İsias davasında bilirkişi raporu açıklandı: Üç kamu görevlisine sorumluluk, üçüne muafiyet

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya: “Eğer bir imza, 72 canın ölümüne neden olan o katil binanın önünü açtıysa, o imzanın sahibi de o ölüm zincirinin bir halkasıdır.”

Adıyaman’daki Grand İsias Otel’in yıkılmasında sorumluluğu bulunduğu belirtilen altı kamu görevlisinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması 6 Kasım Perşembe günü saat 10.30’da Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak; mahkeme bu celsede Dokuz Eylül Üniversitesi’nden gelen bilirkişi raporunu, yani dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve Ruhsat Şefi İnşaat Mühendisi Bilal Balcı’yı sorumlu tutup, Belediye İmar Müdürü Yusuf Gül ile belediyenin iki teknik personelini sorumsuz gösteren değerlendirmeyi ele alacak, ancak Şampiyon Meleklerin aileleri “sadece imza attım” savunmalarının kabul edilemeyeceğini, tüm kamu görevlilerinin bu ölüm zincirinde payı olduğunu belirterek duruşmada yeniden tutukluluk talep edecek.

Daha önce Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ana davada, İsias Otel’in sahipleri ve fenni mesulleri hakkında verilen kararda altı sanık “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme” suçundan mahkûm edilirken, beş sanık beraat etmiş; aileler bu kararın ardından kamu görevlilerinin de aynı dosya kapsamında “olası kast”la yargılanması ve verilen mahkûmiyet kararlarının istinaf sürecinde ağırlaştırılması talebiyle adalet mücadelesini sürdürme kararı almıştı.

Ana davanın tamamlanmasının ardından, kamu görevlilerinin yargılandığı ayrı dosyada ise mahkemenin talep ettiği Dokuz Eylül Üniversitesi bilirkişi raporu dosyaya girdi.

Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından kamu görevlileriyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporuna göre; dönemin Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Adıyaman Belediyesi İmar İşleri Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve Ruhsat Şefi, İnşaat Mühendisi Bilal Balcı binanın yıkılmasından sorumlu tutuldu. Öte yandan, Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü Yusuf Gül, Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi Görevlileri Ruhsat Teknisyeni ve daimi işçi Abdurrahman Karaarslan ile teknik eleman Fazlı Karakuş’un binanın yıkılmasında sorumluluğu olmadığı kanaatine varıldı.

AİLELERDEN SERT TEPKİ: “SADECE İMZA ATTIM SAVUNMASI KABUL EDİLEMEZ”
Şampiyon Meleklerin aileleri, kamu görevlilerinin tamamının binanın yıkılmasından sorumlu tutulmamasını kabul edilemez buldu ve sanıkların “Ben sadece önüme gelen belgeleri onayladım, ben sadece imza attım” savunmalarının asla kabul edilemeyeceğini belirtti.

İsias Otel’de kızı Selin’i kaybeden Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, “Eğer bir imza, 72 canın ölümüne neden olan o katil binanın önünü açtıysa, o imzanın sahibi de o ölüm zincirinin bir halkasıdır.” dedi.

İsias Otel’de kızı Serin’i kaybeden Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu da, incelenmemiş, sadece şeklen tamamlanmış ruhsatları verenlerin mutlaka hesap vermesi gerektiğini vurgulayarak, “Deprem bölgesinde süresi geçmiş, geçerli olmayan otel ruhsatına, geçerliymiş gibi eksik belgelerle işlem yapıp imza koyan her belediye çalışanı, bunun hesabını yargı önünde verecek.” şeklinde konuştu.

KAMU GÖREVLİLERİNİN ÜÇÜNCÜ DURUŞMASI 6 KASIM PERŞEMBE
Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin yargılanmasına adli tatilin ardından devam edilecek. Kamu görevlilerinin üçüncü duruşması 6 Kasım Perşembe günü saat 10.30’da Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak. Duruşmada, biri dönemin belediye başkan yardımcısı olmak üzere altı sanık yargılanacak.

AİLELER VE KIBRIS’TAN KALABALIK HEYET ADIYAMAN’DA OLACAK
Ailelerin yanı sıra Başbakanlıktaki Ünal Üstel, bazı bakanlar, milletvekilleri, Barolar Birliği ve gazetecilerden oluşan kalabalık bir heyet üçüncü duruşma için yeniden Adıyaman’da bulunacak.

İsias Otel’de kızı Selin’i kaybeden Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, İsias Otel’de kızı Serin İpekçioğlu’nu kaybeden Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu, Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy 6 Kasım’da görüşülecek kamu görevlileri davasının üçüncü duruşması öncesinde TAK’a değerlendirmelerde bulundu.

KARAKAYA: “BİZ BU SAVUNMALARI ASLA KABUL ETMİYORUZ”
Ruşen Yücesoylu Karakaya, “Biz aileler olarak, kamu görevlilerinin ‘Ben sadece önüme gelen belgeleri onayladım, ben sadece imza attım’ gibi savunmalarını asla kabul etmiyoruz.” dedi.

“Eğer bir imza, 72 canın ölümüne neden olan o katil binanın önünü açtıysa, o imzanın sahibinin de o ölüm zincirinin bir halkasıdır.” diyen Karakaya, hiç kimsenin “ben bilmiyordum”, “ben sadece görevimi yaptım” diyerek sorumluluktan kaçamayacağını ifade etti.

Karakaya, “Eğer o imzalar atılmasaydı, o belgeler ‘göz yumularak’ var olmasaydı, bugün çocuklarımız, öğretmenlerimiz, dostlarımız hayatta olacaktı.” dedi.

“İSİAS KATİL BİR BİNA VE SORUMSUZLUK ZİNCİRİDİR”
Sözlerine “İsias katil bir bina ve sorumsuzluk zinciridir.” diyerek devam eden Karakaya, “O zincirin her halkasından, her sorumludan hesap sorulana dek adalet mücadelemiz sürecektir.” ifadesini kullandı.

Her nefeslerinde, her adımlarını “Adalet yerini bulsun” diyerek attıklarını, çıktıkları bu yolda 1000 günü geride bıraktıklarını belirten Karakaya şöyle konuştu:

“Ancak hâlâ vicdanları sızlatan kararlar, eksik kalan raporlar ve görmezden gelinen sorumlularla karşı karşıyayız. Kamu görevlileriyle ilgili yayımlanan son bilirkişi raporunda üç belediye görevlisinin sorumlu, üçünün ise sorumsuz tutulduğunu öğrendik. Biz aileler olarak bu raporun eksik kalan noktalarının tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki İsias bir katil binaydı, denetimsizliğin, rant hırsının ve insan hayatını hiçe saymanın sembolüydü. Bu cinayet zincirinde görev alan, göz yuman, imza atan, denetlemesi gerekirken görmezden gelen hiç kimse sorumsuz değildir.”

Her geçen gün öfkelerinin ve mücadele azimlerinin büyüdüğünü belirten Karakaya, “Biz, çocuklarımızın hayatlarını ellerinden alan bu düzenin karşısında susmayacağız. Bilimin, hukukun ve vicdanın ışığında, tüm kamu görevlilerinin en ağır cezayı alması için mücadelemize devam edeceğiz. 6 Kasım’da devam edecek olan duruşmada bir kez daha sesimizi yükselteceğiz.” dedi.

Suçluların olası kastla cezalandırılması gerektiğini yineleyen Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz aileler, Şampiyon Meleklerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve rehberlerimize bir söz verdik. Adalet yerini bulana kadar, suçlular olası kastla yargılanıp hak ettikleri cezayı alana kadar bu mücadeleden dönmeyeceğiz. Biz buradayız. Adalet istiyoruz. Gerçek bir adalet, eksiksiz bir yargılama, tam bir yüzleşme istiyoruz. Çünkü biz çocuklarımızın anısına, onlara verdiğimiz söze sadığız. Ve unutulmasın; Meleklere sözümüz var.”

Bu binanın var olmasına imza atan herkesin ceza alması gerektiğini vurgulayan Karakaya, bunun bir daha benzer bir felaket yaşanmaması için şart olduğunu söyledi.

Yargılanan kamu görevlilerinin bazılarının hâlâ Adıyaman Belediyesi’nde görev yaptıklarını hatırlatan Karakaya şunları kaydetti:

“‘Benim önüme geldi geçirdim’ diyen insanların orada ne işi var. Senin imzanla verilen yapı veya tadilat ruhsatı var. ‘Sorumluluğum yoktur, ben sadece imza attım, geçirdim’ ne demektir. O zaman senin belediyede ne işin var. Bilirkişi raporunda da bu noktada çelişki var. İmzayı atan bu kişi mühendis olmadığı için sorumlu değil mi? Bu cezasız mı kalacak? İlk rapor geldi. Sorumlu olmayanlar iki tekniker ve 93’teki yapı ruhsatındaki mimar Yusuf Gül. Bu ruhsatlara imza atanların görev tanımı ne. Benim çocuğum bu binada öldü. Halil Bağcı uyduruk bir rapor verdi, yapı ruhsatı alıp binayı yenilediler. Adıyaman’da bunlar oluyor. Bu binaları kim denetliyor. Bu düzeni değiştirmesi gereken devletin adalet sistemi.”

Karakaya, 6 Kasım’daki duruşmada ailelerin yine tutukluluk talep edeceğini vurguladı ve “Bu insanların sorumlu tutulmamalarını kabul etmiyorum, etmiyoruz.” dedi.

PERVİN AKSOY İPEKÇİOĞLU: “YANLARINA KALMAYACAK”
İsias Otel’de kızı Serin’i kaybeden Doç. Dr. Pervin Aksoy İpekçioğlu da, incelenmemiş, sadece şeklen tamamlanan ruhsatları verenlerin hesap vermesi gerektiğini belirtti.

İpekçioğlu, “Hesap verecekler ki başka Serinler, başka Aliler, başka canlar ölmesin. Serinimin yokluğunun bedelini ödeyecekler. Yoksa ne benim ne çocuğumun ruhu huzur bulur. Benim çocuğum maç heyecanıyla yatağında uyudu, sizin gibi ahlaksızların hazırladığı otel onun hayatına mal oldu. Yanlarına kalmayacak. Adaleti iliklerine kadar hissedecekleri bir kararla deprem davalarına damga vuracağız. Türkiye’deki deprem yargılamalarına ‘Olası kastla’ mahkûmiyetleri getireceğiz.” dedi.

TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan İpekçioğlu, İsias Otel’in inşasını iki ayrı ruhsat dönemi üzerinden değerlendirmek gerektiğini anlattı. 1993 tarihli apartman ruhsatı ve 2001 tarihli otel ruhsatı.

1993 tarihli ruhsatta düzenleyen olarak Ruhsat Büro Teknisyeni Nedim Özkaşıkçı, kontrol eden Ruhsat Büro Şefi Mehmet Çalışır ve onaylayan olarak da Belediye İmar Müdürü Yusuf Gül’ün yer aldığını söyledi. Aynı raporda teknisyen olarak Fazlı Karakuş’un da bulunduğuna dikkat çekti.

Ruhsatı düzenleyen ve kontrol eden kişilerin depremden önce vefat ettiklerine işaret eden İpekçioğlu, “Maalesef diyorum çünkü yargılanmadan, 72 canın hesabını vermeden öldüler. Umarım kemikleri sızlar.” dedi.

Buna karşın ruhsatı onaylayan Belediye İmar Müdürü’nün hayatta olduğunu ve sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan İpekçioğlu şöyle devam etti:

“Çünkü Belediye İmar Müdürü’nün imzası, bir ruhsatın tamamlanması için kurucu unsurdur. Bu anlamda işlemi kuran imzaya sahip kişi, ruhsattaki tüm esasa ilişkin işlerin mevzuata uygun olarak yapıldığını da onaylar. Bu nedenle attığı imzanın sorumluluğunda Yusuf Gül’ün hak ettiği cezayı alması gerekir.”

2001 tarihli ruhsat değerlendirildiğinde ise gelecek felaketin göz göre göre geldiğinin ortaya çıktığını belirten İpekçioğlu şunları kaydetti:

“İlk olarak 1993 tarihli apartman için verilen ruhsat, 5 yıllık geçerlilik süresini 1998’de tamamlamıştır. 2001’de otel için yapılan başvuruda mevzuatta yazılı belgelerin istenmesi, bu belgelerin fiziken de gerçeği yansıtacak şekilde doğru beyan edilmesi gerekirdi. Oysa 6 Şubat’ta çocuklarımıza, sevdiklerimize mezar olan İsias Otel, yıllarca sadece siyasi nüfuz ve menfaat ilişkileri dikkate alınarak, birçok kişinin katkısıyla adım adım felakete doğru yol aldı. Hem İsias Otel sahipleri, fenni mesuller, mimar, mühendis ve müteahhitler hem de belediye görevlileri, ruhsatta fikri sahtecilik suçuna imza atmışlardır.”

Ruhsatın 1998 yılında hukukta geçerliliğini tamamladığını hatırlatan İpekçioğlu, “Bu ruhsata geçerliymiş gibi işlem yapıp otele tadilat ruhsatı verilmiştir. Tüm imza atanlar, sahipleri ve fenni mesuller, mühendis ve mimarlar, fikri sahtecilik yaparak aldıkları bu ruhsatın, 2. derece deprem bölgesindeki bir bina için verildiğini, üstelik bu binanın kamuya açık, halkın hizmetine sunulacak bir otel olduğunu, statiği dahi hesaplanmadan uyduruk 3 sayfalık Halil Bağcı raporuyla ruhsattaki belgelerin tamamlandığını biliyorlardı.” dedi.

“Ruhsat verilmesini karşılıklı olarak, hep birlikte istediler. Bu sonuca bağlı tüm olası sonuçları da göze aldılar, gerçekleşmesi muhtemel deprem sonrası ölümleri, yaralanmaları, mal kayıplarını engellemek için hiçbir önlem almadılar, hatta umursamadılar.” diyen İpekçioğlu, bunun Türk Ceza Hukuku’nda “olası kast”a karşılık geldiğini söyledi.

“Kendini bilen hiçbir hukukçu bunun aksini iddia edemez. Ederse, ben onun hukuk eğitimini, hukuk formasyonunu sorgularım, adalet anlayışını sorgularım.” diyen İpekçioğlu, “Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, adalet bir gün onlara da gerekecek. Adalete muhtaç, adil karara hasret olsunlar.” ifadelerini kullandı.

ESENDAĞLI: “RAPOR MAHKEMENİN YETKİ ALANINA GİRMİŞ GİBİ”
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı da, Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin davasının 6 Kasım’da devam edeceğini belirterek dava sürecini değerlendirdi.

Esendağlı, Nisan ayındaki ilk duruşmada mahkeme heyetinin bilirkişi raporu talep ettiğini, 16 Temmuz’daki duruşmada ise raporun henüz hazır olmaması üzerine davanın 6 Kasım’a ertelendiğini anımsattı.

Bilirkişi raporunun birkaç gün önce sisteme girdiğini ifade eden Esendağlı, raporda üç sanığın sorumlu, üçünün ise sorumsuz tutulduğunu söyledi. Raporda mühendis olmayan ve teknik bilgiye sahip olmadığı belirtilen imar şubesi görevlileriyle ilgili sorumluluk atfedilmemesinin dikkat çekici olduğunu, buna karşılık dönemin belediye başkan yardımcısı ile imar şube amirinin sorumlu tutulduğunu belirtti.

Esendağlı, “Bizim alıştığımız ceza, hukuk sisteminde, hukuki sebeplerle sorumluluk olup olmadığına dair nitelemeleri mahkeme yapar. Bu noktada Türkiye’deki avukat meslektaşlarımızın da söylediği şey normal koşullarda bu nitelemeyi mahkemenin yapması gerektiği.” diyerek raporun kısmen mahkemenin yetki alanına girdiğine işaret etti.

Sorumluluk atfedilmeyen sanıklar açısından memnun olmadıklarını da kaydeden Esendağlı, 6 Kasım’daki duruşmada tutukluluk emri verilmesi için talepte bulunacaklarını bildirdi.

