”Erdoğan, Trump’a sarılarak iktidarda kalamazsın”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’ın sayesinde koltuğunda oturduğunu savunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ”İnsanı bir makama millet getirir. Seni de getirdi millet, götürür; seni de götürecek. Darbeye niyetlenerek Amerika’dan icazet alarak, iktidarı Trump’a yaslanarak sürdürerek asla devam edemezsin. Milletin gönlünden kopan, gözünden düşen iktidardan da düşecek. Trump’a sarılarak iktidarda kalamazsın. Millete sarılıyoruz; seni iktidardan göndermeye hazırlanıyoruz.” dedi.
”Erdoğan, Trump’a sarılarak iktidarda kalamazsın”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’ın sayesinde koltuğunda oturduğunu savunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ”İnsanı bir makama millet getirir. Seni de getirdi millet, götürür; seni de götürecek. Darbeye niyetlenerek Amerika’dan icazet alarak, iktidarı Trump’a yaslanarak sürdürerek asla devam edemezsin. Milletin gönlünden kopan, gözünden düşen iktidardan da düşecek. Trump’a sarılarak iktidarda kalamazsın. Millete sarılıyoruz; seni iktidardan göndermeye hazırlanıyoruz.” dedi.
Erdoğan’ın iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alınabildiğine dikkat çeken Özel, ‘‘Tayyip Erdoğan hiç gelmese, hiç karışmasa, hiç emekliye ilişmese, basit hesapla 7 kere 8 = 56; bugün en düşük emekli maaşı 56 bin lira olacaktı. 7 çeyrek altın alıyordu. Asgari ücret hiç bulaşmasa, gelip uğraşmasa, asgari ücretliye hiç karışmasa 7 kere 7 = 49; bugün 49–50 bin liraydı asgari ücret. Ama maalesef asgari ücreti 22 bin liraya mahkum etti. Geçen sene yüzde 44 enflasyon varken yüzde 30 zam verdi. Bir yılda, yani her asgari ücretlinin cebinden yüzde 15 sırf enflasyon farkını çaldı.’’ ifadelerini kullandı.
CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim talebiyle her hafta Türkiye’nin başka bir ilinde düzenlediği ”Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 60’ıncısı İmamoğlu’nun tutukluluğunun 200’üncü gününde Şişli’de Cevahir Alışveriş Merkezi önünde yapıldı.
ANKA’nın aktardığına göre, Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Yenemeyeceğini bildiği için tüm gücü ile saldırdığı ama bileğini bükemediği ve hepimizin arkasında olduğu Ekrem Başkana selam olsun. Bugün 60’ıncı kez hep beraber 60’ıncı eylemi yapmak üzere buradayız. Otobüsün üstünde bugün de Balıkesir’den Ahmet Akın evladınız var. Ama en gencimiz, yaşına rağmen ‘Genel Başkanımın arkasındayım, partimin yanındayım’ diyen Hikmet Çetin başkanım yok. Ona buradan selam olsun. Sevgili Hikmet Çetin ağabeyimiz, maalesef bir rahatsızlığı için tedavi görüyor, tedbiren orada yatıyor, gözü burada kulağı burada.
“YARGILANMAK İÇİN DEĞİL YARGILAMAK İÇİN BEKLİYORUZ”
İnsanlara çocukları ile yakınları ile tehditler, sürgünler var. Sağlıkları ile tehdit etmek, ailelerinin gözyaşı önünde onlarla uğraşan bir anlayış var. Artık bu işin son bulmasını, iddianamenin ortaya çıkmasını ve yanıtlarını vermememizin zamanı geldi. Tam 200 gündür her sabah bir yalan uydurup üzerinde tepiniyorlar. Biz o iddianameyi bekliyoruz. Yargılanmak için değil yargılamak için bekliyoruz.
“ARKADAŞLARIMIZ MASUMDUR; SONUNA KADAR ARKALARINDAYIZ”
Hatırlayın, Erdoğan ne demişti: Bu soruşturma başladığında bir araya varmazlar, birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar, ailelerinin gözünün içine bakamayacaklar. Bak, bak, bak. Ne kadar kötü imalar, ne kadar iddialı bir iftira. Bakın şimdi Ekrem Başkan’ın yerine Dilek İmamoğlu’nun gözüne siz bir bakın bakalım. Hiç bu gözde, Ekrem’in gözüne bakamayacak bir göz var mı? Dilek Hanım’a da, bütün tutuklu eşlerine de, hepinize de Allah güç verdi, kuvvet verdi; Allah hepinizden razı olsun. Biz birbirimizin gözüne de bakıyoruz, yüzüne de bakıyoruz. Buradan, Şişli’den Tayyip Erdoğan’ın gözüne bakarak: Sayın Erdoğan, ‘bir ay’ dedin; üzerinden 6 ay 20 gün geçti. Sokaktayız, meydandayız. Ben Şişli’de 10 binlerin yüzüne bakıyorum ve şunu söylüyorum: Arkadaşlarımız masumdur; sonuna kadar arkalarındayız.
“CHP BU ÜLKENİN SON KALESİDİR, ELE GEÇMEZ, GEÇİRİLEMEZ”
Diyor ki, ‘CHP birbirine düşecekmiş’ bizi birbirimize düşürmek için kayyumları denediler, mahkemeleri denediler, iftiracıları denediler. CHP her geçen gün büyüyerek bir arada duruyor. Ama öbür tarafta bir damat, bir oğlan. Bir de TikTok’çu Hakan; birbirlerini yiyorlar, birbirlerine. Birbirlerine manşetlerden, yandaş gazetelerden operasyon çekenler, Cumhuriyet Halk Partisi’ni asla ve asla karıştıramazsınız. İstediğiniz kadar saldırın, istediğiniz kadar uğraşın; biz birbirimizden ayrılmayız. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin son kalesidir, ele geçmez, geçirilemez.
“KORKUYLA İKTİDARDA KALMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI UMUDU ÖRGÜTLÜYORUZ”
Dünyada uluslararası, çok itibarlı bir enstitü var. Bu enstitü, Ekonomi ve Barış Enstitüsü; bir endeksi var ve 163 ülkede küresel huzur endeksine bakmışlar. Maalesef, söylemeye üzülüyorum: 163 ülke arasında Türkiye 146. sırada. Bizden daha kötü sırada Filistin var; 2 yıldır bombardıman altında, soykırım görüyor. 67 bin kişi ölmüş; yarısı çocuk ve kadın. Ama oradaki huzur, Türkiye’dekiyle aynı. Bizden daha iyi olan ülkelerde Irak var, Nijerya var. Uzmanlar toplumun bu ruh haline ‘yurttaş hüznü’ diyorlar. Anketler vatandaşın korkusunu ortaya koyuyor. Eskiden herkes telefonunun dinlendiğinden şüphe ediyordu, şimdi esas kaygı sabah erken saatte gözaltına alınmak, tutuklanmak diye ifade ediliyor insanlar. Normal vatandaşı ‘Sabah kapım çalınacak mı’ korkusuna kaptıranlar, bu ülkede korku imparatorluğu kuranlardır, korkuyu örgütleyenlere, korkuyla iktidarda kalmaya çalışanlara karşı umudu örgütlüyoruz. Geleceğin güzel günlerinin müjdesini veriyoruz. 12 metrekarelik zindanlarda moralleri yüksek arkadaşlarımız; bin odalı saraylarda panik halinde olan rakiplerine korku salıyorlar.
“HER ASGARİ ÜCRETLİNİN CEBİNDEN YÜZDE 15 SIRF ENFLASYON FARKINI ÇALDI”
Elbette tek başına bir kurtuluş mümkün değil. Bugün bu meydanda bizimle birlikte olan tüm siyasi partilere, tüm sendikalara, tüm derneklere, tüm örgütlere ve tüm yüreklere binlerce teşekkür ediyorum; bu ülkenin umudunu siz ayakta tutuyorsunuz. Haftanın ortasında, hava soğumaya başlamış; akşamın 9.30’u, 10’u buradasınız ve bir inançla buradasınız; bir mücadele için buradasınız. İnanan bu meydanlar hem mahkemelerdeki adalet talebinin, hem seçtiklerimize yapılan haksızlıkların karşısındaki adalet talebimizin meydanları; hem de tarihin en büyük ekonomik sıkıntıları ile boğuşan emeklilerin, emekçilerin, esnafın, çiftçilerin, gençlerin, bütün mağdurların mücadelesini büyüttüğü meydanlar. Sizler böyle; bu meydanlara sığmadıkça, bu meydanlardan taştıkça buraya öfkenizi, direncinizi ve mücadelelerinizi taşıdıkça bu kötü günlerden kurtulacağız. Elbette biliyoruz, bu iktidar emeklinin düşmanıdır. Geldiğinde 8 çeyrek altında en düşük emekli maaşı; şimdi 2 çeyrek altın. Şaka değil. Tayyip Erdoğan hiç gelmese, hiç karışmasa, hiç emekliye ilişmese, basit hesapla 7 kere 8 = 56; bugün en düşük emekli maaşı 56 bin lira olacaktı. 7 çeyrek altın alıyordu. Asgari ücret hiç bulaşmasa, gelip uğraşmasa, asgari ücretliye hiç karışmasa 7 kere 7 = 49; bugün 49–50 bin liraydı asgari ücret. Ama maalesef asgari ücreti 22 bin liraya mahkum etti. Geçen sene yüzde 44 enflasyon varken yüzde 30 zam verdi. Bir yılda, yani her asgari ücretlinin cebinden yüzde 15 sırf enflasyon farkını çaldı.
“TÜRKİYE ENFLASYONDA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ VE AVRUPA’NIN EN YOKSUL ÜLKESİYİZ”
Ayrıca TÜİK yüzde 44 gösteriyor ama enflasyon geçen sene yüzde 80’di. Şimdi enflasyon sadece Eylül ayında Avrupa’daki 1 yıllık enflasyonu bir ayda yaşadı. Türkiye enflasyonda Avrupa birincisiyiz ve Avrupa’nın en yoksul ülkesiyiz; dünyanın vergisi en adaletsiz toplanan ülkelerinden bir tanesi. Şişli’den bıkmadan, usanmadan söylemek lazım: Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor; bu verginin 66 lirası fabrikanın patronuyla, fabrikanın bekçisinden, hatta sokakta işsiz gezenden eşit alınıyor. Dolaylı vergi: elektrikten, sudan, telefon faturasından, evladını aldığın sütten, evine aldığın ekmekten, ilaçtan; fabrikatör milyarder de aynı vergiyi veriyor, en gariban da aynı vergiyi veriyor. Yüzde 66 böyle. Yüzde 23 aldığınız maaşlardan; şu AVM’de çalışan emekçi kardeşimin maaşı eline geçmeden kesilen para, hepinizin; maaşınıza dokunmadan alınan vergi yüzde 23. Yaptı mı sana yüzde 89; geriye kalan yüzde 11, bütün holdinglerin, bütün bankaların, bütün ihracatçıların, bütün fabrikatörlerin, bütün şirketlerin toplam ödediği kurumlar vergisi yüzde 11. Yani 100 liralık verginin… Bunu anlatın; eğer bunu anlatabilirsek AK Partili seçmen bunu bilirse bir daha bunlara oy değil, dönüp selam bile vermez. MHP’nin seçmeni bunu bilse bunlara dönüp selam vermez. 100 lira vergi, 89 lirası biz garibanlardan, 11 lirası bu zenginlerden. Andolsun ki iktidar olacağız; bunu tam tersine çevireceğiz, andolsun.
“DİRENMEZSEK, EYLEM YAPMAZSAK, ASGARİ ÜCRETE YÜZDE 20 ZAM YAPMAYA HAZIRLANIYORLAR”
Bu mücadeleyi vermeye, hep beraber vermeye, hakkımızı söke söke almaya, kısa çöpün hakkını uzun çöpten, bu milletin hakkını bu ülkeyi yöneten bu uzun adamdan almaya, onu yollamaya, halkın iktidarını kurmaya hazır mısınız? İşte bunun için mücadele ediyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun özgürlük mücadelesi ülkenin iktidar mücadelesidir. Bizim arkadaşlarımızın özgürlük mücadelesi emeklinin iki çeyrek altına değil, 8 çeyrek altına, 10 çeyrek altına ulaşma mücadelesidir. Asgari ücrete niyetleniyorlar. Şimdi siz mücadele etmezseniz, biz mücadele etmezsek, sesimizi yükseltmezsek, direnmezsek, eylem yapmazsak, asgari ücrete yüzde 20 zam yapmaya hazırlanıyorlar. Asgari ücreti 26 bin lira yapmaya 1 yıl boyunca daha, yani bu sene Ocak ayından 2026 sonuna kadar 26 bin liraya geçinin demeye hazırlanıyorlar. Biz buna sessiz kalmayacağız; asgari ücretlinin hakkını alacağız, emeklinin hakkını alacağız. Vermeyecekler, vermeyenleri indireceğiz; halkı iktidara getireceğiz.
“TRUMP, ERDOĞAN’I BOŞUNA MI ÖVÜYOR, BABASININ HAYRINA MI ÖVÜYOR?”
Birileri durum böyleyken Amerika’ya gidip Trump’tan icazet dileniyor ve birileri diyor ki Erdoğan’ın Trump’la arası çok iyi. Doğru, bana da Erdoğan’ın yaptığı gibi kocaman bir hediye paketi ile gitseler ben de Erdoğan’ı överim. Trump, Erdoğan’ı boşuna mı övüyor, babasının hayrına mı övüyor? Senin sırtından övüyor; senin sırtından 225 tane Boeing al, git; pahalı sıvılaştırılmış doğal gazı Amerikan şirketlerinden 20 yıllığına al, istediği her tavizi ver; bir de utanmadan memleketin geleceği olan nadir toprak elementlerini Trump’a peşkeş çek, kendi iktidarında memleketin geleceğini Trump’a trampet. Buna ne ben izin veririm ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi ne de Aziz Türk milleti.
“APPLE’IN İHRACAATI 391 MİLYAR DOLAR, TÜRKİYE’NİN 262”
Bunu çok önemsiyorum. Bakın, bu nadir toprak elementlerini bizimkiler kamyon kamyon çıkartıp 3.30 paraya Trump’a vermeye kalkıyorlar. Bunlar dünyanın en kıymetli madenleri; bundan gelişmiş teknolojisi olanlar Çin, Amerika başta olmak üzere yüksek teknoloji ile nadir elementleri ayırıyorlar, yüksek kapasiteli süper mıknatısları ayırıyorlar. Bununla cep telefonları yapıyorlar, lazer teknolojileri yapıyorlar, akıllı cihazlar yapıyorlar ve aldıkları paranın binlerce katına bütün dünyaya satıyorlar. Bugün Apple’ın toplam ihracatı 391 milyar dolar. Bu geçen sene Türkiye’nin toplam ihracatı 262 milyar dolar; Türkiye’nin neredeyse bir buçuk katı fazla bir şirket ihracat yapıyor. Ne sayede yapıyor? Yüksek teknoloji sayesinde yapıyor. Bu Erdoğan, sırf iktidarda kalabilmek için sırf Trump’ın desteğini alabilmek için bunu cevher halinde kamyon kamyon Amerikan şirketlerine verecek; ülkemizin geleceği çalınacak. Bu elementler dünyada her ülkede yok. Türkiye dünyada 5. sırada. Teknolojimiz o noktaya gelene kadar, biz de onları işleyene, üretene ve değerinde dünyaya satana kadar asla ve asla bu altın yumurtlayan tavuğu kesmemeliyiz; altın yumurtlayacak tavuğu Trump’a teslim etmemeliyiz.
“TRUMP SAYESİNDE OTURULAN KOLTUK MEŞRU KOLTUK DEĞİLDİR”
Diyorlar ki, Trump ile Erdoğan’ın ilişkisi iyi. Trump, Erdoğan’ın koltuğunu tuttu, tutar. Tabii Boeing’i alırsan tutar; nadir elementleri verirsen tutar; ülkenin geleceğini Trump’a verirsen koltuğunu tutar. Ayrıca mesajı veriyor: ‘Koltuk elimde; sözümden çıkma; çekerim koltuğu altından’ diyor. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum: Trump sayesinde oturulan koltuk meşru koltuk değildir. İnsanı bir makama millet getirir. Seni de getirdi millet, götürür; seni de götürecek. Darbeye niyetlenerek Amerika’dan icazet alarak, iktidarı Trump’a yaslanarak sürdürerek asla devam edemezsin. Milletin gönlünden kopan, gözünden düşen iktidardan da düşecek. Trump’a sarılarak iktidarda kalamazsın. Millete sarılıyoruz; seni iktidardan göndermeye hazırlanıyoruz.”