KTÖS: Küresel barbarlık yaşam standartlarını düşürüyor, eşitsizlikleri derinleştiriyor!

KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, küresel krizlerin Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam standartlarını gerilettiğini, demokratik alanı daralttığını ve eşitsizlikleri yapısal hale getirdiğini belirterek: “KTÖS bu krize karşı eşitlik, demokrasi ve kamusal hizmetler temelinde mücadeleyi sürdürmektedir” dedi.

Bugün Kıbrıs

KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, Dayanışma Evi’nde düzenlenen “Sol ve Kıbrıs Sorunu 7. Yıllık Konferansı”nda sendikayı temsil ederek “Artan Küresel Barbarlık Koşullarında Kıbrıs’ta Yaşam Standartlarının Düşmesi ve Derinleşen Eşitsizlikler” başlıklı bir konuşma yaptı. Erhalaç, küresel krizlerin Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomik, sosyal ve siyasi yapıyı çok boyutlu biçimde olumsuz etkilediğini vurguladı.

Erhalaç konuşmasının girişinde, “küresel krizlerin yarattığı otoriterleşme ve ekonomik yıkım, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam standartlarını düşürüp eşitsizlikleri derinleştirirken, KTÖS bu yapısal krize karşı eşitlik, demokrasi ve kamusal hizmetler temelinde mücadeleyi sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.

KÜRESEL BARBARLIK YENİ “NORM” HALİNE GELDİ
Erhalaç, insanlığın bugün savaşların genişlediği, otoriter politikaların normalleştiği ve sosyal devlet kazanımlarının hızla aşındığı bir dönemden geçtiğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ukrayna’da üçüncü yılına giren savaş, Gazze’de süregelen soykırım, militarizmin küresel ölçekte güç kazanması ve iklim krizinin hızla hissedilmesine rağmen devletler önlem almaktan uzak durmaktadır. Küresel barbarlık artık istisna değil, yeni bir norm haline gelmiştir.”

Bu atmosferin yalnızca savaş coğrafyalarını değil, çalışanların yaşam koşullarını, gelir dağılımını ve demokrasiyi dünya genelinde etkileyen bir dinamiğe dönüştüğünü söyleyen Erhalaç, Kıbrıs’ın kuzeyinin bu süreçten bağımsız olmadığını belirtti. Ekonomik kırılganlığın yapısal bir hal aldığı, siyasal özerkliğin daraldığı ve kamu hizmetlerinin gerilediği bir bağlamda küresel barbarlığın etkilerinin fazlasıyla hissedildiğini ifade etti.

YAŞAM STANDARTLARINDAKİ ÇÖKÜŞ VE KALICI YOKSULLAŞMA
Erhalaç konuşmasında, Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomik yapının uzun yıllardır dışa bağımlı, üretim kapasitesi sınırlı ve döviz baskısına açık olduğunu belirterek TL’nin değer kaybının yarattığı tahribata dikkat çekti:

“TL’nin değer kaybı ve mali kriz özellikle son sekiz yılda korkunç bir hız kazanmış, maaş ve ücretlerin satın alma gücü her ay gerilemiştir.”

Asgari ücret ve kamu maaşlarının resmi enflasyona göre güncellenmesine rağmen gerçek enflasyon karşısında erimenin kaçınılmaz hale geldiğini belirten Erhalaç, binlerce emekçinin daralan gelirleriyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını vurguladı.

Kira, gıda, ulaşım ve enerji giderlerindeki artışların neoliberal politikalarla birleşerek toplumu kalıcı bir yoksullaşma döngüsüne hapsettiğini söyleyen Erhalaç, yaşananların “geçici bir dalgalanma değil, yapısal bir çöküş” olduğunu ifade etti.

SOSYAL DEVLETİN GERİYE GİDİŞİ VE EŞİTSİZLİĞİN İDEOLOJİK BOYUTU
Sosyal devlet anlayışındaki gerilemenin eşitsizliği derinleştirdiğini belirten Erhalaç, eğitim, sağlık ve sosyal hizmet bütçelerindeki daralmaların emekçileri güvensiz bir geleceğe mahkûm ettiğini söyledi. Eşitsizliğin artık rastlantısal değil, “açık ve kurumsallaşmış bir politik tercih” olduğunu vurguladı.

