerde ortaya çıkan tabloyla ilgili, “Kamuyu bile isteye zarara uğratan Merkezi İhale Komisyonu kararlarının altına imza atıyorsunuz. Gelin el ele polise gidelim, bu iddiaları birlikte ortaya koyalım” çağrısında bulundu.

İSTATİSTİK KURUMU İHALESİNDE “FİYATLAR ŞİŞİRİLDİ, MERKEZ BANKASI KÂR PAYI AVANS ALINARAK KAPATILIYOR”
Barçın’ın en ağır eleştirilerinden biri, İstatistik Kurumu’nun hane halkı bütçe anketi ve nüfus çalışması ihalesine yönelik oldu.

İhale öncesinde kurum başkanının, sepetin güncelliğini yitirdiğini ve anketlerde doğru beyanda bulunulması için siyasal partiler ve sivil toplumdan destek istediğini hatırlatan Barçın, sürecin mali boyutunu şöyle anlattı:

“Bütçede bu iş için 75 milyon TL ödenek vardı. İhale bedeli 102 milyon 300 bin TL’ye çıktı. ‘Bloke nasıl verildi?’ diye sorduğumuzda, Merkez Bankası’nın üstünü tamamlayacağı söylendi. Artık devlet bakkal gibi yönetiliyor. Benim yaptığım araştırmada, bu farkın Merkez Bankası’nın kamu maliyesine aktaracağı kâr payından avans alınarak karşılanacağı ortaya çıktı.”

Barçın, Merkez Bankası kâr paylarının farklı kalemler için peşin peşin tüketildiğini, bu gidişle gelecekte kamu maliyesine aktarılacak kâr payının kalmayacağını savundu ve bu yöntemi ağır biçimde eleştirdi.

“PAZARLIK USULÜ İHALEDE İKİ ŞİRKET BİR KURUŞ İNDİRMEDİ, BİRİ BİR ANDA 30 MİLYON DÜŞTÜ”
İhalenin yöntemine de dikkat çeken Barçın, daha önce 75 milyon TL üzerinden açılan ihaleye teklif gelmediğini, ardından pazarlık usulüne geçildiğini, yasa gereği en az üç firmanın katılımıyla pazarlık yapılması gerektiğini anlattı.

Barçın’ın aktardığına göre üç firma şu teklifleri verdi:

  • Yaklaşık 144 milyon TL,
  • Yaklaşık 137 milyon TL,
  • Yaklaşık 130 milyon TL.

İhale bedeli 102 milyon TL olarak belirlenirken, pazarlık sürecinde iki şirket teklifini hiç düşürmedi, bir şirket ise bir anda teklifini 102 milyon TL seviyesine çekti.

Barçın, bu tablo için, “İki firma bir kuruş aşağı inmiyor, bir firma bir anda yaklaşık 30 milyon TL aşağı inip tam ihale bedeline geliyor. İnsan ‘Bu pazarlık önceden mi kuruldu?’ diye sormadan edemiyor” dedi.

“11 MİLYON 460 BİN TL’LİK YAZILIM, 8 BİN 600 TL’LİK TABLETE 37 BİN TL”
Barçın, ihalenin kalemlerini tek tek sıralayarak, devletin envanterine fahiş fiyatlarla kayıt yapıldığını iddia etti. İhalenin içinde Hane Halkı Bütçe Anketi Veri Girişi yazılımı için 11 milyon 460 bin TL ayrıldığını belirten Barçın, piyasadaki yazılım maliyetleriyle bu rakamın uyuşmadığını söyledi.

Barçın, bilgisayar ve donanım kalemlerini şöyle örneklendirdi:

  • 30 adet HP masaüstü bilgisayar için birim fiyatın 80 bin TL olarak yazıldığını, piyasa fiyatının ise KDV dahil yaklaşık 37 bin TL olduğunu;
  • Bir adet iş istasyonu için ihale bedelinin 680 bin TL olduğunu, Türkiye’deki fiyatın yaklaşık 200 bin TL civarında bulunduğunu, masraflar eklense bile 400 bin TL’yi geçmemesi gerektiğini;
  • 20 adet Samsung Galaxy Tablet A9 Plus için birim fiyatın 37 bin TL yazıldığını, piyasada KDV dahil fiyatın yaklaşık 8 bin 600 TL olduğunu;
  • Kesintisiz güç kaynağının yurt dışı fiyatının yaklaşık 1.400 dolar, yani kurla birlikte yaklaşık 70 bin TL olduğunu, ihalede ise 634 bin TL olarak yer aldığını;
  • Güvenlik duvarı ve switch için piyasa fiyatı yaklaşık 9 bin TL olan ürünün ihalede 280 bin TL üzerinden,
  • Lazer yazıcının ise piyasa değeri yaklaşık 200 bin TL iken 535 bin TL üzerinden yazıldığını.

Barçın, bu tabloyu, “Devletin envanterine 8 bin 600 TL’lik tableti 37 bin TL, 5 milyon TL’lik yazılımı 11 milyon TL diye kaydedemezsiniz. Bu, kamuyu zarara uğratmaktır” sözleriyle özetledi.

Merkezi İhale Komisyonu’nun, ihale şartnamesine sonradan eklenen ancak teklif kalemleri arasında ayrı ayrı fiyatlandırılmayan işleri (Lefkoşa’da laboratuvar kurulumu, yangın ve hırsız alarm sistemi vb.) firmalara “bilgisayar ve yazılım kalemlerini şişirerek” ekletmeye yönlendirdiğini iddia eden Barçın, bunun ihalede şeffaflık ilkesini tamamen zedelediğini söyledi.

“BU İHALE POLİSE, YARGIYA GİTMELİ” ÇAĞRISI
Barçın, kendisine gelen bilgileri ilgili firmalarla da görüştüğünü, ihaleyi alan şirketin de şartnamenin bu haliyle maliyetleri başka kalemlere yansıtmak zorunda kaldığını anlattığını belirtti.

Buna rağmen sorumluluğun firmalardan çok, ihale sistemini bu hale getiren siyasi otorite ve Merkezi İhale Komisyonu’nda olduğunu vurgulayan Barçın, şunları söyledi:

“En basitinden bu ihaleyi karara bağlayan komisyon başkanı ve üyeleri şu anda kamuyu zarara uğrattığını bu kürsüden, resmi belgelerle ispatlanmış bir hâldedir. Hâlâ savcılıktan görüş almıyor, ‘bu ihale nasıl düzeltilebilir’ diye bir adım atmıyorsunuz. Taş çatlasın 5 milyon TL olan bir yazılımı devletin envanterinde 11 milyon TL diye geçirdiniz.”

Barçın, ihalenin kaybeden firmalara gerekçeli karar gönderilip gönderilmediğinin de açıklanmasını isterken, ihale hukukuna göre bu yapılmadıysa ihalenin hukuken sakat olduğunu hatırlattı.

Konuşmasını, polise gitme çağrısını yenileyerek bitiren Barçın, “Bu belgelerle bu ihalede usulsüzlük olduğunu ispatladım. ‘Yoktur’ diyebilecek olan buyursun çıksın, aynı belgelerle anlatsın. Diyemeyecek. Dursun Bey’le de, sizinle de bu ihalenin araştırılması için polise gideceğim” dedi.

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "2" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }