CHP’den Aziz İhsan Aktaş iddianamesi raporu: TBMM, Yargıtay ve AKP’li belediyelerden ihale aldı
CHP’nin hukukçu kurmayları, Aziz İhsan Aktaş iddianamesindeki hukuki boşlukları ele aldığı bir rapor hazırladı.
CHP’den Aziz İhsan Aktaş iddianamesi raporu: TBMM, Yargıtay ve AKP’li belediyelerden ihale aldı
CHP’nin hukukçu kurmayları, Aziz İhsan Aktaş iddianamesindeki hukuki boşlukları ele aldığı bir rapor hazırladı.
CHP lideri Özgür Özel’e de sunulan raporda; iddianamenin büyük ölçüde tanık beyanlarına dayandığı, fiziki ve teknik delillere yer verilmediği belirtilerek, “Aktaş’ın şirketleri TBMM ve Yargıtay gibi merkezi kurumlar dahil olmak üzere birçok kamu kurumundan ve AKP’li belediyelerden önemli ihaleler almıştır. Savcılığın, iddianamede ‘örgütün en etkin olduğu dönem’ diye ifade ettiği 2014-2019 aralığını tamamen göz ardı etmesi, soruşturmanın eksik ve seçmeli yürütüldüğüne işaret etmekte” denildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 578 sayfalık Aziz İhsan Aktaş iddianamesi, 20 Ekim’de kamuoyuna duyuruldu. İddianamede, sanıklara yönelik toplam 63 eyleme yer verildi. Aralarında İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun da yer aldığı sanıklar, “Rüşvet almak, rüşvet vermek” ve “Rüşvete aracılık etmek” ile suçlandı. Aziz İhsan Aktaş’ın kamu kurum ve kuruluşlarından ihale alarak haksız maddi kazanç elde etmek amacıyla çıkar amaçlı suç örgütü kurduğu iddia edildi.
BirGün’ün haberine göre; CHP Genel Merkezi bünyesinde, Aziz İhsan Aktaş iddianamesinin incelenmesi amacıyla oluşturulan heyetin ön inceleme raporu tamamlandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de sunulan raporda, iddianamedeki hukuki boşluklar, yargıdaki çifte standart iddiaları işlendi.
CHP’nin hukukçu kurmaylarından oluşturulan heyet, iddianameyi inceledi. İddianameye yönelik hazırlanan ön inceleme raporunun, CHP lideri Özgür Özel’e de sunulduğu öğrenildi. Raporun, “Hukuki Boşluklar” başlığı altında özetle şu ifadeler kullanıldı:
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160’ıncı maddesi uyarınca savcılık, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için şüpheli lehine ve aleyhine tüm delilleri araştırmakla yükümlüdür. Ancak Aziz İhsan Aktaş iddianamesinde bu yükümlülüğün yerine getirilmediği, soruşturmanın kasıtlı bir şekilde dar bir zaman dilimine ve belirli aktörlere odaklandığı görülmektedir. Savcılık makamı iddianamede, Aktaş’ın suç örgütünün 2014-2019 yılları arasında, ‘Sıçrama dönemi’ yaşadığını belirtmesine rağmen bu dönemde kazanılan tek bir ihaleyi bile soruşturma kapsamına almamıştır.
Oysa bu dönemde Aktaş’ın şirketleri TBMM ve Yargıtay gibi merkezi kurumlar dahil olmak üzere birçok kamu kurumundan ve AKP’li belediyelerden önemli ihaleler almıştır. Savcılığın, iddianamede ‘örgütün en etkin olduğu dönem’ diye ifade ettiği 2014-2019 aralığını tamamen göz ardı etmesi, soruşturmanın eksik ve seçmeli yürütüldüğüne işaret etmektedir.”
CHP heyetinin raporunda, iddianamenin büyük oranda tanık beyanlarına dayalı kurgulandığı da belirtildi. Suçlamalarla ilgili fiziki takip tutanakları ve teknik izleme bulgularına yer verilmediği vurgulandı.
“TUTARSIZLIĞIN BELGESİ”
Ön inceleme raporunda, iddianamedeki bazı iddiaların kendi içinde tutarlılık göstermediğinin de altı çizildi. CHP’nin raporunda, “Tutarsızlığın belgesi” olarak nitelendirilen örnekler, şöyle ifade edildi:
“Savcılık iddianamede Esenyurt Belediyesi ile ilgili iki ihalede dönemin belediye başkanının rüşvet aldığına dair hiçbir kanıt sunamamış ancak buna rağmen ilgili ihalelerde usulsüzlük olduğu imasında bulunmuştur. Benzer şekilde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile ilgili bir eylemde, ihale Karalar göreve gelmeden önce yapıldığı ve herhangi bir rüşvet ilişkisi kanıtlanamadığı halde, iddianamede olay, ‘Olağan hayatın akışına aykırı’ biçimde yorumlanarak suçlama yöneltilmiştir. Bu tür kendi içinde çelişkili veya kanıtsız suç isnatları, iddianamenin hukuki tutarlılığını zayıflatmaktadır.”
CHP’nin Aktaş iddianamesine karşı hazırladığı raporda, “Siyasi Saikler ve Yargının Siyasallaşması” başlığı altında da değerlendirmelerde bulunuldu. İddianamenin, “Siyasi kaygı ile” hazırlandığı iddiasına yönelik verilen örnekler, rapora özetle şöyle yansıdı:
• İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na atfen kullanılan ifadeler ve imalarla ilgilidir. Savcılık, iddianamede olmayan bir yapıyı, “Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü” şeklinde anarak, Aziz İhsan Aktaş’ın suç örgütünü İmamoğlu ile irtibatlı göstermeye çalışmaktadır.
• Dosyada tanık ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğu halde, savcılığın yalnızca suçlamayı destekleyen anlatımlara itibar ettiği görülmektedir. Özellikle gizli tanık, “Yaprak”ın verdiği ifadeler, iddianamede adeta mutlak gerçekmiş gibi sunulmuştur.
• Tanık ifadelerindeki bazı biçimsel eksiklikler de delil kurgusuna gölge düşürmektedir. İddianamenin bir bölümünde, bir tanığın beyanında tarih kısmının boş bırakıldığı tespit edilmiştir.














