Bugün Kıbrıs

Askeri Mahkeme, 3 Kıbrıslı Rum yurttaşın tutukluluk halini kaldırarak 200’er bin TL teminat karşılığında serbest bırakılmasına ve tutuksuz yargılanmalarına karar verdi. Avukat zanlıların haksız yere tutuklandığını, suçların uydurulduğunu ve bunun Simon Aykut’u kurtarmaya yönelik bir girişim olduğunu savundu. Polis tüm bu iddiaları reddetti. Halen tutuklu 2 yurttaşla ilgili karar ise Cuma günü verilecek.

Yaşananlar, 2000 yılında İngiliz Üsler Bölgesi’nden geçerken kaçırılan Çakurmas olayını hatırlatıyor. O dönem “derin devlet operasyonu” olarak kayıtlara geçen olayda, Kıbrıslı Rum Çakurmas kısa süre içinde serbest bırakılmış, ardından dönemin Rum lideri Glafkos Klerides güneyde 10 yıl hapse mahkum edilen Kıbrıslı Türk’ü affederek karşılıklı tahliyeyi sağlamıştı.

Bugün 5 Kıbrıslı Rum’a yönelik “misilleme” de aynı senaryoyu işaret ediyor. Ancak davanın seyri, bir başka uluslararası krize daha çok benziyor: Rahip Brunson davası. 2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’de tutuklanan Amerikalı Rahip Andrew Brunson, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fethullah Gülen ile takas önerisi, Washington’un ağır yaptırımları ve Trump’ın doğrudan baskısı sonucu 2018’de serbest bırakılmıştı.

Şimdi benzer bir tablo kuzeyde yaşanıyor. ABD ve Avrupa Birliği’nin baskısı bu kez 5 Kıbrıslı Rum davasında kendini gösteriyor. Görünen o ki, dosya hukukla değil, siyasetle kapanacak. Ama bedeli ağır olacak: Kuzeydeki hukuksuzluğun ve ayrılıkçı politikaların faturasını Kıbrıslı Türkler ödeyecek.