Göç Yasası ve Sosyal Güvenlik Yasası’nın öğretmenler ile kamu çalışanlarını kuşaklar üzerinden bölerek yapısal bir ayrım yarattığını belirten Erhalaç şunları aktardı:

“Bu iki yasa eşitsizliğin yalnızca bugünü değil, geleceği de rehin alan çok katmanlı bir düzene dönüştüğünü göstermektedir. KTÖS’e göre bu sistem… eşit işe eşit ücret ilkesini yerle bir eden, dayanışmayı bölen, genç kuşakları güvencesiz koşullara mahkûm eden bir eşitsizlik rejimidir.”

Bu nedenle KTÖS’ün söz konusu düzenlemelerin kaldırılmasını mücadelesinin odak noktası haline getirdiğini belirtti.

KAMUSAL EĞİTİMDE DERİNLEŞEN SINIFSAL FARKLAR
Kamusal eğitimdeki eşitsizliklere değinen Erhalaç, fiziki koşullar, kaynak eksiklikleri ve öğretmen ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi sorunların çocuklar arasında sınıfsal ve kültürel farkları büyüttüğünü ifade etti. Göçmen öğrencilerin yeterince desteklenmemesinin de eşitsizliği artırdığını belirtti.

Özel eğitim alanının genişlemesi ve kamusal eğitimin zayıflamasının, “eğitim yoluyla toplumsal eşitsizliğin yeniden üretildiği” bir yapı yarattığını söyleyen Erhalaç, KTÖS’ün eğitimde eşitlik mücadelesini emek mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü söyledi.

DEMOKRATİK ALANIN DARALMASI VE EKONOMİK PROTOKOLLERİN ETKİSİ
Erhalaç, ekonomik eşitsizliklerin demokratik aşınmayla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti:

“Geçtiğimiz 5 yılda hazırlanan ekonomik protokoller, bütçe yönetimi ve kamu politikaları üzerinde belirleyici hale gelmiştir. Yerel demokratik iradenin etkisi sınırlanmış, hatta zaman zaman sıfırlanmıştır.”

Şeffaf olmayan karar alma süreçleri, sendikal haklara yönelik baskılar ve toplumsal muhalefetin hedef haline gelmesi nedeniyle demokratik alanın daraldığını ifade ederek bunun eşitsizlikleri görünmez kıldığını söyledi.

KIBRIS SORUNU VE EŞİTSİZLİĞİN YAPISAL KÖKENLERİ
Kıbrıs Sorunu’nun çözümsüzlüğünün ekonomik gerilemenin arka planındaki en önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Erhalaç, izolasyonlar, sınırlı pazar ve uluslararası hukukun dışında kalmanın toplumsal öngörü kapasitesini zayıflattığını belirtti.

KTÖS’ün federal çözümü yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ekonomik adalet ve toplumsal barışın ön koşulu olarak gördüğünü söyleyen Erhalaç, Crans Montana sonrası tıkanmanın uzun vadeli bir umutsuzluk yarattığını ifade etti.

KTÖS’ÜN MÜCADELE HATTI
Erhalaç, KTÖS’ün toplumun bütününe yönelik bir vizyon sunduğunu belirterek sendikanın mücadele başlıklarını şöyle sıraladı:

  • Göç Yasası ve Sosyal Güvenlik Yasası’na karşı mücadele,
  • Kamusal eğitimi güçlendirecek bütçe politikaları,
  • Eşitlikçi sosyal güvenlik reformu,
  • Laik, bilimsel ve kapsayıcı eğitim,
  • Çocuk hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği,
  • Ekonomik paketlere karşı toplumsal ittifaklar,
  • Barış perspektifi ile toplumsal mücadeleyi birleştirme.

KTÖS’ün yalnızca öğretmenlerin değil, toplumun tamamının insanca yaşam hakkını savunan bir güç olduğunu vurguladı.

“YAPISAL KRİZİN ÇÖZÜMÜ EŞİTLİKÇİ PARADİGMADADIR”
Erhalaç konuşmasını şu değerlendirmeyle tamamladı:

“Sorun ekonomik olduğu kadar siyasal, toplumsal ve kültürel bir yapısal krizdir. Çözüm ise kamusal hizmetlerin güçlendirildiği, gelir adaletinin sağlandığı, demokratik iradenin güçlendiği ve müzakere sürecinin yeniden canlandığı bir eşitlik paradigmasında mümkündür.”

KTÖS’ün bu vizyon doğrultusunda kararlılıkla mücadele etmeyi sürdüreceğini belirtti:
“Öğretmenlerin olduğu kadar toplumun tüm kesimlerinin insanca yaşam ve adalet taleplerinin sesi olmayı sürdüreceğiz.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "2" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }