Niyazi Kızılyürek / Avrupa Parlamentosu Eski Üyesi

Geçtiğimiz günlerde ELAM’ın Avrupa Parlamentosu Üyesi Yeadis Yeadi, adanın kuzeyinde tutuklanan beş Kıbrıslı Rum’u ileri sürerek, Yeşil Hat Tüzüğü’nün “ivedilikle” yeniden ele alınması ve sona erdirilmesi için, Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’ne başvurduğunu açıkladı.

Yeadis, bu açıklamasıyla Avrupa Birliği’nin işleyişinden ne kadar habersiz olduğunu ortaya koydu ama bu konuya geçmeden önce bazı başka noktaların altını çizmek istiyorum.

Avrupa Parlamentosu Üyesi olduğum 2019-2024 arasında Kıbrıslı Türklerin meşru haklarına dönük olarak ortaya koyduğum çabalar yüzünden, başta ELAM, olmak üzere DİKO ve EDEK gibi partilerden sonu gelmeyen saldırılara uğradım.

Yeşil Hat Tüzüğü’nün gerektiği gibi uygulanmadığını, Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin gereksiz zorluklar çıkardıklarını Komisyon’a şikayet ettiğimde, bu çevreler beni Kıbrıs’ı AB’ye şikayet etmekle suçladı.

DİKO’nun Avrupa Parlamenteri Mavridis ise, Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ticaret yapılmasına karşı çıktı.

Adanın kuzeyinde ofis açtığımda yine bu çevreler tarafından her türlü aşağılayıcı sıfata layık görüldüm.

Hellim konusunda Kıbrıslı Türk üreticilerin de Avrupa pazarına girebilmeleri için ortaya koyduğum çabalara küfürle karşılık verdiler.

Karma evliliklerden doğanların vatandaşlık hakkı için yaptığım girişimler yüzünden işitmediğim laf kalmadı.

Türkçe dilinin Avrupa Birliği dilleri arasına alınması için uğraştığımda ise, nerdeyse Kıbrıs Rum toplumunun bütününü karşımda buldum.

Bütün bunlar yaşanırken adanın kuzeyinden hiç kimseden destek görmediğim gibi, iki koldan gelen hırçın saldırılara hedef oldum.

Birinci koldan ilerleyen “süvariler”, Tatar-Ertuğruloğlu mevziinden fırlamışlardı.

İkinci koladan ilerleyenler ise, Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere dönük her konuda zorluk çıkaran popülist milliyetçi Kostas Mavridis’e hayranlık duyan ve ona övgüler düzenleyen sözde radikal solculardı!

Ben bunlara aldırmadan akılımın ve vicdanımın sesini duyarak işimi yapmaya devam ettim.

Bu arada, kamuoyunu bir konuda uyarmaktan geri durmadım. ELAM’ın Avrupa Parlamentosu’na girmesi durumunda Kıbrıslı Türklere zarar vermek için elinden geleni ardına koymayacağını defalarca anlattım.

Ne var ki, 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Tatar-Ertuğruloğlu benim önümü kesmeyi marifet sayarken, sözde “radikal solcu” takımı Kostas Mavridis’in ne kadar başarılı bir parlamenter olduğunu yazıp çiziyordu.

O Mavridis ki, ELAM’lı Yeadis ile ele ele vererek Kıbrıslı Türklerin zaten çok cılız olan nefes borularını hepten tıkamak için mütemadiyen uğraşıyor!

Gelelim Yeadis’in AB-cahilliğine…

Yeşil Hat Tüzüğü’nü yeniden ele alma veya sonlandırma konusunda Avrupa Parlamentosu’nun Dış ilişkiler Komitesi’nin hiçbir yetkisi yoktur. Bu tüzük Avrupa Birliği Konseyi tarafından onaylanmıştır ve AB Müktesebatının bir parçası olmuştur.

Ve AB Müktesebatı Kıbrıs Anayasasının üstündedir!

Konunun yeniden ele alınabilmesi için AB üyesi bir devletin meseleyi Konsey’in gündemine taşıması, Konsey’in de AB Komisyon’undan inceleme yapıp rapor hazırlamasını talep etmesi gerekiyor. Eğer AB üyesi 27 devlet oybirliğiyle tüzüğün iptal edilmesini talep ederse, o zaman tüzüğün varlığına son verilebilir.

Böyle biri girişimde bulunmak, değil Hristodoulitis’in, ELAM’lı bir cumhurbaşkanının bile haddine değil!

Yeşil Hat Tüzüğü kararı 26 Nisan 2004 tarihinde alındı. Yani, Annan Planı referandumundan iki gün sonra ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB üyeliğinin resmen başlamasından iki gün önce.

Kararın gerekçesi, Annan Planını onaylayan Kıbrıs Türk toplumunun “izolasyonuna son vermek” olarak açıklandı.

İlginçtir; o dönemde cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Tassos Papadaopoullos AB Konseyi’nin kararını sessizce izlemek zorunda kaldı. Hiçbir kulis faaliyetinde bulunmadı. Çünkü, sırtında “hayır” oyunun ağır yükü vardı!

Ayrıca, Yeşil Hat Tüzüğü’nü kabul etmese, Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile karşı karşıya kalacaktı.

Şimdi Yeadis ve Mavridis gibi popülist milliyetçi demagoglar Kıbrıs Rum toplumunda “vatan-millet-sakarya” bezirganlığı yapsınlar diye akıllarına geleni söylüyorlar ve akılsız laflar ediyorlar.

İşin en tuhaf tarafı, Tatar-Ertuğruloğlu benim önümü keserek ELAM’lı Yeadis Yeadi’nin seçim kazanmasına yardımcı olurken, “radikal solcular”, Yeadis’ten geri kalmayan Kostas Mavridis’e övgüler düzüyorlardı…