GÜÇLÜSOY: “TÜM RAPORLARDA İHMALLER AÇIK VE NET”
Süreci başından beri izleyen Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü (DPÖ) Müsteşarı Durali Güçlüsoy da, Şampiyon Melekler için adalet mücadelesinin 1000 gündür sürdüğünü vurguladı.

Güçlüsoy, Kahramanmaraş merkezli depremde binlerce kişinin ihmal, suistimal, iş bilmezlik, yasa tanımazlık ve rant ilişkileri nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirterek, “Yaşanan acılar normalleştirilemez. Tek teselli, adaletin yerine getirilmesiyle acıların hafifletilmesi gerçeğidir.” dedi.

“6 Kasım’da yine adalet arayışımızın peşinde Adıyaman’a gidilecek ve kamu görevlileri davasına devam edilecek. Her zaman olduğu gibi ailelerimiz, Barolar Birliği başkanımız, Cumhuriyet Meclisi’nde oluşturulan komite üyeleri ve Başbakan Ünal Üstel’le davayı takip etmek için orada olacağız.” diyen Güçlüsoy, İsias davasının emsal olması gerektiğini, 72 canın ölümüne sebep olanların beklentilere cevap verecek şekilde cezalandırılmasının şart olduğunu belirtti.

KAMU GÖREVLİLERİ DAVA SÜRECİ
Kamu görevlileri davasında, adli tatil öncesi Temmuz ayında yapılan son duruşmada, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden bilirkişi raporu gelmemesi nedeniyle dava 6 Kasım’a ertelenmişti. 6 Kasım’daki duruşmada, geçtiğimiz günlerde açıklanan bilirkişi raporunun ele alınması bekleniyor.

İLK DAVA 24 NİSAN’DA GÖRÜLMÜŞTÜ
Altı kamu görevlisi için Şubat ayında Adıyaman Başsavcılığı tarafından dosyalanan davada iddianame “bilinçli taksir” suçlamasıyla hazırlanmış, ilk duruşma ise 24 Nisan’da yapılmıştı.

Dava kapsamında; İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve yapı ruhsatında proje kontrollerinden sorumlu dönemin belediye başkan yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaarslan ile 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve daimi işçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanıyor.

İlk duruşmada dava 16 Temmuz’a ertelenmiş, sanıkların tutuklanması talepleri reddedilmiş, sanıkların duruşmalarda hazır bulunmalarına ve adli kontrol şartlarının devamına karar verilmişti.

Dönemin belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunulması ve mahkemede tanık olarak dinlenmesi talebi reddedilmiş, davanın Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayla birleştirilmesi ise istinaf sürecinin devam etmesi gerekçesiyle kabul edilmemişti.

Mahkeme, kamu görevlilerinin kusurlarının tespiti için Dokuz Eylül Üniversitesi’nden bilirkişi raporu beklenmesine karar vermiş, 16 Temmuz’daki duruşmada da “raporun beklenmesine, sanıkların vareste tutulma taleplerinin reddine, adli kontrolün devamına ve sanıkların bir sonraki celsede mahkemede hazır bulunmasına” hükmetmişti.

İSİAS OTEL DAVASI
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’daki Grand İsias Otel yıkılmış, otel 72 cana mezar olmuştu. Otelde konaklayan Mağusa Türk Maarif Koleji kafilesinden 35 Kıbrıslı Türk sporcu, öğretmenler, aileler ve tur rehberleri enkaz altında kalmıştı.

Aileler 3 Ocak 2024’te adalet mücadelesini başlatmış, sanıkların **“olası kast”**la yargılanması talebini ısrarla dile getirmişti. Ancak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 25 Aralık 2024’te açıklanan kısa kararda, altı sanık “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme” suçundan mahkûm edilmiş, beş sanık beraat etmişti.

Sanıklardan Ahmet Bozkurt 17 yıl 17 ay 7 gün, Mehmet Fatih Bozkurt 15 yıl 28 ay 28 gün, Erdem Yıldız 17 yıl 17 ay 7 gün, Halil Bağcı 7 yıl 16 ay, Hasan Aslan 15 yıl 16 ay 20 gün, Mehmet Göncüoğlu 7 yıl 16 ay hapis cezası almıştı.

Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt ise beraat etmişti.

TAK

 

WWL

WWL

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "2" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }